Kürt Olma Musibeti!

Cu, 20/01/2017 - 22:53

Kürt Olma Musibeti!

Toplumlar, milletler ve halkları birbirlerini tanısınlar diye onları çeşitli ırklarda ve birbirinden farklı dillerde yaratan Allah’ın adıyla.

Allah katında hiç bir ırk diğer bir ırka, hiç bir dil başka bir dile üstünlüğü yoktur. Bunlar Allahu Teala’nın yüce ayet ve delilidir. Her hangi bir kavmi veya dili (kimliklerinden dolayı) yok etmeye çalışanlar aslında Allah ın ayetlerinden birini yok etmeye çalışıyorlar demektir.

Tarih boyunca yok etmek istenilen ayetlerden bir tanesi hiç şüphesiz ki Kur’an’i Kerimin Hucurat Süresinde geçen Kürt ayetidir!

Kur’an’ı baştan sona defalarca okuyup kürt ayetine geldik mi nedense hep üzerinden atlayıp geçeriz.

Mezopotamya’nın yerli halkı olan ve bu topraklarda bin yıllardır hayatlarını sürdüren Kürt halkı, en fazla beraber yaşadığı halk ve ülkeler tarafından asimile edilmeye çalışılmış ve her türlü zulme maruz bırakılmıştır.

Tarihi, kültürü ve kimliği yüzyıllarca inkar edilen Kürt halkı, kendi öz vatanlarında bir köle, bir parya veya bir Kızıldereli muamelesi görmüş, ona hiç bir zaman bir insan gözüyle bakılmamıştır.

Meseleye bırak İslami, insani bir perspektifle de bakıldığı zaman, mazlum ve Müslüman Kürt halkının tarihinin her karesinde, ne denli acılarla dolu olduğunu müşahede edilecektir.

Daha dün Saddam Hüseyin 1988 yılında sadece altı ay zarfında, Enfal Operasyonunda 182 bin kürdü katletti. Bu soykırımı gerçekleştirirken de yüce İslam dinini kendi şeytani politikalarına alet etti. Kuran-i Kerimin bir süresinin ismi olan ve savaş ganimeti anlamına gelen Enfal kelimesini kendi operasyonunu onunla adlandırılıp askerlerine “Kürdlerin canı, malı-mülkü, namusu helal kıldı.”

Kürt halkına dört parçada yapılan katliam ve soykırımları tek tek sıralamak mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyetinin tarihi de mazlum Müslüman Kürtlere karşı işlediği insanlığın yüzkarası nice cinayetlerle doludur.

Tarihte vuku bulan bu zulümleri tarih zaten az da olsa kaydetmiş, isteyen araştırır görür. Benim asıl derdim, bugünü sorgulamaktır.

Evet. Dün Kürdistan’nın dört parçasında bu zulümler yaşanırken, sessiz ve duyarsız kalan Müslümanlar bugün de sessiz ve duyarsız kalmamışlar mı?

Dün Saddam Kürtlerin canını, malını ve namusları kendilerine helal kılarken, bugün de Rojava’da Müslümanım diyen Amerikancı İslamcılara, her gün camilerde bunlar size helaldir fetvası verilmiyor mu?

Görüldüğü gibi yine dini bir kılıfla Kürtler katlediliyor, onlara her türlü zulüm ve cinayet reva görülüyor.

Her gün bu tür fetvalara ve insanlık dışı cinayetlere tanık olmaktayız.

Evet bu günlerde Rojava’dan her gün yürekleri dağlatan haberler gelmektedir.

Bu acı haberler karşısında hiç kimsenin kılı kıpırdamıyor!

Neden?

Dünya Kamuoyunun menfaati yoktur diye Kürtlere sırt çevirdiğini anladık da, Resuli Ekrem’in (s.a.a) “Müminler bir vücudun âzâları gibidir, birisi rahatsızlanınca diğer uzuvlar da onun acısını taşırlar.” hadisine göre amel eden ve başka Müslüman ırkların gördüğü zulümleri rahat bir şekilde gören ve acısını hissedenlerin Rojava’da (Batı Kürdistan’da) yaşanan bu zulüm ve katliamları görmezden gelen ve en ufak bir sızlama hissetmeyen kör Müslümanları anlamak çok zor herhalde.

Yoksa Kürtler Müslüman değil mi ki yukarıdaki hadis onları da kapsasın!

Rojava’da  hergün kitlesel katliamlar yaşanırken, Muaviyeci ve Yezidi zihniyetin buna ses çıkarmaması anlaşılıyor da, İmam Hüseyin (a.s)‘dan ‘‘mazlumun dini sorulmaz‘‘ ilkesini öğrenen sözde inkılapçıların, sıradan bir olay gibi meseleye bakmalarına anlam vermek güç.

Amerikancı İslamcıların destekçilerinin bu insanlık dışı eylemlere susup sessiz kalmalarını anladım da, Muhammedi İslam’dan hep dem vuranların sessiz ve duyarsız kalmalarını bir türlü anlayamadım.

Bunlar hepsi bir yana, güya Velayet ekseninde hareket edenlerin meseleye karşı dillerinin tutulduklarını görmem bana çok ama çok büyük bir acı vermekte.

Evet bu dünyada Kürt olmak her halde bir musibet olması gerek!

Hem kendisi için ve hem başkaları için bir musibet!

Hem müslümanlar için hem gayri müslümanlar için bir musibet!

Daha doğrusu Kürt olmak musibetin ta kendisi!

Kürtlerin başına gelen bu musibetler Kürtler için bir imtihan vesilesidir.

Allahu Teala İslam ümmetini de Kürt ayetiyle sınamaktadır.

"Allah sizi birbiriniz aracılığı ile imtihan etmek için..." (Muhammed, 4)

Ona kardeş gözüyle, Müslüman gözüyle, insan gözüyle bakıldı mı acaba?!

Bu sorunun cevabı ortadadır.

Aslında benim başka ırklardan olan diğer din kardeşlerimden gerçekten herhangi bir beklentim ve umudum kalmadığını söylemek istiyorum.

Benim asıl beklentim Velayet ekseninde hareket eden Müslüman Kürtlerin kendilerine karşı yapılan zulmü kınayıp en azından dilleriyle karşı çıkmalarıdır.

Rojava daki katliama karşı seslerini yükseltmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Bu suskunluğa, duyarsızlığa karşı EDİ BESE! demenin çoktan zamanı gelmiştir.

 

İbrahim Çakar



Yeni yorum ekle