ÖLÜM EVLADIR ZİLLETLE YAŞAMAKTAN

Ct, 22/08/2020 - 09:13

Acı ve matem ayı muharem geldi, sarallah Hüseynin matem taziyeleri kuruldu 13 asırdır ağlayarak direnmekte sevdikleri ne acısından bir şey eksiliyor nede hedefinden bir şey kayb ediyor.

Welayet News - Kerbela yine Kerbela ve Hüseyin yine Mazlum Ekber susuz meydanda Asker susuz beşikte Rukeya babasını kayb etme korkusunda  Zeynep sabrı acıyı katre katre yudumlamakta kendisiyle kurtuluş aradığımız Allah‘a yaklaşmak istediğimiz din ayakta kalsın diye Ehli beyti peygamber kurban oluyor hemde eşi görülmemiş bir adanmışlıkla acaba farkındamıyız. Bunun farkında olmamak ne kadar büyük bir Nebal tüm Kerbela mazlumlarının Abbasın kesik kolarının hakının üzerimizde olduğunu biliyormuyuz zira din onların fedakarlıklarıyla bize yetişti.

Kerbela acının ismidir Aşura feda olarak dirilmenin günüdür

Ya Hüseyni lebeyke ya Hüseyne dönüştürmenin dersidir Aşura kıyamı şehadet kanıyla kazanılmış izzet ve zaferdir.

Kerbelada gerçekleşen ilahi kıyam Peygamberi ekremin kurduğu İslam devletinin bakiyeti için İmamın kendini tüm ailesini ve bu fikre inanan dostların kendilerini bu yola kurban vermeleri İmam Seccad ve Hz Zeynebin ve kalanların yenilgi gözüken bu direnişi kıyamın hedeflerinin anlaşılması için verdikleri mücadelenin neticesi olarak kazanmış gözüken düşmanı hükümete tahta oldukları şehirlerde yenilgiye uğratmaları düşmanın çehrelerindeki o zifiri karanlığı aşikar edip İmamın aziz canını feda ettiği cedi Muhammed‘in dinin kıyamete kadar yaşayacak olan tüm insanlara yeniden tebliğ etmesidir.

Başı Kerbela‘da kesilmek istenen din İmamın aziz canını kurban etmesiyle Kerbela‘da onun pak kanı üzere yeniden dirilmiştir bu kanın Kerbela‘da gömülmesini engeleyen onu din ağacının kökünde hayata dönüştüren Zeynebi kubranın mücadelesidir o İmam Hüseynin vefatından sonra İmam Hüseynin yerini alarak bu kıyamın hedefine ulaşmasını sağlamıştır. Ali Muhammedin kıyamı tarihin tüm karanlık siyaset sayfalarını açığa çıkarmış ve çıkarmaktadır.

İmam Hüseyinin kıyamının hedefini incelediğimizde Muaviye‘nin ölümüyle başlayan süreçte Yezidin Medine valisi aracılığıyla İmam‘dan istediği biatın bir zulüm olduğunu ve İmamın bu zülme iştirak etmeyip biatı red etmesi Yezit hükümetininde bunu zorla istemesi İmam için kıyamı kaçınılmaz kılmıştır, İmam‘dan istenen biat onu iki şeyin arasında bırakmıştır  Ya zillet ya ölüm.

İmam bu biatın İslamın fatihasının okunması olduğunu böyle bir durumda İslama veda etmek gerektiğini söylemiştir İmam Hüseyin ya Yezit gibi bir fasıka biat edip dinin yok oluşunu onaylayıp canını kurtaracaktı yada ikinci yolu seçip kendini feda edecek İslamı cedinin dinini kurtaracaktı. İmam ikinci yolu seçti ölüm evladır zilletle yaşamaktan buyurdu .

Medine toplumunda bu kıyamı yapabilmesi söz konusu değildi  bir gündüz vakti ailesini yanına alarak Musa (a.s) Mısırdan çıktığında umarım rabbim beni doğru yola iletir ayetlerini okuyarak cedinin İslam devletini kurulduğu şehirden hiçret etmek zorundan kaldı.

Bu ayrılış cedinin türbesinde gece boyunca dökülen gözyaşları bu hareketin nedenlerinide açıklamıştır. Allah‘ın dinini tebliğ eden Peygamberler gibi Hüseyin bin Ali‘de yurdundan ayrılmak zorunda kalmıştır. İslam devletinin kurulduğu bu şehirde 60 yıl önce ‚Tellal bedru aleyna‘ ay doğdu üzerimize diyerek peypamberi karşılayanların torunları 60 yıl sonra ise Peygamberin azizini ailesiyle beraber uğurluyorlardı.

Oldukca acı olan bu hadise ibret vericidir insanların biraz dahi olsa kendi zevku sefa menfaatlerine dalmalarının iyi şeylerini değiştirmeleri sonucu ellerindeki nimetlerin nasılda alındığını görebiliyoruz. Hep Kufe‘lilerin dönekliğini vefasızlığını kınarızda İmam Hüseynin islamın iki kutsal şehri olan Medine ve Mekke‘de barınamasını görmezden geliriz oysa ki İmamı lanetli Yezidin kılıçlarına yaklaştıran dini tekellerinde tutmak isteyen bu kesimlerdir.

İmamın Medine‘den Mekke‘ye hicreti oradan Kerbela‘da şehadetine kadar olan bir kaç aylık süreç yüzlerce ders içermektedir. Her hali her hareketi bir ders olan aziz İmam dini din kılan vacibi yerine getirmiştir. İmam‘dan önce bu vacibi kimse yerine getirmemiştir, zira ne Peygamberin zamanında nede Emirelmüminin zamanında toplum bu derece sapmamıştı.

İmam insanların yolunu kayb etmemesi için islah hareketini başlatı. Dedesi Peygamberi ekremin Velatıyla başlayan islamdan uzaklaşma kendi döneminde islama islam adına kılıç çekmeye Kuran‘ın kendisi olan Hüseynin boynuna kılıç dayayıp onu seçime zorladı  ya  zillet ya ölüm.     

Ey peygamber kafirlerle ve munafiklarla cihat et ( tevbe süresi 73 ) ayeti İmam Hüseyin zamanında vacıp hale geldi. Munafık düşman islamın mukasatını hiçe sayarak onu itibarsızlaştırma savaşı başlatmıştır. Beni Ümmeyenin günahları fasıklıkları artık onlarla sınırlı kalmayıp İslam toplumunun zarar uğramasına sebeb olmaktaydı. Kuran‘a mualif  islama taban tabana zıt bu saltanat çizgisinin karşısında emri bil maruf nehi anil munker farizasını gerçekleştirabilecek tek kişi Hüseyin bin Ali’di.

İmam kendi hareketini emri bil maruf ne hi anil münker hareketi olarak ilan etti.    

Mekke‘de kabeye sığındı ancak Yezid‘in yöneticileri onu rahat bırakmadılar. Kabenin sahibini tanımayanlar kabeye sığınan kabenin evladınıda tanımadılar. Hicri İsmail‘dede olsa Hüseyini öldürün emri İmam Hüseyin için yeni bir hicrete sebep oldu. İmam kabenin mukadesatını korumak pak kanını heder etmemek düşmanın karanlık siyasetlerini aşikar etmek için Hacı yarım bırakarak kurbanlarını Minada kesmeden Mekke‘den ayrıldı .

Din adına yapılan zulümlerin din olmadığının mesajını verdi. .Peygaberlerini unutup Ehli beytine sırt dönenlere ehli abanın sonuncusu olan İmam Hüseyin hücceti tamamlamak  istiyordu. Onların hali  bir zamanlar putlarına helva sunup sonra da onu afiyetle yiyen put perest atalarınınkine dönmüştü Mekke‘de böylelerinin buyunduruğu altıdaydı şeytanın taşlanması gereken yerde şeytanı kutsamasını Hz İbrahim‘in torunu Hüseyin‘den talep etmekdeydiler.

Peygamberin devirdiği Mekke putlarının yerine hilafet putu dikilmişti. İmam Hüseyin buna karşı çıkıyor şöyle diyordu: Ne Allah, ne Peygamberi, ne Müminler nede bizi yetiştiren pak temiz anneler ve nede izzetili ölümü alçak kimselere itaatı tercih eden onurlu olan kimseler bunu bizden kabul ederler . 

İmam Hüseyin şeytani sistemlerin olduğu hüküm sürdüğü yerde şeytana taş atmanın nafile olduğunun farkındaydı. Menfat ve makam sevdasına tutulmuşları kurban etiyle durdurmak doyurmak mümkün değildi. Mustazafları uyandıracak pak bir kurban zalimi durduracak al aşağı edecek pak bir kan lazımdı. Ayetin hizbi azam olarak bahs ettiği büyük kurban biz onu ahirlerin üzerine bıraktık ayetini tabir etmeye gidiyordu Mekke‘den Kufe‘ye harekete geçildi ailesi ve büyük bir kalabalık kitleyle meşhur şair Ferazdak geldi. Ey Hüseyin nereye gidiyorsun dedi. Allah‘a and olsun ki Küfe‘lilerin kalbleri seninle kılıçları Yezit‘le oysa İmam ne kimsenin kılıcına nede davetine güvenmişti. O rabine dayanarak ilahi bir kıyamla ben cedimin dinini ihya etmeye gidiyorum diyordu.

İmam kendini vuku bulacak her iki netice hazırlamıştı. Eğer hükümete yetişse islamın nizamını yeniden ihya edecek babası Emirel Müminin gibi hüküm edecekti. Eğer şehadete ulaşsa canını Allah yolunda feda ederek şeri vazifesini yerine getirecekti. Ama İmam için bunlar amaç değildi bunlar sadece vuku bulacak sonuçlardı, her iki neticeyede hazırlıklıydı. İmam tüm tehlikelerden haberdar olarak bu yola adım atmıştı, onun zaferi onun direnişinde kıyamındaydı. İmam biatı red ettiği anda kazanmıştı,  onun Yezit gibi bir zavalıyla işi yoktu. Müslümanların halifesi ünvanıyla yapılan adeletsizlik ve zulümlere karşı kıyam ediyordu yönetim ve idare şeklini şer ve tağut görüyordu. Bunu o günün büyükleri sayılan Abdullah bin Zübeyr ve Abdullah bin Ömerde kabul etmiyordu ama ne var ki karşıda durmuyorlardı, üstelik bu kıyamda İmamın  yanındada yer almıyorlardı.

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmakta: Hak söylenip övülmede her şeyden kolaydır fakat insaf ve amel edilmede en güçtür.

İmam Hüseyin diğerlerinin aksine emri bil maruf nehi anil münker farizasının ayakta kalabilmesi için kolay olanı değil güç olanı seçmiştir. İmam bu yüce değerlerle hareket ederken ne yazık ki onunla hareket edenler azalıyordu. Önceleri on binlerle ifade edilen kalabalıklar İmamın bu yolculuğun sonunda kendilerini bekleyen şehadete vurgu yapması neticesinde  dağılıyordu.

Müslümün İbni Akil‘in şehadeti vuku bulacak neticeyi adeta resm ediyordu. 18 bin mektubun gönderildiği Kufede Müslümü bir gece barındıracak kimse kalmamıştı. İbni Ziyat parayla korkuyla hileyle Küfe‘yi elle geçirmişti. İmam böylesi güç şartlarda kıyamını devam ettiriyordu.  Beyza denilen konakta Hür‘de İmama yetişti ve ondan sonra Hür‘ün kuşatması altında Kerbela denilen yere geldi. On gün boyunca orada muhasarada kaldı son üç günde su kesildi, İmam sık sık kendine karşı duran orduya nasiat etmeye çalışıyor.

Benim kim olduğumu biliyormusunuz diyordu, ne yazık ki bunu duymaya hatırlamaya yanaşmıyorlardı. onuncu gün geldiğinde ise tarihin eşine rastlamadığı büyük cinayet katliyam Beni Ümmeye‘nin emrinde bu ümmetce işlendi. 

Ancak tüm zulümlere rağmen ne İmam ne sadık yarenleri ne kardeşleri ne evlatları nede kendinden sonraya kalan Hz Zeynep İmam Seccad ve diğer tüm hanımlar bu kıyamın ilkelerinden ödün vermedi. iİam son anına kadar cedi Muhammedin ümmetini islah etmeye çalıştı, öyleki en azizlerini meydana getirerek bu davanın ne kadar değerli olduğunu ve bu dava tehlikede olduğundan Hüseynin tüm sevdikleriyle canının güvende emanda olamayacağınıda göstermiş oldu.

Namazın varlığını koruyabilmesi için zekatın hacın humusun olması için ticaretin helal zulümlerin çözülmesi yeryüzünün yaşanılır olabilmesi için Peygamberlerin islah amelini Zehra‘nın pak oğlu yerine getiriyordu. Hemde tüm varlığıyla ve bu kıyamını kıyamete kadar durmayacak teslim olmayacak bir direnişe dönüştürerek .

Kendi şehadetinden sonra  bacısı Zeynebi mesajının şahidi taşıyıcısı olarak Kerbela‘da tüm olanlara şahit tuttu, öyleki bu kıyamın hedefinden saptırılmaması için susturulmuş olan Hüseynin bedenin sedası Zeynebi Kübra‘dan yükseldi. Zeynep Kerbala‘dan geriye kalan Hüseyin olarak ayağa kalktı ellerinde zincir etrafında dul kadınlar yetim çocuklar mızraklarda kardeşlerinin azizlerinin başlarıyla kıyama devam etti. Zehra‘nın kızı yok edilmek istenen dini tıpkı annesi gibi sahiblendi. Kufe‘de bir hütbe irad etti ki Ali Murtaza gelmiş sandılar. Allah sizi öldürdü diyen İbni Ziyade ben güzelikten başka bir şey görmedim diyerek şehadetin Zeyneb‘in gözlerindeki anlamını anlatı.

İntihamı kayb ettiniz diyerek azametle ayrıldı Kufe’den, Ali‘nin ziyneti Şam‘da sarayda tahtında rusva etti Yezidi, Zeynep konuştukca kanın kılıça galip olduğu aşikar oldu. İmam‘ın pak kanıyla din ayakta kaldı, İmam‘ın kıyamı bu günde aynı direniştedir Zeyneb‘in yerine konuşan Seyyit Nasrallah’tır, Abbas gibi kendini feda eden kesilmiş elleriyle selam yolayan Kasım Süleymanidir, bizi ölümlemi korkutuyorsunuz diyen İmam Zeynel Abi‘dinin sözünü onun evladı  Ali Hamaney bu gün dünya müstekbirlerine demektedir. Biz Kerbela‘nın varisleriyiz Hüseyin birdi binlere milyonlara dönüştü, ne davası yerde kaldı ne mesajı unutuldu cünkü din onunla yeniden nizamına kavuştu. Hüseynin kendini feda ettiği din elbete onun mazlumiyetinin hakkınıda soracaktır .Hey hat mine zileh

Selam Muhammed‘e ve Aline ve tüm Kerbela direniş şehitlerin üzerine olsun.

 

Kevser Şimşek         



Yeni yorum ekle