Marib’in Özgürleştirilmesiyle Savaşın Durumu Değişir

Pa, 12/12/2021 - 08:25

Yemen'in İran Büyükelçisi İbrahim Muhammed el-Deylemi, Marib’deki durumu değerlendirerek, “Marib’in özgürleştirilmesi bir dönüm noktasıdır bunun gerçekleştiği takdirde savaşın durumu değişir.” dedi.

Welayet News  - Yemen'in İran Büyükelçisi İbrahim Muhammed el-Deylemi, Tahran’daki Tabyin Düşünce Kuruluşu’nda Yemen konulu toplantıda yaptığı konuşmada ülkesindeki son gelişmeleri değerlendirdi.

Marib’deki duruma ilişkin el-Deylemi, “İlk önce Marib meselesinin barışçıl bir şekilde çözülmesi için bir plan sunduk. Bu doğrultuda Marib vilayetindeki aşiretlerle anlaşmaya çalıştık. Böyle bir anlaşma sayesinde şu anda vilayetin 12 şehri Ensarullah'ın kontrolünde. Daha önce Marib vilayetinde iki şehir Yemen ordusu ve halk komitelerinin kontrolündeyken şimdi 12 şehir tamamen Ensarullah'ın kontrolü altında.” dedi.

El-Deylemi, Suudi Arabistan ile BAE’nin Ensarullah'a karşı yaptığı psikolojik savaşa atıfta bulunarak, “Düşmanlar Marib'de bir milyon insanın yaşadığını ve Marib halkının Ensarullah'a karşı olduğunu iddia ediyor. Aslında bu iddialar gerçeği yansıtmıyor. Marib'in nüfusu yaklaşık 100 bin kişidir.” ifadelerini kullandı.

Marib savaşının son aşamada olduğunu anlatan el-Deylemi, "Yemen Ordusu ve gönüllü halktan oluşan güçler her geçen gün ilerliyor. Biz cephedeki durumumuzdan memnunuz. Ensarullah güçleri hava koruması olmadan canla başla savaşıyor ve şimdiye kadar elde ettikleri zaferler gerçekten bir mucize çünkü Ensarullah kuşatma altındadır.” açıklamalarında bulundu.

El-Deylemi, Marib'in işgalden kurtuluşu için tarih belirlemenin hata olduğunu ifade ederek, "Biz yüce Allah'a inanıyoruz ve Rabbimiz zaferi takdir ettiyse o tecelli edecektir.” dedi.

Marib’deki aşiretlerle sağlanan anlaşma ile ilgili olarak El-Deylemi, şunları kaydetti:

"Aşiretlerle imzalanan anlaşma sonucunda bulundukları bölgeleri özgürleştirmeyi başardık. Marib aşiretleriyle yapılan müzakereler ve anlaşmalar, Ensarullah güçlerinin ilerlemesinde çok olumlu bir rol oynadı. Bu sayede güçlerimiz Marib kapısına ulaştı.

Sadece aşiretlerle pazarlık ve anlaşma yoluyla Marib şehrine girebilirsek sorun yok, fakat gerçek sorun şu ki bu şehir Suudi Arabistan, BAE ve ABD'nin elinde. IŞİD, El Kaide ve Müslüman Kardeşler gibi gruplar sahada bulunuyor. Bu gruplar, Marib vilayetindeki aşiretlerini nüfuzu altında tutuyor, ancak Ensarullah Hareketi, müzakereler yapıp anlaşmaya vararak onları bu grupların hakimiyetinden kurtarmaya çalışır.”

El-Deylemi, Yemen ordusu ve halk komitelerinin ülkenin parçalanmasını engellemeye ve işgal altındaki toprakları kurtarma konusunda kararlı olduğunu vurgulayarak, “Burada şunu belirtmek isterim ki, Sokotra Adası gibi yabancı birliklerin işgal ettiği bölgelerdeki durum Marib'deki durumdan farklıdır. Aslında işgal altındaki topraklardaki savaş, Suudi Arabistan, BAE ve ABD birlikleriyle yapılan bir savaştır. O işgalciler Yemen'den çekilmek zorundadır.” ifadelerinde bulundu.

Marib savaşının zor olduğunu dile getiren El-Deylemi, “Bu muharebe Suriye'deki ‘Halep’ savaşı gibidir. Halep'in özgürleştirilmesi Suriye savaşında bir dönüm noktası oldu ve o ülkedeki savaşın durumunu değiştirdi. Marib işgalden kurtarılırsa Yemen'in geri kalanını özgürleştirmenin kolay olacağına inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Yemenli diplomat, BAE birlikleri ile müttefiklerinin stratejik öneme sahip Hudayde bölgesinden çekilmesi hakkında şu açıklamalarda bulundu:

“BAE güçleri, sahadaki gelişmeler ve siyasal nedenler için geri çekilmiştir. BAE'nin yaklaşımının değiştiğini söylemek doğru değil. Daha önce de söylediğim gibi BAE birlikleri Yemen'i terk etmek zorundadır.Aksi takdirde hedef alınacaktır her halükarda Yemen savaşı, askeri veya siyasi yöntemle sona erecektir.”

Yemen Büyükelçisi, Suudi Arabistan ve BAE birliklerinin yanında savaşan Yemenlilerin kaderiyle ilgili olarak, “Savaş biter bitmez genel af ilan çıkarmak istiyoruz. Yemenli savaşçılar normal sivil olarak tanımlanması için silahlarını teslim etmelidir.” diye konuştu.

İbrahim Muhammed el-Deylemi, “Yemen’in gelecekteki siyasi düzeni Lübnan, Irak ve İran gibi mi olacak? sorusuna, “Yemen ne İran, ne Irak, ne de Lübnan. Bu Yemen'in bir özelliğidir. Yemen kuşatması sona ermeli ve verilen zararların telafi edilmesi lazım. Savaştan sonra Yemenli gruplar arasında ulusal diyalog süreci başlayacak. Elbette ki bir dizi olaylar çıkabilir, ancak diyaloğun temelini oluşturan Yemen konusu değişmeyecek.” cevabını verdi.

Tags: 


Yeni yorum ekle