MI6 Başkanı’ndan İstanbul’da HTŞ İtirafı

Pa, 21/09/2025 - 09:19

İngiltere’nin dış istihbarat servisi MI6’in başındaki Richard Moore, dün İstanbul’da yaptığı veda konuşmasında, Suriye’de yıllar önce cihatçı Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) ile ilişki kurduklarını itiraf etti.

Welayet News  - Görev süresi bu ayın sonunda dolacak olan Moore, İngiltere Başkonsolosluğu’nda Türk ve yabancı gazetecilerin katıldığı toplantıda, başkanlığı dönemini değerlendirirken Suriye örneğini öne çıkardı. Moore’un sözleri, Batılı ülkelerin Suriye’deki rejim değişikliği için cihatçı yapılarla nasıl doğrudan işbirliği yaptığını gözler önüne serdi.

Gazete Oksijen yazarı Sedat Ergin’in aktardığı konuşmasında Moore, görev süresi boyunca karşılaştığı krizler arasında Sudan’daki iç savaş, Afganistan’daki Eşref Gani hükümetinin çöküşü ve Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesini saydı. Ardından şu ifadeleri kullandı:

“Kriz zamanlarında önemini ortaya koyan uzun dönemli ilişkiler tesis edebilme becerimizle gurur duyuyoruz… HTŞ ile Beşir Esad’ı devirmelerinden bir ya da iki yıl önce ilişki kurmamız sayesinde, Birleşik Krallık hükümetinin Suriye’ye haftalar içinde dönüş yapabilmesinin önünü açmış olduk.”

Moore, bu hamleyi MI6’nın “çevikliğinin” bir göstergesi olarak sundu ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) Başkanı John Ratcliffe’in kendisine “Bayağı hızlısınız” dediğini övünerek aktardı.

Terör listesindeki örgütü yıllarca kullanmışlar

Moore’un bu açıklaması, bir çelişkiyi de gözler önüne seriyor. Çünkü İngiltere, aynı dönemde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak HTŞ’yi El Kaide uzantısı bir terör örgütü olarak tanıyordu. Yaptırım listesinde tuttuğu örgütün lideri Ebu Muhammed el Colani (bugünkü adıyla Ahmed Şara) ile MI6’nın gizlice ilişki kurmuş olması, İngiltere’nin “terörle mücadele” söyleminin ne kadar ikiyüzlü bir zemine oturduğunu gösteriyor.

 

Ayrıca Moore’un itirafı, bugün “Suriye Cumhurbaşkanı” koltuğuna oturan Şara’nın emperyalist müdahale planlarının doğrudan ürünü olarak sahneye sürüldüğünü bir kez daha doğrular nitelikte.

Moore’un ifşası, emperyalist güçlerin kirli ortaklıklarını artık saklama ihtiyacı bile duymadıklarını, tam tersine bunu “başarı hikayesi” olarak sunmaya cüret ettiklerini gösteriyor.

Öte yandan tablo Türkiye için de farklı değil. Ankara’nın 2018’den itibaren HTŞ’yi BM kararları doğrultusunda terör örgütü olarak tanımasına rağmen, MİT’in örgütle ilişki kurduğu uzun süredir biliniyordu.

Dönemin MİT Başkanı, bugünkü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, katıldığı bazı televizyon programlarında HTŞ lideri Colani ile görüşmeler yaptıklarını, “ortak mesai yürüttüklerini” açıkça ifade etmişti.

Rusya’ya karşı casus toplamak için internet portalı kuruldu

Suriye hakkındaki açıklamaların öne çıktığı etkinliğin asıl amacı MI6’in istihbarat dünyasında “fark yaratmasını” umduğu yeni dijital programıydı.

“Sessiz Kurye” (Silent Courier) adı verilen internet portalı üzerinden dünyanın herhangi bir yerindeki kişilere, “İngiliz istihbaratına muhbirlik yapma çağrısı” yapıldı.

Moore, bu çağrının özellikle “Rusya’nın gidişatından hoşnut olmayan Ruslara” yönelik olduğunu vurguladı.

Richard Moore konuşmasında şunları söyledi:

“Casusluk eski bir zanaat, ancak dünya hiçbir zaman bu kadar hızlı değişmemişti. Biz de onunla beraber değişiyoruz… Kapılarımız herkese açık.”

Moore, yeni sistemin “Dark Web” üzerinden çalıştığını belirterek “anonim” çalıştıklarını vurguladı.

Konuşmasında İstanbul’u seçmesinin “sadece duygusal sebeplerden kaynaklanmadığını” söyleyen Moore, Türkiye’nin uluslararası sistem açısından kritik önemde olduğunu kaydetti. NATO üyesi Türkiye’yi “pek çok dosyada kilit oyuncu” olarak tanımlayan Moore, Ukrayna’dan Orta Asya’ya, Suriye’den Gazze’ye uzanan başlıklarda Ankara ile işbirliği içerisinde olduklarının altını çizdi.

Metreweli de İstanbul’daydı

1 Ekim’de görevi devralacak olan yeni MI6 Başkanı Blaise Metreweli de toplantıda hazır bulundu.

Metreweli, geçmişi ve siyasi bağlantılarıyla tartışma konusu olmuştu. Alman arşivlerinde ortaya çıkan belgeler, Metreweli’nin dedesi Constantine Dobrowolski’nin II. Dünya Savaşı sırasında Nazi işbirlikçisi olduğunu, Ukrayna’da istihbarat şefliği yaptığını, Yahudi soykırımında ve direnişçilerin takibinde rol aldığını ortaya koydu.

Metreweli’nin kendisi ise Ortadoğu’da İsrail’le yakın işbirliği içinde yürüttüğü operasyonlarla gündemde. Eski İngiliz diplomat Craig Murray, Metreweli’yi “fanatik bir Siyonist” olarak tanımlayarak, Mossad’ın doğrudan desteğiyle MI6 Başkanlığına atandığını iddia etmişti. Murray’e göre Metreweli, “Pegasus” ve “Palantir” gibi gözetleme ve suikast teknolojilerinde İsrail’le ortak çalıştı, Lübnan ve İran’daki saldırılarla bağlantılıydı. Gazze’deki soykırımda İngiltere’nin rolünden rahatsız olan Dışişleri yetkililerinin susturulduğu da öne sürüldü.

Tags: 


Yeni yorum ekle