Neden Hak Olanı Görmek İstemiyorlar?

Sa, 06/11/2018 - 23:33

NEDEN HAK OLANI GÖRMEK İSTEMİYORLAR?

وَمَا أَنتَ بِهَادِي الْعُمْيِ عَن ضَلَالَتِهِمْ إِن تُسْمِعُ إِلَّا مَن يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا فَهُم مُّسْلِمُونَ 

‘’Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getiremezsin. Sen ancak ayetlerimize iman etmeye yakın kimselere çağırını duyura bilirsin. Çünkü onlar hakka teslim olurlar. 27/81

KÖR: İnsan yaşarken gören göze, işiden kulağa, söyleyen dile, tutan ele yürüyen ayağa sahiptir. Bunlar her insanın yaşayabilmesi için Allah tarafından verilmiş ilahi nimetlerdir. Bu ilahi nimetlerin kullanılma sınırlarınıda bizatihi Allah belirlemiştir.

‘’Bilmediğin şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz, kalb gibi azaların hepsi de sorguya çekilecektir.’’ İsra

Göz hakkı görmek, hakkı tanımak, hakta yürümek için Allah tarafından insana verilmiş en güzel nimettir; bu nimete sahip olan insan onu nerede kullanacağını, nasıl kullanacağını Resulümuz Muhammed (s.a.a) mubarek sözüyle şöyle beyanda bulunmuştur.

“Allah Korkusundan akan göz yaşı ve Allah için geceleri nöbet tutan ve ilahi sınırları koruyan nöbetçinin gözü cehennem ateşinden korunur.”

Hadisin metninde iki önemli işaret vardır. Önce Allah korkusu bütün dertlere deva hasta sinelere şifa olduğu gibi huzurun saadetin kaynağı, güven ve emniyetin teminatıdır. Allah korkusundan göz yaşına sahip olanlar haktan yana , hakkın yanında ve hak yolda yürür ve hakkı tanırlar. Allah için akan göz yaşı insana basiretle ferasetle bakmayı öğretir ve insan hakkı hak olarak görmeyi ve hakkın yanıda yer almayı öğretir, insana, batılı’da batıl olarak görür ve ondan ictinab etmeyin ve ondan uzak durmayı ister insandan.

İkincisi ise hakkı hak olarak tanır ve hakkın yanında yer alarak batıldan gelecek olan şerre karşı hakkın koruma görevini üstlenir ve onun nöbetçisi olur ve ilahi hudutları korur.

Ne yazık ki insanların gören gözü işiten kulağı ve akıl deninen nimete sahip olduğu halde neden hak olanı görmek istemiyorlar neden? Evet!. Baktıkları halde görmüyorlar, işittikleri halde duymuyorlar, dilleri var ama konuşamıyorla bu nedenle de akl edemiyorlar niçin?

1-Dünya Perestlik: Dünya sevgisi öylesine kötü bir hastalıktır ki insanı doğrudan yanlışa ve yanlıştan batıla götürür ve artık hakkı görmek istemezler! İlahi uyarı dünya perestlere şöyle ikazda bulunur!

‘’De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kavminiz, kazandığınız mallar, zarara uğramaktan korktuğunuz ticaretiniz, hoşlandığınız evleriniz ve villalarınız size Allah’tan, Resulünden ve Allah yolunda cihat etmekten daha sevimli ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin (yani azabı gelinceye kadar) Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.’’ 9/24

2-Korku: Can korkusu, malının elden gideceğinin korkusu ve ailesine zarar geleceğinin korkusu! Şeytanın en büyük başardığı nokta korku vesvesini vererek insanları Allah’tan uzaklaştırıp onların hakkı görmelerine engel olmasıdır. Mesela bazı devlet başkanları veya devlet adamları devletin gücünü kullarak görevden alma korkusunu veya zindana atılacaklarının korkusunu yaşatırlar ve yaşatmaktalar, insanlar bu nedenle hakkı görselerde görmez olurlar.

3-Kendini Üstün Görme, bu hastalık insanın hakkı görmesine en büyük engeldir. Zira insan şeytanın aynasından kendine baktığı zaman üstün bir kimliğe sahip olduğuna inanır ve hak olana asla kapı aralamaz.

4-Kıskaclık, insanın hakkı görmesine mani olur. Çünkü kendisinin kavuşamadığı o ilahi nimete kavuşmuş olanları kıskanarak onları hak olarak görmek istemez, çünkü kendinden daha lıyakatlı birini görmediği için karşıdaki hakta olsa kabul etmesi mahaldır.

5-Kavmiyetçilik, kabilecilik taassubu insanların hakkı görmesine engeldir.

6-Mezhebi taassub, cehalet insanların hakkı görmesine mani olur.

Müslümanlar arasında var olan bu hastalığı görmekte olan müstekbirler bunu sermaye olarak kullanmaya başlar ve en kolayı bir şekilde köleliştirir ve hakka karşı savaştırır ve varlıklarını bunların sırtında devam ettirirler.

Şöyle tarihin sayfalarını bir çevirelim ve İslam ümmetinin konumunu gözden geçirerek bugün İslam ümmetinin içinde bulunduğu kanlı yaşamın nedenini tarihten yansıtma yaparak görmeye çalışalım. Tarihin süzgecinden geçirerek hakkı ortaya koyalım; ama şunu iyi bilelim ki yine müslümanlar hakkı görmek istemiyecekler, zira nefsin, şeytanın ve büyük şeytan Amerika’nın ve müttefiklerinin bunların boynuna taktıkları kölelik zincirini çıkarmadıkça hakkı görmeleri mümkün olmayacaktır. Çünkü bunlar hakkı batıl, batılı hak göstererek kölelik ipini ellerinde tutmaktalar.

Kalbinde iman olan her mümine benim bu sorularıma kendi yanlarında Allah’ı şahit tutarak cevaplandırmalarını rica ediyorum.

Adalet terazisinin bir kefesine Amerika’yı, İsraili ve diğer batı ülkelerini koyalım diğer bir kefesinede İran islam cumhuriyetini koyalım. Bir mümin olarak terazinin hangi kefesinin yanında yer almak gerekir? Veya bir hat çizelim bir tarafına hak yazılmış diğer bir tarafına da batıl yazılmış, hakkı temsil eden İran islam cumhuriyet batılı temsil eden ise Amerika ve müttefikleri, imanlı gönüller nerede yer almalılar? Eğer deseler biz ne İran’ın yanında nede Amerika’nın yanında yer alırız diyenler kendini aldatmaktalar, zira hakkın yanında yer alınmadığı zaman otomotikmen Amerika’nın yanında yer almış olurlar; Çünkü İran islam cumhuriyeti hak din olan islamı koruma ile batıla karşı kendisini kanıtlamıştır; dünya insanı buna şahittir ne yazık ki görmek istemeyenler elbette görmezler!..

Bugün batılıların, İsrail’in ve İsrail’in hamisi büyük şeytan Amerika’nın İran’a olan düşmanlıkları, İran’da yapılmış olan inkılap sonrasıdır; daha önce İran devleti batılıların ve İsrailin göz bebeği olarak karşılanırdı, ama İslam inkılabı olunca dünyada batılılar için en büyük düşman olarak karşılandı ve hala devam etmekteler. Batılıların, Amerika’nın, İsrail’in ve diğer gayri islami olan devletlerin düşmanlıklarını anladık, şu ben müslümanım diyen ülkelerin düşmanlıkları neden? Allah için bir şey söyleyin niçin düşmanlar?

Bugün Amerikan başkanı çok açık ve perdesiz konuşmalarıyla özelde müslüman devletleri genelde tüm dünya devletlerini ekonomik ambargo’ile tehdit ederek Suudi Arabistan kraliyetinin sırtına binmiştir. Korku üzerine korku yaratarak kralı inek gibi sağarak dünya imparatoru olma sevdasındadır. Ama Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer islami ülkeler Amerika’nın dizi dibine oturmuş onun fermanını dinliyor ve İran’a açık ve gizli düşmanlık yürütmekteler. Bunu görmemek veya görmek istememek imanlarıyla nasıl bağlaştırmaktalar?

Diğer bir hakikatı göstermek isterim; Suriye hükümetini halkına zulmeden bir zalim diyerek dünyadan onbinlerce insan Türkiye’de konaklıyarak Suriye’ye giriş yaptılar Türkiye’nin Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan Allah’ın izni ile Emevi camisinda namaz kılacağız, bu sözün sahibi savaşın sahibidir. Çünkü Saddam Huseyin İran’a saldırdığı zaman üç gün sonra Tahran’da öğle yemeğini yiyecegiz diyen Saddam savaşın sahibi ve kendisinin savaşı idare ettiğini onaylamaktadır .Evet! Sayın Erdoğanın Emevi camisinde namaz kılacağız sözü savaşı başlatan ve savaşı organize eden olduğunu söylediği sözle onaylamaktadır.

Asıl sorum şudur: Dünya devletlerinde yaşamakta olan bu cesur ve yiğit müslümanlar; kahraman Türkiye’nin cumhurbaşkanı ve radikal müslümanları, birleşik arap emirleri neden yıllar yılıdır Filistinlilere kan kusturan evlerini başlarına yıkan, onları yurtlarından göç ettiren ve kamplarda çile üstüne çile çeken ve hertürlü silahı onların üzerinde deneyen, çocuk, kadın, yaşlı demeden hava ve karadan saldıran İsrail’e karşı bu yiğitliği göstermediler ve göstermiyorlarda, neden İsrail’e Suriye gibi savaşmayı kendilerine vazife bilmediler?

Allah aşkına şimdi soruyorum Beşar Esad mı çok zulüm ediyordu yoksa Tel Aviv hükümetimi?

Şimdi Netanyahu’mu daha çok zulmediyor yoksa Beşar mı?

Sizce Suud krallarımı daha çok zulmediyor yoksa Beşar’mı zulm ediyor?

Sayın Erdoğan’mı daha çok zulüm ediyor yoksa Esat mı?( En basit örneği kendine muhalif olan herkesi zindana atıyor.)

Tekrar soralım bu yiğit müslümanlar niçin Filistinlilerin yardımına koşmuyorlar?

Sadece biz kınıyoruz biz Filistinlilerin yanındayız onlar bizim kardeşlerimiz dir demek onların yarasını sarıyormu?

Akan kanları duruyormu?

Duyarlı müslümanların gözünü boyamak için atılan sloganları nasıl kabul ediyorsunuz ve hakikati görmek niçin istemiyorsunuz?

Beşara karşı duyduğunuz kini niçin Netanyahoya karşı duymuyorsunuz?

Hemen hemen hergün Gazze’ye ve diğer Filistin beldelerine saldıran İsraile tepki olsun diye şu yiğit mücahitler Gazze’deki mazlum Filistin halkıyla birlikte İsrail’e niçin savaşmıyorlar?

Amerika ile birlikte tüm dünya kırk yıldır İran islam cumhuriyetine ambargo uyguladığı halde dünya müslümanları niçin ambargoya herfiyen uymakta niçin?

Şu medresedeki hocalar, tekke’deki şehler, yüzbine yakın cami görevlileri niçin bu hakikatı görmüyorlar?

Bu hakikatler gün gibi ortada iken müslümanların hedefinde İran islam cumhuriyeti olması hakikaten düşündürücüdür.

İran’a olan bu düşmanlık sadece İsrail ve Amerikanın işine yaramaktadır!

 

Muhammed Avci



Yeni yorum ekle