ABD’nin Devrim Muhafızları’na yönelik öfkesi neden taştı?
Kuşkusuz, İslam Cumhuriyeti ve bütün elitlerle hakimiyetin bileşenleri bu açık zülme karşı topyekün meydana çıkacak ve misillemede bulunacaktır.
Welayet News - Nihayet, Kara Saray’a hakim savaş çığırtkanlarıyla siyonistlerin ittifakı, Devrim Muhafızları Ordusu’nun onların terör listesinde yer almasına neden olacak noktaya geldi. Amerikalıların bu kararı, acul ve duygusal bir karar olarak telakki edilemez. ABD’nin yaptığı açıklama, Devrim Muhafızları’nın sağlam kalesinin İran ve Batı Asya’nın kimlik ve bağımsızlığını koruyarak beraberinde ketirdiği 40 yıllık başarısızlığın ve aşağılık kompleksinin sonucudur. Şüphesiz, ABD, Devrim Muhafızları’nı bir yandan Ortadoğu’daki tüm planlamalarını, entrikalarını boşa çıkaran etken olarak görürken, diğer yandan İslam Cumhuriyeti Nizamı’nı kalıcı kılan neden olarak görmektedir. Ortadoğu’da 7 trilyon dolar harcama yapmış bir süper gücün Başkanı ışıkları sönük uçağıyla geceleyin Irak’taki ıssız bir havaalanına iniyorsa, bu kuyruk acısının nerden kaynaklandığı anlaşılabilir. Fakat, İran milletinin bu kutsal kuruma olan sevgi ve duygularından bağımsız olarak, gerçekten Amerika neden bu adımı attı? İlk bakışta, ABD’nin Ortadoğu’dan çıkarılması ve teröristlerin başarısız kılınmasında Devrim Muhafızlarının etkin olduğu konusunda hemen herkes hemfikirdir, ancak bu, Amerika’nın Devrim Muhafızlarınca başarısız kılınma tablosunun sadece bir bölümünü oluştuyor.
1. ABD, savaşın bütün istihbarat, güvenlik, medya, psikolojik ve siber ayaklarını harekete geçirerek nizamla mücadele meydanına çıkmış bulunuyor. ABD’nin sızma planı ve casusluk faaliyetlerine zekice karşı durulması ve Amerika’nın İran’ın içinde destek bulma arayışıyla yapılan mücadele Devrim Muhafızları tarafından yürütülmüştür. Psikolojik ve ekonomik savaş yoluyla, grupsal ve bireysel sızma girişimleriyle izlenen içerden çökertme stratejisi şimidiye kadar Devrim Muhafızları’nın merkezinde yer aldığı karşı hamlelerle boşa çıkarılmıştır.
2. Devrim Muhafızları, yaptırım dönemi boyunca ülkede çalışma ve gelişme alevinin gür halde kalmasını başarmıştır. Yaptırımların doruğunda, rafinerinden demiryoluna, kara yolundan gaz dağıtımı ve baraj yapımına kadar pek çok önemli faaliyetlere imza atmıştır. Devrim Muhafızları, Amerika’nın İran karşıtı yaptırımlarının etkisini kıran ana faktörlerden biridir. Benzinde kendi kendine yeterlilik düzeyine gelinmesi, bu kutsal ve toplumsal hareketin son şaheseri olmuştur.
3. Devrim Muhafızları ve İslam dünyasında kendilerine bağlı olan halk hareketi, Müslüman Ortadoğu coğrafyasını ve Fars Körfezi’ni ABD için güvensiz hale getirmiştir. Onların gemilerini kontrol ediyor. Irak, Suriye ve Fars Körfezi’nin güney kıyısından ta Afganistan’na kadar ABD’nin bölgedeki üslerini gözetim altında tutuyor. Bu da Bayaz Saray’ı çıldırma noktasına getirmiştir.
4. Devrim Muhafızları, geçen 15 yılda, devlet inşası, ulus inşası, Siyonistlerin güvenliğinin arttırılması, İslam dünyasının parçalanması, bazı Müslüman ülkelerin kaynaklarının ele geçirilmesi ve Batı Asya’da terörizmin palazlanması gibi projeleri akamete uğratmıştır. O nedenle, bu başarısızlığa, aşağılık kompleksine yönelik tepkinin kavranması gerekir.
5. Devrim Muhafızları, füze ve medya alanında, psikolojik savaş sahasında caydırıcı savunma gücünün mihveri olmuştur. İmam Humeyni (r.a) Eylül 1988’de bu kurumu, “Sizler (Devrim Muhafızları) Müslümanların izzetinin bayraktarı ve bu ülkeye karşı gelişen olayların kalkanısınız” şeklinde tanımlamıştı. Bu izzet ve onur bayrağı, hala milletin bu kurumdaki evladlarının güçlü ellerinde dalgalanıyor ve İran milletinin izzetli duruşu, kendi kimlik ve istiklalindeki ısrarı doğal olarak küfrün ve emperyalizmin müstekbir liderlerinin canını sıkmıştır.
6. Devrim Muhafızları, her sorunun çözülmesinde İran milletinin işine yarayan anahtarı ve bütün gelişmelerin temelinde yer alan değirmen taşıdır. Nerede bir boşluk oluşsa millet ve devlet olarak bütün gözler ona dikilir. Yaptırımların delinmesinden ta kaçakçılıkla mücadeleye, sel felaketinin yıkımlarını onarmaktan ta sunun temin edilmesine, depremle, terörizmle mücadeleye kadar hepsi bu kurumun öncülüğünde yürütülmektedir. Bu icraatlar, çok yönlü çökertme projelerini boşa çıkartmış ve ABD’nın öfkesini taşma noktasına getirmiştir.
Kuşkusuz, İslam Cumhuriyeti ve bütün elitlerle hakimiyetin bileşenleri, bu açık zülme karşı topyekün meydana çıkacak ve misillemede bulunacaktır. Eğer bu girişim sadece psikolojik bir operasyonla sınırlı kalacaksa, Ortadoğu’nun dört bir yanında ona uygun bir psikolojik operasyonun dizayn edilmesi gerekir.
Yoksa eğer bu kararla Devrim Muhafızları’nın bütün merkezlerinin hedef alınması meşru görülecekse, o zaman, Amerikan-Siyonist güçlerin Ortadoğu’daki bütün merkezlerinin hedef alınması meşru sayılmalı ve resmen bir hak olarak tanınmalıdır. Bu önemli adımın da şartı düşmandan korkmamaktır. Nitekim İmam Humeyni (r.a), “Mücadeleden başka bir yol kalmamıştır. Süper güçlerin pençelerini ve dişlerini sökeceğiz, ya kazanırız ya da şehit oluruz ki her ikisi de bizim mektebimizde kazanmaktır” demişti. Uzlaşma ve izzeti bitirme yolu ise çıkmazdır. Bu girişimin zamanlamasının Muhafız günü arefesine ve Siyonistlerin seçimlerine denk getirilmesi, meyvesinin Netanyahu tarafından rakiplerine satılması yönünde bir mesajı da içerebilir. Ama ne olursa olsun, bu girişimin İran içinde birlik ve dayanışmaya, İslam topraklarında küresel İslam seferberliğinin insicamına ve safların sıklaştırılmasına neden olacağı kesindir. İranlılar, tehditleri fırsatlara dönüştürme erleridir ve bunu, geçen 40 yıl içinde kanıtlamışlardır.
Abdullah Genci - Mashreghnews
Çev: Mehmet Gönül - Welayet News
Yeni yorum ekle