Sudan darbesinde İsrail ve BAE’nin parmak izleri

Pa, 14/11/2021 - 08:57

Sudan'daki güncel olaylar, İsrail ile bir Arap ülkesi arasındaki planlama, koordinasyon ve işbirliğinin ilk sonucudur. Bu Arap ülkesi, Batı çevrelerinde politikalarını değiştiren, sadece ekonomi ve kalkınmayı önemseyen bir ülke olarak biliniyor. Bu açıklama, Katar eski Başbakanı Şeyh Hamad bin Casim Al-i Sani'nin dün (Cuma) attığı tweet'ine dayanıyor.

Welayet News  - BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Gargaş'ın Hamad bin Casim’in tweetine sert tepki vermeden önce Hamad’in hangi ülkeden bahsettiği belli değildi. Ama artık herkes onun bahsettiği ülkenin, politikasının en küçük ayrıntılarını bile bölgedeki Siyonist rejimin stratejisiyle uyumlu kılan BAE olduğunu biliyor.

Gargaş, Hamad bin Casim’in tweetine verdiği tepkinin bir bölümünde şöyle diyor: “Tweetini okuduğumda onun adına çok üzüldüm. Mevkiini kaybedip geçmişe karıştıktan sonra, şimdi mümkün olan  her hile ile kendisi için ayak basacak bir yer açmaya çalışıyor. Hayatı çelişki ile doludur. Çok parası olmasına rağmen, akıldan ve bilgelikten yoksundur. Sesi zar zor duyulan bir yansımadan ibarettir”.

Hamad bin Casim yeni bir şey söylemese de, sivil yönetime karşı darbenin iki lideri olarak Sudan ordusunun komutanı Abdulfettah el-Burhan ve meslektaşı Dagalu, son iki yılda Sudan ile Siyonist rejim arasındaki uzlaşma sürecinde kilit figürler oldular. Amerikan sitesi "Axius" daha önce Mossad'dan bir heyetin bu ülkedeki askeri darbe sonrası güncel gelişmeleri incelemek üzere Sudan'a yaptığı ziyareti ortaya çıkarmıştı.

25 Ekim'de ülkenin sivil hükümetine ve halk devrimine karşı El-Burhan-Dagalu darbesi, olağanüstü hal ilanı ve yönetim kurulunun feshedilmesi, parti ve bakanlık liderlerinin ve Başbakan Abdullah Hamduk'un tutuklanması, tüm bunlar işgalci rejimin Arap dünyasındaki kolu olan BAE'nin suç ortaklığıyla Siyonist rejimin Sudan'a müdahalesinin bir parçası olmuştur.

Son olarak, Gargaş'ın Hamad bin Casim hakkındaki sözleri üzerine biraz düşünecek olursak, Hamad hakkında kullandığı tüm bu tanımlamaların daha çok kendisi ve Fars Körfezi'ndeki petrol ve gaz ülkelerinin şeyhleri ve yöneticileri hakkında geçerli olduğunu görüyoruz.



Yeni yorum ekle