Camp David’den Hama'ya, Hama'dan Emevi Mescidi'ne

Sa, 06/03/2018 - 18:20

6 Gün Savaşları

5 Haziran 1967'de İsrail ile Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlayan ve 6 gün süren savaşa, Arap İttifakı'na Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir de asker ve silah yardımıyla katılmışlardı. Buna rağmen Israil 6 günde bütün bu orduları mağlup etmiş ve topraklarına toprak katmıştı.

Savaşın sonunda Mısır'dan Sina Yarımadası'nı, Suriye'den Golan Tepeleri'ni ve Filistin'in Gazze Şeridi ile Batı Şeria topraklarını alan İsrail topraklarını dört katına çıkarmıştır. Savaş sonrasında Sina Yarımadası'ndan Mısır lehine çekilen İsrail ilerleyen dönemlerde diğer toprakları ilhak ettiğini açıklamıştır. Bu kararları tanınmadığı gibi, İsrail'in BM Kararlarını da uygulamaması sonraki dönemde bölgede birçok sorunun kaynağını oluşturmuştur. Savaş sonrasında toplanan BM Güvenlik Konseyi'nde Türkiye arabulucu olarak davet edilmiş ve konseyde İsrail'i destekleyen bir tutum sergilemiştir. Ayrıca Türkiye, Fas'ta toplanan İslam Konferansı Örgütü'de alınan İsrail ile diplomatik ilişkilerin kesilmesi kararını veto etmiştir.

Hafız el-Esadın Başa Geçmesi

Hafız el-Esad, 23 Kasım 1970 tarihinde yaptığı askeri bir darbe ile yönetimi tamamen ele geçirmiş, muhaliflerinin hepsini diskalifiye etmeyi başarmıştır. Hafız el-Esad’in mutlak hâkimiyet kurması üzerine, Baas‘ın kurucusu olan ünlü Mişel Eflak ile arkadaşı Selahaddin el-Bitar, ‘merkeziyetçi’ Baas’ın temsilcileri ve savunucuları olarak, bu yapıdaki Irak’a firar etmişlerdir. O günden sonra, Irak Baas’sı île Suriye Baas’sı arasında zıtlık ve düşmanlık baş göstermiş, bu da büyük bir ideoloji savaşını doğurmuştur

Camp David Antlaşması, 17 Eylül 1978

İsrail İşgal ettigi toprakları kalıcı kılmak için ABD öncülüğünde ve Mısır’ın işbirliği ile Mısır başkanı Enver Sedat ve İsrail başbakanı Menahem Begin Washington'daki Kongre'de, Jimmy Carter Camp David Sözleşmesini imzaladı. Bu anlaşma ile Mısır’ın verdiği büyük tavizlerle Mısır ile İsrail arasındaki ilişkiler normalleşme sürecine girdi. Fakat Suriye hiç bir şekilde bu anlaşmaya taraf olmadı ve İsrail’de kendisi için hayati önem taşıyan Golan tepelerini verme gibi bir niyeti yoktu.

Golan Tepeleri'ni İsrail için önemli kılan etkenlerin başında su kaynakları ve güvenlik geliyor. Golan Tepeleri, güvenlik açısından gözardı edilemeyecek kadar jeostratejik bir konumda ve zengin su yataklarına sahip. İsrail toplam su ihtiyacının üçte birini Şeria Nehri ve Golan Tepeleri'ndeki su kaynaklarından temin ediyor.

Bunun yanında Suriye yönetimi Filistin davasına sahip çıkmış ve İsrail ile hiç bir şekilde anlaşmaya varmamıştır. Bu nedenlerden dolayı Suriye rejimi istenmeyen rejim olarak hedef olmuştu.

Hama Olayı

İlginçtir ki ihanet eden Mısır fakat cezalandırılan ise Suriye olmuştur. Mısır’da Cihad başlatmayan İhvan Suriye’de başlatmıştı.

16 Haziran 1979’da Halep Topçu Okulu‘na düzenlenen silahlı bir operasyonla 60 civarında harb okulu öğrencisi öldürülmüş ve bir o kadarı da yaralanmış, böylece Esad rejimi ile ipler tamamen, bilfiil koparılmış ve dönüşü olmayan bir yola girilmişti. Bundan sonra ülkede suikastler, iç karışıklıklar meydana gelmiş, İhvan Liderlerinden Said Havva ve Akadaşları Esad yönetimine karşı cihad başlatmıştı. Bu süreçten sonra Suriye devleti bu isyanı ağır bir şekilde baştırmış bazı açıklamlara göre 20 ile 40 bin insan hayatını kaybetmişti. Suriye halkı uluslararası komploya kurban gitmişti. Said Havva ve arkadaşları diğer bir Baascı olan Saddam'a sığınmış ve Saddam'ın safına girmişlerdi. Daha sonra da, İhwan-ul'Muslimîyn, Saîd Havva'yı 'Hama'da başına buyruk ve tedbirsiz hareket ettiği' gerekçesiyle, bünyesinden atmıştı.. Saîd Havva gibi bir âlim ise, 1984 yılında, Bağdad'da, Saddam'ın tertib ettirdiği bir uluslararası konferansta, bir konuşma yaptığını, Yüce Reis Saddam'ın da bu konuşmayı gözyaşları içinde dinlediğini' belirtmiş, Saddam'ın islam ve arab ümmetine yapacağı büyük hizmetlerden ümidli olduğunu dile getirmişti, hâtırâtında.

İsrail Cumhurbaşkanı Simon Perez ise yıllar sonra İsrail'ın bu olaydaki payını bu şekilde açıklıyordu; “Bugün Suriye’de yaşananlar, bu ülkenin İsrail’le barışı kabul etmeyişinin bedelidir. Suriye’nin eski Cumhurbaşkanı Hafız Esad da, Mısır eski Cumhurbaşkanı Enver Sedat’ın bizimle barışmasına engel oluyordu ve böylece ikisi de İsrail’le savaşa giriştiler”

Bu başarısız anti devrim güç ile bastırılmış fakat İsrail'ın Golan Tepelerini ilhak etme çabaları sona ermemişti.

Vede Suriye devletide Filistin'li ve Lübnan'lı direniş gruplarına destek vererek adeta bir anti İsrail başkenti olmuştu Şam. İhvan kökenli olan Hamas dahi merkezini buraya taşımış yıllarca her türlü desteği görmüştü.

Emevi Mescidinde Namaz

Bu süre zarfında bir çok ülke tarafından İsrail ve Suriye arasında bir anlaşma için arabulucuk yapılmıştı. Baba Esad’tan sonra genç Beşar Esad başa geçmiş ve barış görüşmeleri Erdoğan'ın arabuluculuğuyla tekrar başlamıştı. Fakat bu görüşmelerde Golan tepelerini İsrail'e verme, Direniş ile ilişkileri kesme vede Filistin'e olan desteği gibi şartları kabul etmeyen Suriye yönetimi tekrar o eski günlere benzer bir süreç ile karşı karşıya geldi. Arap baharı ile ülke daha önceden oluşturulan hücreler harekete geçti. Barışcıl başlayan gösteriler bir süre sonra silahli çatışmaya döndü. 90 küsür ülkeden binlerce militan ülkeye taşındı. Daha önce mayınları toplatılan sınır artık militanlar için rahatca geçmek için hazır hale gelmişti. Bu yapılan hazırlıklara güvenen Erdoğan iktidarı; ‘kısa bir süre sonra Şam Emevi mescidinde namaz kılacağız’diyerek kibirli bir tavır sergilemişti. 6 yil geçmesine rağmen bu hevesleri kursaklarında kaldı.

 

Merdan Ali



Yeni yorum ekle