Tel Aviv’in Truva Atı

Pt, 05/07/2021 - 15:21

Irak'ın Ürdün ve Mısır ile yönetilen ilişkileri, Irak'ın petrol zenginliğini yağmalamaya ek olarak, Irak'ın hayati unsurlarını Ürdün ve Mısır üzerinden Siyonist rejime bağlayan bu halkalardan biridir.

Welayet News  - Hem İsrail'deki hem de Batı'daki Siyonist kapitalistler, genellikle yatırım yapmak için güvenli bir coğrafya ararlar ve Siyonist rejime mali ağırlık vermemelerinin nedenlerinden biri de, bu rejimin kalıcı istikrar parametrelerinden yoksun olması ve bu kapitalistlere geleceği güvenle göstermemesidir. Bu nedenle, bu kapitalistler 70'li yıllardan beri uzun vadeli bir bakış açısıyla BAE'yi kendileri için seçmiş ve BAE'yi ekonomik bir merkez haline getirmek için işlevlerini giderek daha öteye taşımış ve gizlice, mali faaliyetlere paralel olarak Siyonist rejimle derin istihbarat, ardından ticari, teknolojik ve nihayet siyasi ilişkiler geliştirmişlerdir.

BAE'nin ve Yemen'deki savaştaki rolünün nedenlerinden biri de, bu mazlum ülkenin kıyısında süper stratejik dünya ticaret suyolu güzergahında Aden ve Hudeyde limanlarının öne çıkması endişesidir. Ve BAE'lilerin kasıtılı hamlesinin amacı, Siyonist rejimin Yemen'deki ticaret ve güvenliğin tüm jeopolitik yönleri ve Bab’ul-Mandeb ve Kızıldeniz su yollarının geleceği üzerinde hakim olması için bu rejimi Yemen olayına askeri, istihbarat ve hatta rejim ile Güney Yemen Geçiş Meclisi arasında aracılık boyutunda dahil etmektir.

BAE'nin Siyonist rejimle olan gizli ilişkilerinin normalleşmesi ve alenileşmesi aslında iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden başlaması değil, bugün bu ülkeyi çok daha büyük ölçekte sömürmeyi amaçlayan BAE'deki uluslararası Siyonizmin yerleşik aparatlarıdır. BAE ve Siyonist rejimin ticaret, bilgi, teknoloji, güvenlik, enerji, ulaşım, yazılım ve medya alanlarında son aylarda imzalanan sözleşmelerine bakarsanız, Siyonist rejimin çeşitli sektörlerinin BAE'yi sadece büyük karlar elde etmek için değil, aynı zamanda hedef ülkelerde Siyonist istihbarat, sosyal ve operasyonel-güvenlik hakimiyeti alanları sağlamak için bir pencere, kapı ve vitrin olarak gördüğü gayet açıktır.

ABD, İngiltere ve Batı ile bölgedeki Arap müttefiklerinin ortak faslı olan bu hedef ülkelerden biri de Irak’tır. Suudi Arabistan ve onun terörist ve vahşi müdahale yöntemlerinden farklı olarak, ülkenin siyasi boyutları ve Irak'taki seçimler, telekomünikasyon, siber uzay, enerji, istihbarat, güvenlik, askeri, hatta finans ve bankacılık  –ki BAE’li şirkelerin arka planı Siyonist rejime ile müttesildir – vb.  sektörleri ile ilgili yumuşak yöntemlerle ve sözleşmeler yoluyla İsrail ve ABD'ye gizli ve derin nüfuz ve hakimiyet sağlayabilme ve Iraklıların sömürge ve Siyonist politikalardan bağımsız hareket etmesine izin vermeme çabası içindeler.

 Sudan ve Arap ve Müslüman ülkelerdeki BAE’lilerin bu davranışsal sembolü, Afrika ve Asya'da ciddi bir şekilde takip edilmektedir. Başka bir deyişle, askeri ve ülke fethi yoluyla bölgesel direniş açmazıyla karşı karşıya kalan ve hatta bu rejimin varlığını ciddi şekilde tehdit eden büyük İsrail hayalinin, sözde İbrahim Paktı ve Trump’ın yüzyıl anlaşması ve Papa’nın Irak ziyaretinin muhtevası vesilesi ile gerçekleştirilmesi isteniyor.

Birleşik Arap Emirlikleri, kendine has yaklaşımları bulunan bağımsız bir ülke olarak kabul edilemez.  Bugün Birleşik Arap Emirlikleri, Siyonist tahakküm ve nüfuzun görünmez örtüsü, prangalar, fitneler, savaşlar, yıkımlar ve tüm boyutlarıyla Siyonist rejimin bir kolonisi haline gelmiştir. Irak'ın Ürdün ve Mısır ile yönetilen ilişkileri, Irak'ın petrol zenginliğini yağmalamaya ek olarak, Irak'ın hayati unsurlarını Ürdün ve Mısır üzerinden Siyonist rejime bağlayan halkalardan biridir.

Javanonline.ir / Hadi Muhammedi

Çev.: Mehmet Gönül 

Welayet News 



Yeni yorum ekle