Siyonist Plan ; Yeni Sosyal Medya İmparatorluğu

Sa, 28/10/2025 - 07:26

Bugün elimizden düşürmediğimiz sosyal medya platformları, görünürde “ücretsiz” iletişim araçları gibi sunuluyor. Oysa bu mecralar, yalnızca paylaşım yapıp vakit geçirdiğimiz dijital alanlar değil; düşüncelerimizi şekillendiren, gündemi belirleyen, hatta insanlık vicdanını yönlendiren yeni çağın görünmez laboratuvarları. Bu platformlara yapılan milyarlarca dolarlık yatırımların tek amacı para kazanmak olamaz; asıl amaç, bilginin, verinin, duygunun ve yönelimin kontrolüdür.

Welayet News  - İletişim tarihine baktığımızda gazeteden internet haber sitelerine, televizyondan radyoya uzanan bir dönüşüm çizgisi görürüz. Fakat bu çizginin en etkili halkası artık sosyal medya ve onunla kol kola ilerleyen yapay zekâdır. Bu iki güç, bilgi akışıyla beraber hakikati  de gün yüzüne çıkarma potansiyeline sahip.

Bunu en açık biçimde Gazze’de yaşanan son iki yıllık süreçte gördük. Siyonist işgalin gerçekleştirdiği katliamlar karşısında yalnızca Müslümanlar değil, vicdan sahibi Hristiyan dünyası da etkilendi.

Siyonist Yahudilerin gerçekleştirdiği bu zulümler, onların uzun yıllardır inşa ettikleri “mağdur” imajını yerle bir etti; gerçek yüzlerini, insanlığın gözleri önüne serdi. Fakat bu hakikatlerin yayılma süreci bile kontrol altına alınmak istendi. Bazı sosyal medya platformlarında, bu görüntüleri paylaşan hesaplar kapatıldı, içerikler sansürlendi, kullanıcılar uyarılar aldı.

Siyonistlerin yaşadıkları itibar kaybı, onları dijital alanlarda yeni bir algı operasyonuna yöneltecek. Sosyal medya, hakikatin üzerini örten veya onu parlatan bir savaş alanına dönüşecek.

Netanyahu denilen çocuk katili, Eylül ayının sonunda aşağıdaki ifadeleri kullandı:

“Savaşın araçlarını kullanmak zorunda kalacağız. Biliyorsunuz savaşların araçları değişiyor.  Bugün kılıçla savaşamazsınız… Biz içinde bulunduğumuz savaş alanlarına uygun silahlarla savaşmak zorundayız. Bunların en önemlisi  Sosyal Medya. Ve satın alınabilecek en önemli şey? TikTok… TikTok bir numara! Bu umarım gerçekleşir, çünkü olumlu sonuçları olabilir. Ve diğerleri… En önemli olan diğeri nedir? X… İşte bu çok iyi… Ve biliyorsunuz bu yüzden Elon ile görüşebiliriz. O bir düşman değil. O bir dost! Onunla konuşmalıyız. Şimdi bunu alırsak, çok şey alırız.  Ve başka şeylere devam edebilirim. Ama şu anda mesela bu değil.  Bu mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor — Yahudi halkına yön vermek, Yahudi olmayan dostlarımıza veya potansiyel Yahudi olacak dostlarımıza yön vermek için.”

Görüldüğü üzere Netanyahu, gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasından son derece rahatsız olmuş durumda. Savaşın yalnızca öldürmekle değil, aynı zamanda iletişim kanalları üzerinden yürütülen bir mücadele olduğunu yeniden gündemine almış görünüyor.

Bu bağlamda, Trump’ın son dönemdeki açıklamaları ve Larry Ellison’un TikTok’un algoritmasına dair girişimleri bu stratejinin bir parçası olarak okunabilir. TikTok’un ABD operasyonları ile el değiştirmesine yönelik süreçte Oracle/Larry Ellison ve diğer Amerikan yatırımcılarının adı sıkça geçiyor. Beyaz Saray düzeyinde de bu satış ve TikTok algoritmasının “Amerikan kontrolüne” alınması konuşuluyor.  Görünen o ki, hedef yalnızca bilgi akışını yönetmek değil, küresel ölçekte yeni bir medya imparatorluğu inşa etmek…

Bu tablo bize gösteriyor ki, siyonistlerin yaşadığı bu büyük itibar kaybı onlar için sadece bir “imaj krizi” değil, aynı zamanda yeni bir stratejik planın da başlangıcı olacak. Bu savaş cephesinde: silahların yerini algılar, tankların yerini teknolojik ağlar, orduların yerini ise algoritmalar alacaktır.

Bu gerçeğe karşı bizler sadece seyirci kalamayız. Artık “başkalarının kurduğu mecralarda” hakikati anlatmaya çalışmak, zincirle bağlı bir kürsüden adalet haykırmaktan farksızdır. Eğer dijital savaş çağında kendi silahlarımızı üretmezsek, hakikatin sesi her defasında sansür duvarlarına çarpacaktır.

Bu noktada rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın temellerini attığı D-8 projesi bizim için yalnızca bir ekonomik birlik modeli değil, aynı zamanda bir medeniyet bilincinin dijital çağdaki izdüşümüdür. D-8 ruhu, bugün bizim için bağımsız sosyal medya platformları, kendi veri ağlarımız anlamına gelmelidir.

Kendi hizmet sağlayıcılarımızı, sunucularımızı ve içerik platformlarımızı inşa etmezsek, yakın zamanda Gazze’deki zulmün dijital bir versiyonuna tanık olabiliriz. Bu kez bombalar değil, algoritmalar sessizce öldürür; insanların zihinlerini, vicdanlarını ve hakikat duygusunu hedef alır.

O hâlde vakit, kendi dijital medeniyetimizi kurmanın vaktidir. Bu çerçevede Sumud organizasyonu örnekleminde benzer bir çalışma yapılmalıdır. NSosyal gibi hazır bir çalışma esas alınarak, yerellik sınırlarını aşan; bütün dünyaya hitap edebilecek, mazlumların sesi olabilecek ve gerçek etki üretecek bir etkileşim ağı inşa edilmelidir.

Fatih Aksu/milligazete



Yeni yorum ekle