Seyyid el-Husi: Gazze anlaşması süresince tam teyakkuz halinde kalacağız
Yemen'deki Ensarullah Hareketi lideri Seyyid Abdülmelik el-Husi, Gazze'deki anlaşma süresince güçlerinin "tam teyakkuz halinde" kalacağını belirtti.
Welayet News - Yemen’deki Ensarullah Hareketi’nin lideri Seyyid Abdülmelik el-Husi, Gazze’deki anlaşmanın uygulanması süresince Yemen güçlerinin “tam teyakkuz ve dikkat halinde” kalacağını bildirdi.“Aksa Tufanı operasyonunun ikinci yıldönümü vesilesiyle bir konuşma yapan Husi, “Arzumuz, Filistin halkına yönelik soykırımın durdurulması ve düşmanın Gazze’de ateşkese uymasıdır. Destek cephelerini açmaktaki hedefimiz de zaten buydu” dedi.
Husi, Yemen’in Filistin’e desteğinin artarak devam etmesine büyük önem verdiğini vurguladı.
“Anlaşma, İsrail ve ABD’nin başarısızlığını kanıtladı”
Abdülmelik el-Husi, Gazze anlaşmasının, “İsrail düşmanının ve onu destekleyen ABD’nin bu turda ulaşmak istediği hedefleri gerçekleştirememesini” ortaya koyduğunu ifade etti.
ABD’nin rolünü “yıkıcı” olarak niteleyen Husi, “Düşman, esirlerini bir takas anlaşması olmadan geri alamadı; direnişi ve Filistin halkının zorla göç ettirilmesini sona erdiremedi, diğer hedeflerinde de başarısız oldu” diye konuştu.
Ensarullah lideri, mevcut dönemi “önemli ve büyük bir aşama” olarak tanımlayarak, “En yüksek düzeyde dikkat ve hazırlık halinde olmalı, Filistin halkının etrafında güçlü bir şekilde kenetlenmeye devam etmeliyiz” çağrısında bulundu.
Yemen'in operasyon sayısı 1835’e ulaştı
Husi, Yemen’in Filistin direnişine yönelik destek operasyonlarının toplam 1835’e ulaştığını açıkladı. Bu operasyonların “balistik, seyir ve hipersonik füzeler, insansız hava araçları ve savaş botlarıyla” gerçekleştirildiğini belirtti.
Yemen cephesini “resmî ve halk düzeyinde, en üst düzeyde ve istikrarlı biçimde harekete geçmiş tek cephe” olarak tanımlayan Husi, “Yemen cephesinin yankısı ve etkisi küresel ölçekte açık biçimde görülüyor” dedi.
Husi, Yemen’in “Kızıldeniz, Bab el-Mendeb, Aden Körferi ve Arap Denizi’nde İsrail gemilerinin geçişini yasaklama” kararının “tarihi bir karar” olduğunu ve “tam bir başarıyla” uygulandığını söyledi.
“Lübnan cephesi en büyük bedeli ödedi”
Konuşmasında diğer direniş cephelerine de değinen Husi, “Filistin halkını desteklemede en büyük fedakarlıkları Lübnan cephesi gösterdi. İsrail düşmanıyla en şiddetli ve en zorlu çatışmalara girdi” ifadelerini kullandı.
Husi ayrıca Irak’tan gelen dayanışmayı överken, “İran İslam Cumhuriyeti’nin sürekli desteğine” teşekkür etti.
İsrail’in Gazze’deki saldırılarını “çağın ve yüzyılın suçu” olarak niteleyen Husi, “İsrail, ABD’yle ortak hareket ederek Gazze nüfusunun yüzde 11’ini öldürdü ya da yaraladı; bu, çağdaş tarihte eşi görülmemiş bir orandır” dedi.
Husi, İsrail’in Gazze’de “1000’den fazla camiyi hedef aldığını, okulların yüzde 95’ini vurduğunu, eğitimi durdurduğunu; mezarlıkları bombaladığını, şehitlerin naaşlarını çaldığını ve gazeteciler, insani yardım çalışanları ile sivil savunma ekiplerini eşi benzeri görülmemiş bir vahşetle hedef aldığını” söyledi.
“Aksa Tufanı, Filistin’i tasfiye planını durdurdu”
Abdülmelik el-Husi, “Aksa Tufanı” operasyonunun “Filistin davasını tasfiye etme çabalarının yoğunlaştığı bir dönemde” gerçekleştiğini belirtti.
Operasyonun “Filistin halkının İsrail’le yeni bir çatışma başlatmak için değil, 75 yıldır süren Siyonist Yahudi suçlarına karşılık olarak gerçekleştirildiğini” vurgulayan Husi, “Düşman, Filistin’in tamamını ele geçirip ardından ‘Büyük İsrail’ projesine geçmeyi hedefliyordu” diye konuştu.
Bazı Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesini “utanç verici” olarak nitelendiren Husi, “Kendine ve değerlerine saygısı olan hiçbir devlet, bu suç makinesiyle ilişki kurmayı kabul etmemelidir. Normalleşme, Arap rejimleri için korkunç bir kayıp anlaşmasıdır” dedi.
Husi, bazı Körfez ülkelerini de “İsrail’e casusluk programları için alan açmakla” eleştirdi.(YDH)
Yeni yorum ekle