DÜNYA AYNASINDA İSLAM İNKILAB’I

Çar, 10/02/2021 - 10:50

İran islam inkılabından önce dünya aynasından insanlığa yansıtılan iki dev güç: Amerika ve Rusya, diğer bir anlamıyla garb ve şark, mustazaf ve mazlum insanlara hükmeden ezici, korkutucu ve sömürgeci güçler. Kalaylı bir tepsi üzerinde dünyayı bir karpuz misali ikiye bölünmüş temmuz ayın’ın sıcağında afyetleyemekte’idiler.Çeşitli  çoğrafyalarda savaşlar çıkararak çıkarmış oldukları ölümcü silahlarını deniyerek güç gösterisinde bulundular. Bu eylemleriyle dünya devletlerini bu iki güçten birine boyun eğdirip köleliği kabul etmeye zorladılar ve nihayet kabul ettirdiler.

Varşova pakt’ıyla Beyazsarayın yıkılması mümkün olmayan iki güç iki kudret iki siyasi merkez olarak dünya aynasından yansıtarak artık dünya devletlerinin kıblesi konumuna gelmiş bulunmakta idi. Hal böyle olunca sömürmekte oldukları ülkelerin yeraltı ve yerüstü tabi-i kaynaklarını kendi mülklerimiş gibi tasarruf ederek ülkelerine taşıdılar.

Sömürdükleri ülkelerdeki tarihi miras olan kütüphaneleri yağmalıyarak ilim adamlarıyla birlikte kendi ülkelerine götürerek sana ive teknolojide de büyük hamleler yaptılar; çok kısa bir zamanda ilimde, sanaat’ta ve bilimde göz kamaştırıcı ve baş döndürücü kalkınma ve yükselme dönemini başlattılar. Elde etmiş oldukları bu başarılarla yeni bir güç gösterisi yaparak dünya aynasından gösterdiler; bu baş döndürücü gelişmeleriyle insanları daha kolay ve kendi istekleriyle köle olmayı  kabul ettiler.

Petrol, gaz ve diğer yeraltı kaynaklarına el koydular ve oradaki halkları aç ve sefil bıraktılar; sömürdükleri bu halkları kendi ülkelerinde kendilerine işçi, hizmetçi ve köle yaptılar. Bilhassa islam ülkeleri üzerinde baskıcı ve ezici siyasetler uyguluyarak sağcılık ve solculuk başlıkları altında müslüman halkları bölerek islamın özünden onları uzaklaştırdılar. Artık islam dini gericilik, tarakkiye mani ve moderinizime karşı olduğunu islam ümmetinin gençliğine kabul ettirerek kendilerine bağımlı kıldılar.

Sömürmekte oldukları ülkelerin başına Amerika ve Varşova merkezli hükümetler getirerek fıtratında islam olan halklara göz açtırmamalarını onlardan istediler ve kendi siyasetlerini koruyacak ve hizmette kusur etmeyecek, emre itaatı kendisine vacip bilecek insanları başa getirdiler ve ellerine vermiş oldukları reçeteyi harfiyen yerine getirilmesini istediler ve başarıyla sonuç elde ettiler.

Başarılarından en önemlisi : Ahlaki çöküntü

Kur’ani kerimin beyan ettiği müstekbirler, ileri gelenler ve şımarık zenginler kurmuş oldukları fesad yuvalarıyla insani ahlaka büyük darbe vurdular. Bu fesad yuvalarının başında sinema, tiyatro,eğlence yerleri ve fuhuş hanelerle insanlığın ahlakını bozarak serhoş bir toplum oluşturdular. Medya aracılığıyla evlerin içine kadar fitne ve fesadı sokarak nesillerin bozulmasına sebep oldular. Kadınlar pavyonlarda,eğlence yerlerinde, genelevlerinde, sinema perdelerinde ve zengin fabirkatörlerin eşyalarında soyunmuş kadın resimleriyle reklam aracı olarak kullandılar ve onlardan kazanç sağlıyarak insanlığın annesi olan kadını sokağa  attılar ve adınada kadın özgürlüğü ismini verdiler. Halen bu cinayetlere rıza gösteren ülkeler köleliğe devam etmekteler; bu rezaleti kabul edenler İslam adına yapmaları ise yaranın üzerine tuzla biber serpmek oldu.

 Acı bir durum:

İslam ümmeti için en acı ve dramatik olanı ise açmış oldukları dini müesseselerle ve din adamlarının yardımıyla dini mübini İslamı yozlaştırarak kendilerine hizmet edebilecek mistik bir din anlayışını veya köleliğe rıza gösterecek bir dini topluma sundular ve kabul ettirdiler; Yüce islam peygamberinin getirmiş olduğu mukaddes islam dinini mazarlıklarda ve camilerde hatim indirmek için okunan bir kitap haline getirdiler.

İslam ümmetine tutma alimlerle din ayrı siyaset ayrıdır ve siyasetle iştiğal haramdır dedirterek müslümanları açmış oldukları tekka, zaviye ve camilere mahküm ettiler. İlmi çalışmalardan, mektep ve medreselerden uzaklaştırarak cahalete  terk ettiler ve tamamen meydanlara hakim oldular.

Artık islamın ruhuna fatiha okuduklarını zan ederek sömürdükleri ülkelerin nimetlerini kendi halklarının hizmetine sunarak onları rafah içinde yaşamalarını sağladılar. Ayrıca sindirmiş oldukları İslam ülkelerinin başında bulunan hainlerle gayri meşru israil devletini müslümanların sinesinde kurdular ve onları korumak için kurucu devletler imza verdiler; ayrıca büyük İsrail devletinin kurulmasının sözünü verdiler ve imzaladılar.

 İnkılabın sesi:

 Artık islam ümmetinin baş kaldıracak ve bunların kudretlerinin ve azametlerinin karşısında duracak bir güçlerinin olmadığı kanaatına vararak sömürgeleri altında bulunan ülkelerin nimetlerini afiyetle lokma lokma yutarlarken beklemedikleri ve hiç mi hiç ummadıkları bir ses onların afiyetle yutmakta oldukları lokmayı gırtlaklarında bıraktı: bu ses ‘’ALLAHU EKBER SESİ İDİ’’ bu ses Beyaz sarayı ve Kremlini sarsan ‘’La ŞERKİYE Ve La  GARBİYE El İSLAMİYE İSLAMİYE’’ sesiydi!

Bu ses, korkusundan uykuya girmiş mazlum ve sömürülmüş insanlarıa “EY MAZLUM MİLLETLER KALKIN DİŞİNİZLE TIRNAĞINIZLA GASBEDİLMİŞ HAKLARINIZI ALIN’’ diyen peygamberin temiz soyundan Ali’ile Zehranın neslinden gelen Humeyni’yi Kebirin sesi idi!

Evet! Düya aynasında yeni bir görüntü! Sömürülmekte olan mazlumlara ümit veren bir görüntü! Bu görüntü sömürgeci zalimlere ve onlara yardakçılık yapan ülkelere ciddi bir korku yaratmıştı ve hala o korkuyu yaşamaktalar ve yaşayacaklarda, zira bunların ecdatlarıda bindörtyüz küsür yıl önce dünyaya hükm eden iki müstekbir güç idi. Bunlardan biri Sasani imparatorluğu diğeri ise Bizans imparatorloğu idi, yine insanlık zalim ve müstekbirlerin boyunduruğu altında inim inim inliyordu, yine kadınlar sokağa atılmış tüm annelik hakları  zalimlerin sofrasının mezesi olmuştu, yine mazlum insanların el ve ayaklarına kölelik zinciri vurulmuştu, artık mazlumların umutları kesilmişti tam bu sırada Mekke’nin kenarında bulunan Hira nurdağından yükselen’’YARATAN RABBİN ADI İLE OKU’’ sesi her iki imparatorluğu temelinden sarsmıştı ve mazlumların ümit kaynağı kurtuluş ve özgürlüğün meşalesi olmuştu; işte bu inkılabın mayesi bindörtyüz küsür sene önceki yükselen sesin mayesidir.

Evet! Bu inkılap dünya aynasından sömürülen mazlumlara yiğitliğin, cesaretin, fedakarlığın, zalimlere karşı kıyamın ve vakarlı bir duruşla şahadetin metnini öğretmiştir insanlığa! Zillet içinde yaşamayı, korkarak zalimin zulmuna rıza göstermeyi kendilerine izzet bilenler insanlığa büyük bir ihanette bulunduklarını hatırlatmıştı insanlara!

 Evet! Bu inkılap, İslami uyanışı, zalimlere karşı vakarlı duruşu, korkusuzca ‘’Allahu Ekber’’ sesiyle zalimlere karşı kıyam etmeyi öğretmiştir. Bu inkılab mazlum ve mustazaf insanlara, korku perdelerini yırtarak velayet ekseninde ümitle geleceğe bakmayı öğretmiştir insana bu inkılap.

Evet! Bu inkılap, islam dinini gericilikle, yobazlıkla, modernleşmeye karşı oluşuyla suçlayan zalim ve müstekbirlerin yüzüne bir şamar vurarak uzaya canlı uydu göndermiş ve başarıyla dünyaya dönüşünü sağlamıştır. Bütün ambargolara rağmen savaş uçağı üreterek onların yalancı olduklarını ortaya koymuştur bu inkilab. Sanayi’de, teknik ve teknolojide düşmanların tüm olumsuz çalışmalarına rağmen kendi mühendisleriyle yapmış oldukları ağır su icadıyla sayılı ülkelerle rakabet edecek duruma gelmiş bulunmaktalar.

Siyasetimiz dinimiz dinimiz siyasetimizdir sözüyle onlara imamı ümmet imam Humeyni(ra) müstekbirleri ters merkebe bindirerek müslümanların nasıl siyaset yaptığını öğretmiştir .

İslam dininin beşeriyetin yönetim ve idaresine sunacak bir hükümet ve devlet programı olmadığını iddia eden ve aklını otla yemiş olanlara imam Humeyni (ra) hazırlamış oldukları anayasa ile cevap vererek islami hükümet ve devlet modelini ortaya koymuştur.

İslam dininin tarrakiye, modernleşmeye ve bilimsel çalışmalara karşı olduğunu iddia eden müstekbirlere bugün islam ümmetinin rehberi ve imamı olan ayetullahul uzma ağayı Ali Hamanei‘nin kıyadetinde ve onun velayet ekseninde zalimlere korkulu rüyalar yaşatan teknoloji gelişmelerle kendilerini isbatlamakta olduklarını dünya aynasından tüm insanlığa sunmuşlardır ve mümin ve muvvahit müslümanların izzet ve gururu olmuştur.

Velayet ekseninde gelişmekte olan islami uyanış tüm islami ülkelerde oluşturmuş olduğu çekirdek kadrolarla sömurgeci ülkelerin ve onlara yardakçılık yapan sözüm ona islam ülkeleri korkulu rüyalar görerek büyük şeytan Amerika’dan yardım dilemekteler. Herhalde efendileri olan Amerika’nın düşmüş olduğu bataklıktan çıkamadığını görmeyecek kadar körler.

İslam inkilabının mazlumlara faydaları:

Yıkılmayan güçler olarak lanse edilmiş müstekbir güçlerin karşısında imanlı, cesaretli, siyasi bilinciyle düşmana korkulu rüyalar yaşatan bir veliyül emrin ekseninde birleşildiğinde yıkıla bilineceğini öğretmiştir mazlum ve mustazaf insanlara ve velayetsiz hiç bir hareketin hedefine ulaşamıyacağını öğretmiştir insanlara. Dikkat edilecek olunursa küfür cepheside batıl olan velayetlerinin ekseninde birleştikleri için bugün ki seviyeye geldiler.

Korkudan, pısırıklıktan, uyuşukluktan ve tenbellikte kurtarıp çalışkan okuyan, tefekür eden, aklını kullanan cesaretli, azimli ve zillet içinde yaşamaktansa izzetli ölümü tercih eden yiğit insanların yetişmesine vesile olmuştur bu inkilab.

Bu İnkılap genelde tüm dünya mustazaflarına ve ezilen haklara, özelde dünya müslümanlarına yapmış olduğu bir çağırı vardır!

Ey dünya müslümanları Amerika ve diğer sömürgeci güçlerin sömurgelerine yardımcı olan ve onların ayakta kalması için koltuk değeneği olan  ve onlarla müttefik olan idarecilerinizi ikaz edin ve uyarın, vaz geçmezler ise imanla, cesaretle ve korkususca karşı durun ve şunu iyi bilin ki Allah kendi dostlarını yalnız bırakmayacaktır.

Merhum Muhammed Avci Hoca

 



Yeni yorum ekle