'ABD Gerçekleri Kabul Etmek İstemiyor'

Per, 15/04/2021 - 07:28

İmam Hamanei, Amerika Birleşik Devletleri'nin gerçeği kabul etmek için müzakere etmek değil, yanlış bir kelimeyi yorumlamak için müzakere etmek istediğini belirterek, şu ifadelerde bulundu: ‘Müzakerelerin yıpratılmamasına dikkat edilmelidir.

Welayet News  - İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei, her yıl Ramazan ayının ilk günü İmam Humeyni (ra) Hüseyniyesinde düzenlenen ama bu yıl korana virüs sebebiyle video konferansa yoluyla düzenlenen Kur’an okuma merasiminin sonunda bir konuşma yaptı ve şu ifadelerde bulundu: ‘Bugün Kuran'ın hidayet yönüne kısaca değineceğim, tabii Kur’an‘ın hidayet boyutu bir oturumda konuşulabilecek ve tamamlanabilecek bir konu değildir.

Konuya başlamadan önce, sevgili halkımıza yaklaşık iki üç hafta önce bir konuyu açıklamak istedim ama fırsatım olmadı. 21 Mart’taki konuşmamda ülkenin ekonomik durumu hakkında bir istatistik sundum ama daha sonra bu istatistiğin doğru olmadığını belirttiler.

Ofise bu konuyu incelemesini söyledim ve haklı oldukları ve istatistiklerimizin doğru olmadığı anlaşıldı ve İran'ın 18. ekonomik sıralaması hakkında söylediklerimin 5-6 yıl öncesine ait olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle bu hatayı düzeltmem için beni uyaranlara teşekkür ediyorum.’  İmam Hamanei daha sonra Kur’an’ın ayrıcalıklarına değinerek şunları söyledi: ‘Mübarek Ramazan ayının birçok ayrıcalığı arasında, Allah-u Teala Kur’an’ın bu ayda inmesine değinir ve bunun Kur’an’ın en büyük ayrıcalıklarından olduğu ortadadır. Kur’an'da aklımızın alamayacağı kadar binlerce önemli nokta vardır ve Allah tüm bu özellikler arasında Kur’an'ın hidayetinden bahseder.

Kur’an’ın hidayetinin Kuran ile ilgili konular arasında yüksek bir yere sahip olduğu ortadadır. Kuran'ın kendisi hidayet konusuyla başlar. Hem Allame Tabatabai’nin tabiriyle başından sonuna kadar edepli bir şekilde konuşmayı kullara öğreten Fatiha Suresi hem de Bakara suresi hidayetten bahsederek başlamaktadır. Bunlardan başka da Kur’an’ın onlarca yerinde Kur’an’ın hidayet ve yol göstericiliğinden bahsedilmiştir.

Kur’an'ın muhatabı tüm insanlıktır ve Kur’an, tüm insanlığı doğru yola götürmek istediğini belirtir. Burada temel bir nokta var, o da Kur’an'ın hidayetinin insan hayatının sınırlı bir alanıyla sınırlı olmadığı ve bu rehberliğin insan hayatının büyük bir bölümü ile ilgili olduğudur. Yani Kur’an'ın insana kısmen yol göstermesi, diğer durumlarda ise insan ihtiyaçlarını görmezden gelip onu es geçmesi söz konusu değildir.

Allah'a yakınlık, Allah’ı tanımak ve Allah'a muhabbet beslemek gibi üstün arzulara sahip olan insanın, manevi kemalini ve yükselişini Kur’an’dan alması gerekir. Toplumlarının yönetilmesi, adaletin sağlanması, toplumlarının yönetilebilmesi için gerekli tedbirler ve zahiri, batıni, insi ve cinni çeşitli düşmanların def edilmesi, mücadele, cihat ve düşmanlıkların giderilmesi gibi konular, insanın hidayeti için gerekli olan konulardandır.

Ahlaktan, aileye, çocukların yetiştirilmesine, en önemli insan ihtiyaçlarından biri olan gönül huzuru ve sükunet konusuna ve insanı ilim, bilgi ve yaratılış alemini tanımaya sevk eden bilim ve tabiatı tanımaya ve insanın bireysel davranışlarına kadar Kur’an’ın bütün alanları insan için bir hidayettir ve insan yaşamının her bölümü için bir derstir.’

İmam Hamanei aynı zamanda İran hükümetinin Nükleer Anlaşamaya üye olan ülkelerle yaptığı son müzakere hakkında şu hatırlatmalarda bulundu: ‘Ülkenin politikasını açıkladık ve yetkililere hem yakından hem yazılı hem de kamuya açık konuşmalarda anlattık. Şimdi yetkililerin kararı, aynı politikayı müzakere etmek ve uygulamaktır. Bu konuda bir anlaşmazlığımız yok ama müzakereleri aşındırmamaya özen gösterilmesi gerekiyor. Taraflar bu müzakereyi uzatmak istememelidir, çünkü bu ülke için zararlıdır.

Amerikalıların sürekli olarak müzakere adını kullanması, Amerika Birleşik Devletleri'nin gerçeği kabul etmek için müzakere etmek istediği anlamına gelmiyor aksine onlar, yanlış bir kelimeyi yorumlamak için pazarlık yapmak istiyorlar. Görünüşe göre Avrupalılar, raporları bizim elimize ulaşan özel görüşmelerde bazen İran’ın haklı olduğunu kabul ediyorlar, ancak onların uygulama konusunda bağımsızlıkları yok.

Karşı tarafın yaptığı teklifler çoğu zaman kibirli ve aşağılayıcı hatta bakılmaya bile değmeyecek tekliflerdir. Bu konuda ülke yetkililerinin tamamen açık gözlerle, güçlü bir yürek ve Allah'a tevekkül ederek ilerlemesini, Allah’ın inayetine mazhar olmalarını ve halkı mutlu etmelerini temenni ediyoruz.’

İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının başka bir bölümünde, İran’da korona virüsün dördüncü dalgasının yayılmasıyla ilgili olarak şu ifadelerde bulundu: ‘Bu salgın ve virüs, yılın en güzel günlerini yani baharın ilk günlerini milletimiz için acı bir hale getirdi; Bu yıl maalesef hayatını kaybedenlerin ve hastalığa yakalananların sayısı arttı ve bunlar insanın üzerinden kolayca geçemeyeceği şeylerdir.

Bu acı ve sarsıcı istatistikler, yetkililer ve halk olmak üzere hepimizi uyandırmalı ve bilinçlendirmelidir. Hastalıkla şakalaşmayalım, yetkililer yapmaları gerekeni kararlılıkla yapmalılar.

Yani konuyla ilgili gerekli uzmanlar, doktorlar ve sağlık görevlileri vb. bir karar verdiklerinde, onların söylediklerine göre hareket edilmelidir.

Hangi hastalığı tasavvur edecek olursanız olun, onun etkileri korona virüsten daha azdır. Bu salgın hem hastalık hem işsizlik hem geçim sorunu hem ölüm hem de sevdiklerini kaybetmektir yani bu, ülkenin tüm programlarının bu hastalıktan etkilendiği anlamına geliyor. Bu hastalığı durdurmak ve üstesinden gelmek için bir şeyler yapmalıyız ve bu, bir politika ve plan oluşturulması ve kurallar konulması ve onlara biz bireyler tarafından uyulması dışında mümkün değildir.’



Yeni yorum ekle