ÖZGÜRLÜK MEŞALESİ

Per, 19/01/2017 - 20:22

Bu yazıda Kur an ve Ehl-i Beyt Mektebi Önderi Muhammed Avci Hoca, İmam Humeyninin (ra) bu büyük insanın dünyanın siyasi dengelerini nasıl bozduğunu ve otuz küsür yıl önceki devrimin günümüze yansımasını tarif etmektedir.

ÖZGÜRLÜK MEŞALESİ

Tarihe yeni bir sayfa açan islam devriminin önderi İmam Humeyninin (ra) vefatı yıl dönümü munasebetile Offenbach Kur’an ve Ehl-i Beyt mektebi tarafından  Bremen Osterholz-Scharmbeck’ te hazırlanmış anma merasiminin hedefinde var olan gerçek: bu büyük insanın dünyanın siyasi dengelerini nasıl bozduğunu, aklın süzgecinden geçirerek otuz küsür yıl önceki devrimin günümüze yansımasını yeniden okunması vardır.

Günümüz düyasında batı demokrasisi veya ileri demokrasi adı altında özgürlükleri kısıtılmış günümüz insanının boynuna takılmış modern kölelik zincirini ‘ALLAHU EKBER’ nidasıyla kıran imam Humeyni (ra), özgürlük ve hürriyet meşalesini yakmıştır. İlhamını ilahi kaynaktan alan islam inkılabı yeni bir dünya düzenini beşeriyetin akıl ve mantığına sunmuştur. Yükselen bu ilahi davetin sesi dünyanın en hücre köşesindeki varolan devletlere sesini ulaştırmıştır. Kalplerini bu ilahi davete açan akıllı insanlar bulunmuş oldukları devletlerde çegirdek kadrolar oluşturarak islami uyanışın öncü kadroları olmuşlardır. Sınır tanımayan bu ilahi davet, İmamın oluşturmuş olduğu velayeti fakih ekseninde birleşerek vahdeti sağlamıştır. Bu anlayış akıllı insanları muhatap alarak kalplere hükm ederek (innemelmuminune ihvetun) ilkesini hayatta tesis etmiştir.

Bu gelişmeler karşısında sömürgeci, zalim ve diktatör güçler, kurmuş oldukları saltanat tahtının yıkılacak korkusuna kapılınca güçlerini hakka karşı birleştirerek şirk ve küfre dayalı muttefik bir cephe oluşturmuşlardır. Köleliği kabullanmiş halkı müslüman devletleri yanlarına alarak islam adıyla uyanmakta olan müslümanları uyanmadan önce almış oldukları fetvalarla boyunlarını vurma hazırlığını yapmışlar ve o gündür bu gündür kan dökmeye devam etmekteler . Bu oluşum karşısında ceddi Huseyin (as) dan almış olduğu cesaret ve yiğitlik dersile tavizsiz bir duruş sergiliyerek mazlum ve muztazaf insanlara ve milletlere özgür olmanın yol haritasını çizmiştir. İslami uyanışın mimarı olan İmam Humeyni (ra) Muhammedi (s.a.a) islamla köleleştirilmiş hizmetçi islam anlayışını birbirinden ayırarak safları netleştirmiştir. Müslüman milletlere ve mazlum halklara da şöyle seslenmiştir: „Velayeti fakihin destekçisi olun ve onun vereceği emirlere harfiyen uyun ki küfür cephesinin aldatıcı siyasetinin oyununa gelmemiş olasınız.” Bu seslenişile yıllar ve asırlardır islam ümmetinin gündeminden çıkarmış oldukları ve unutturdukları velayet ve rehberiyet makamını yeniden tesis etmiştir. Bu müessese izzetli bir duruş sergiliyerek bütün devletlere kendini taşıyarak çegirdek kadrolarını oluşturmuştur. Bugün dünya devletlerinde ve bilhassa islam ülkelerinde kendilerini yönetmekte olan Amerika yapması oyuncak müslüman yöneticilere karşı başkaldırılar, direnişler ve miting ve yürüyüşler İmam Humeyninin(ra) kırmış olduğu Amerkanın korku putunun neticesinde kazanılmış cesaret meşalesidir. Her nekadar soluk ve sönük görülsede tutuşturulmuş meşale gök kubbesine doğru yükselerek aydınlatıcı çehresini gösterecektir ve yarasa kuşları bu aydınlık karşısında mağaralarına çekilerek kendilerini mağaranın tavanlarına asacaklar; o gün çok yakındır!

Evet! şarka ve garba yüzlerini çevirmiş ve kurtuluşlarını bu iki cephede aramakta olan köleleştirilmiş müslümanlara yüce Rabbimizin şu ayeti celilesini hatırlatarak velayetin felsefesini kendi bünyesinde taşıyan beyti atika yani tevhidin merkezine yüzlerini çevirmelerini ister ve köleleştirilmiş müslümanların kıble edindiği garbın zalim ve sömürgeci olduğunu kanıtlıyarak yüzlerini hakka çevirmelerini ister ve kıblenin tarafını ok işaretile belirler.

‘’İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) Yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, saillere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttekiler ancak onlardır!.’’2/177

Evet! Şark ve garb, yanlış düşünce, yanlış tefekkür, yanlış yönlendirme ve dünyayı yanlış idare etme merkezi yani doğu ve batı, ahlaksızlığın, kötülüklerin üretme merkezi Beyaz saray ve Kremlin sarayı, kan dökmenin, fesat çıkarmanın ana merkezi Beyaz saray, kötü düşüncelerin, hertürlü şeytanlıkların ana merkezi Beyaz saray, müslüman devletleri köleleştiren müslüman halkların el ve ayağına prangalar vurarak kendine hizmet ettiren, konuşma, düşünme ve en küçük bir söz söyleme cesaretini kendinde bulamıyacak hale getirilmiş bir toplum üzerinde hakimiyetini kurmuş olan Amerikanın anlının ortasına büyük şeytan Amerka damgasını vuran imam Humeyni:  “Amerka hiç bir halt edemez” diyerek sihirbaz Amerkanın korku veren sihrini bozmuştur. Herkes Amerkanın korkusundan dilini yutgunurken İmam ‘Laşerkıye vela garbiye islamiye islamiye’ sedasını yükselterek her iki sömürgeci gücün tahtlarını sarsmıştır ve izzetli bir duruş sergiliyerek islamın onurlu sesini garbın ve şarkın tefekkürünün beynine kazarak kurtuluşun Allah’a iman ve islama teslim de olduğunu ilan etmiştir.

Evet! Batıyı kendisine kıble edinmiş olan talihsiz müslümanlara Humeyninin hameynisi bir çağırı yaparak velayet ve imametin doğduğu makam olan beyti atika yüzlerini çevirmelerini istemiştir. Zira put kıran Humeyniyi kebir(büyük Humeyni), kıbleleştirilmiş beyaz sarayın kıbleliğini bozarak yeni kıblenin adresini tevhidin merkezi imamet ve velayetin evi olan Beytullahı adres vermiştir. Bu adrese yüzlerin çevirilmesinin zeruri ve vacip olduğunu müslümanların beyinlerine nakşetmiştir. Nakşedilen bu uyarı yavaş yavaş uykuda olan müslümanların uyanışına vesile olmuştur. Bu uyanış çağırısına kulak veren müslümanlar kölelik zincirlerini birerbirer kırarak geleceğin aydınlık günlerinin müslümanların olacağının temel taşlarını imamın bizatihi attığına inanmışlardır.

Asrımızın karanlık çehresine aydınlatıcı bir nur olan İmami ümmet imam Humeyni de(r.a) var olan özellikler Dünyayı bir ahtapot gibi saran zalim ve diktetör güclerin kollarını birbir keserek islami inkılabın meşalesini yakmıştır.

Allah’a olan imanını; kalbile, dilile ve amelile tastik ettiğini yaşantısıyla isbatlaması bu büyük inkilabı gerçekleştirmişitir.

İlim, hikmet, marifet ve takvasıyle yaşadığı dönemde kendisini kanıtlaması devrimin temel taşlarını oluşturmuştur.

Cesaretle, azimle ve sabırla hareket etmesi inkılap meşalesini yakmaya vesile olmuştur.

Kararlılık, sedakat ve fedakarlıkla davasını sahiplenmesi inkilab meşalesini yakmasına vesile olmuştur.

Allah’a sonsuz güveni, nefsine olan güveni ve halkına olan güveni ikibin beşyüz yılık şahinşahlık tahtına son vermiştir.

Korkusuzca karar alan ve aldığı karardan geri adım atmayan bir şahsiyete sahip olması bu zaferi gerçekleştirmiştir.

Verdiği sözü yerine getiren aldığı emaneti koruyan bir yapıya sahip olması başarıyı sağlamıştır.

Kesin kararlı ve kesin sözlü olması ve söylediğinden asla vazgeçmemesi ve iradeli duruşu Şahı, Amerka ve İsraille birlikte İrandan kovmuştur.

Üstün bir irade ye sahip olan imam, imanının vermiş olduğu ferasetle almış olduğu keskin kararlarla izzetli ve kararlı duruşuyla zafere damgasını vurmuştur.

Bu üstün değerlere sahip olan imam Humeyni (r.a) vefatıyla geriye bırakmış olduğu mirası en güzel bir şekilde sahiplenen bugünün Humeynisi olan Ali Hamenei aynı çizgiyi kusursuzca devam ettirmektedir. İzzetli duruşuyla ve kararlı adımlarla ilahi çizgiyi devam ettiren seyyid Ali Hameyni (Medde zilluhu aliye) küfür cephesinde birleşmiş olanların korkulu rüyası hak cephesinde birleşmiş olan müslümanlarında izzeti ve şerefi olmuştur.

Muhammed Avci

 



Yeni yorum ekle