Amerika kimlik krizi geçiriyor ve çöküşün eşiğinde

Pt, 10/08/2020 - 18:09

İslami İlimler ve Kültür Enstitüsü Başkanı Necef Lekzayi, gelişmek isteyen her ülkenin Amerika askeri güçlerini kendi topraklarından çıkarıp bu ülkenin kendi iç işlerine karışmasını engellenmesi gerektiğini söyledi.

Welayet News - Amerikalıların Batı Asya’da fitne ve fesadın kaynağı olan varlığı, İslam İnkılabı Rehberi’nin hac mesajında, uluslararası ve diplomatik görüşmelerde altını çizdiği ana başlıklardan biri olmuştur. Özellikle Şerefli Şehit Korgeneral Kasım Süleymani’nin şahadetinden sonra, bazıları bu cinayetin İran ve ABD arasında topyekün bir savaşın başlangıcı olduğunu söylediler. Bu bağlamda Rasa Haber Ajansı'nın Hüccetül-İslam Necef Lekzayi ile yaptığı ayrıntılı röportajı ilginize sunuyoruz.

İslam İnkılabı Rehberi geçtiğimiz günlerde Irak Başbakanı ile görüşmesinde, Irak konusunda İran ve Amerika arasındaki görüş ayrılığına ve ilkesel ihtilafa değindi. Bu görüş ayrılığının nedeni ve temelleri ile ilgili izahınızı alabilir miyiz?

İmam Humeyni (r.a) bir belirlemesinde, ‘köle kölelik şartlarında gelişemez’ der. Çünkü geleceğini planlayamaz, onun sahibi geleceğini planlar. Bu yüzden istilacılar, küresel müstekbirler diğer ülkeleri sömürerek bu ülkelerde askeri üsler kurarlar. Nitekim Amerika Irak’ta Aynul-Esed üssünü kurdu ve Amerika Başkanı Irak hükümetinin bilgisi olmadan bu ülkedeki askeri üssünü ziyaret etti ve sonra Irak Başbakanı ile görüşme talebinde bulundu.

Dolayısıyla Irak’ın ve gelişmek isteyen, kendi geleceği için uzun vadeli planlama yapmak isteyen her ülkenin, Amerika askeri güçlerini kendi topraklarından çıkarıp Amerika’nın içişlerine dehaletlerinin önünü alması gerekir.

İslam Cumhuriyeti’nin bölgedeki etkili rolünü ve İslami nizamın Amerikalı işgalcilerin bölgeden çıkarılmasına dönük makro stratejisini dikkate alarak, bu stratejinin icra edilmesinde Irak ve bölge ülkelerinin rolü ve etkili çözümleri nelerdir?

Amerika'nın Irak'tan ve bölgeden çıkarılmasının gerçekleşmesi için yapılması gereken en önemli şeylerden bir tanesi, halkın bilinçlendirilmesidir. Malum oldu ki Amerikan askerlerinin Irak'ta Ebu Gureyb gibi zindanları var ve Müslüman toplumları istikrarsızlaştırmak için zindan kılıfında Ebu Bekir el-Bağdadi gibi kişileri eğitiyorlar. Irak halkı böyle bir şeyi kabul etmeyecektir.

Bölge ülkelerinin kendilerini Amerika sultasının boyunduruğundan çıkarmaları, her türlü ilerlemenin ve bağımsızlaşmanın şartıdır. Bölge halkı ülkelerinin idaresini deruhde edemedikleri sürece uygun bir gelişme kaydedemiyecektir.

İkinci nokta, istilacı güçlerin bölge ülkelerinde kalıcı olmak ve gücünü garantilemek için sürekli olarak diğer hükümetleri kendine bağımlı kılmasıdır. Bu bağımlılık ülkelerin, hükümetlerin zayıf ve muhtaç halde tutulmasıyla, başka ülkelerde istikrarsızlık çıkarılmak suretiyle gerçekleştirilir. Sömürgeci güçler, ülkeler kendi güvenliklerini kamil bir şekilde sağlayamamaları için, terör gruplarını kurup himaye ederek bu ülkelerde istikrarsızlığı, terör eylemlerini sürdürürler.

Batılılar, özellikle İngiltere Ortadoğu’da sürekli istikrarsızlık çıkartıp bu yolla kendi etkisini, gücünü imal etmesini sürdürebilmesi için bu bölgede kanser tümörü siyonist rejimi icat ettiler.

Sizce neden İslam İnkılabı Rehberi tecrübe, din ve aklın verdiği hükme göre İran ve Irak ilişkisinin güçlendirilmesinin gerekli, zaruri olduğunu söyledi ve güç boşluğu ve Müslüman ülkelerde Amerika tarafından çıkarılan kaos konusunda uyarıda bulundu?   

Müslüman toplumlar için içi yanan tek lider, İslam İnkılabı Rehberi'dir. Defalarca Müslüman ve komşu ülkelerin izzetli ve onurlu olmasına vurgu yaptı ve içişlerinde inisiyatif alıp Amerika’yı, Batılıları ülkelerinden çıkarmaları ve hükümetin kaderini eline almaları yönünde çağrı yaptı.

Dünyada sulta düzeninin liderliğini üstlenen Amerika, dünyayı ‘sömürgeci ve istilayı kabul eden’ şeklinde ikiye ayırmak isterken, İran İslam Cumhuriyeti bunu kabul etmiyor ve İnkılap Liderinin belirlemelerine göre, dünya ‘istilacı ve istila karşıtı’ şeklinde taksim olacaktır. İran istila karşıtı ülkelerin bir parçasıdır ve İslami Nizam dünyada istilacı ve müstekbir düzenler ortadan kalkana kadar sömürgeci güçlerle mücadeleyi sürdürecektir.

Büyük şeytan Amerika ise başka ülkelerde istikrarsızlık, kaos çıkararak kendisine karşı herkesin kendini bağımlı hissedip korkmasını, Amerikan yöneticilerinin talimatlarına uymasını ve böylece kendi hegemonyasını genişletmesini istiyor.

Öte yandan Müslüman ülkelerde istikrar ve güvenliğin sağlanması ve gelişmesi Amerika’nın Ortadoğu’da ölümüyle sonuçlanacaktır. Bu yüzden, Irak ülkesi içerde kendini güçlü ve istikrarlı hissettiğinde Amerikan askerlerinin bu ülkenin misafiri olan Serdar Süleymani’ye yönelik suikast yapmasını ve yöneticilerinin bu cinayetten küstahça ve iftihar ederek söz etmesini asla kabul etmeyecektir. Araplar nezdinde misafir yüksek bir konuma sahiptir. O yüzden Irak milleti misafirleri ve askeri danışmanlarının Amerika tarafından katledilmesini asla kabul etmeyecektir.

İslam İnkılabı Lideri, sert intikam ve Amerika'ya mütekabil darbe vurgusu yaptı. İmam Humeyni’nin (r.a) mektebi ve ‘Akıl ve Cehalet Askerleri’ hadisi çerçevesinde bu uyarının ehemmiyeti hakkında neler söylemek istersiniz?

İmam Sadık’tan (a) rivayet olunan ‘Aklın Askerleri’ hadisi şu temele dayanıyor; insanın iç dünyasında farklı bilişsel ve motivasyonel muherrikler vardır ve Allah insanlarda zanni, vehmi ve yanlış bilginin yerine, akli bilginin hakim olmasını istiyor. İnsana akıl hakim olursa vahye doğru yol alıp ilahi evliya ve yol göstericilerin velayetini kabul edecektir ve böylece ilahi ümmet şekillenecektir. Keza motivasyonel muharrikler de bizi cesur, iffetli, takvalı ve basiretli ümmet haline getirecektir.

Ama insana cehaletin askerleri hakim olursa akli bilgi yerine, zanni ve vehmi bilgiler insana hakim olur ve cesaretin yerine, korku; iffetin yerine, şehvet ve dünyevi istekler; hikmet ve basiret yerine, hilekarlık ve aldatma hakim olur. Bu yüzden, bu rivayete göre, basiretli ve tağuti olmak üzere iki ümmet modeli ortaya çıkacaktır. Basiretli, bilinçli ümmet tağutun ve sömürgecilerin istilasını asla kabul etmez. İstila karşıtı ümmete dönüşür. Böyle bir ümmet ilahi önderlerine, akla ve hikmete tabi olur.

Cehlin askerlerinin insanlara hakim olduğu zaman ise, onlardan oluşan ümmet ilahi liderlere uymaz, tağuti ve müstekbir liderlere uyar. Böyle bir ümmetin fertleri dünyaperest ve nefsani isteklere tabidirler ve tağuti yöneticilere tabi olmaktan çekinmezler; zira içerden çürümeye ve fesada sürüklenmişlerdir.

Kuran’ı Kerim’de de mealen, ‘eğer stratejik hataya düşmek istemiyorsanız ve hak yolda ayaklarınızın sabit ve sağlam olmasını istiyorsanız kendinize, ailenize, eğitim sisteminize ve siyasi sisteminize aklın askerlerini hakim kılın ve ona uyun; aksi halde cehaletin askerleri size hakim olur ve hak yoldan çıkar ve tağutların eline düşersiniz’ diye geçer.

Bazıları Kuran’ın izzetli düsturları ve direnişin stratejisine karşın, tağutlara meydan okumamayı ve müstekbirlerle uzlaşmayı ısrarla savunarak, düşmanlara karşında her türlü direnişin sonuçları olacağını söylüyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bir yola girdi isek onun maliyetlerini de ödemeliyiz. Bazı dünyaperestler sömürgecilerin arkasından giderler. Bu nedenle küresel emperyalizm tarafından yaptırım listesine alınmazlar ve bazı maddi açılardan Batı tarafından desteklenirler. Ancak kendilerini sömürgeci güçlere teslim ettiklerinden dolayı ağır bir bedel ödeyecekleri gibi, şeref ve itibarlarını da yitirerek ahirette de sorguya çekileceklerdir.

Bazı kimseler de aklaniyet yolunu tutarlar ve dünyada onur, izzet ve bağımsızlık kazanırken ahirette de ilahi rızaya nail olurlar. Buna karşın ise, tağuta karşı durdukları için istilacıların, sömürgeci güçlerin husumetleri ve yaptırımlarının hedefi olurlar.

Tecrübe bize İran milletinin izzet ve bağımsızlık yolunu tuttuğunu göstermiştir. Bazı analistler İslam Cumhuriyeti’nin şartlarını ve kaderini Mısır’la kıyaslamıştır ama bu doğru bir kıyas değil, çünkü İran’da İslami devrim oldu ve bu ülke izzetini, dik duruşunu koruduğu halde Ortadoğu'da etkili ve sağlam bir konumuna geldi. Mısır'ın konumu ise bu dönemde düşüş ve sarsıntı geçirdi. İran, Ortadoğu bölgesi ve uluslararası denklemlerde belirleyici bir role sahiptir. Amerika ve siyonist rejim direniş hareketini bölgede yok etmek için çok çaba sarfettiler ama yenilgiden başka bir şey elde etmediler. O yüzden, tağutlara uyanların sonu zillet ve hakirlik olacaktır.

Son olarak, Amerika’daki protestolara ve Batı medeniyetinin gerilemesinin ortaya çıkmasına yönelik söyleyeceğiniz bir şey var mı?

İslam İnkılabı Rehberi, Amerika’nın izmihlal ve çöküş halide olduğunu söylediğinde dünyadaki birçok ülke ve devlet adamı buna inanmamıştı. Bugün ise analistlerin pek çoğu Amerika’nın çöküşünü itiraf etmektedir. Amerika bugün kendi içinde ve uluslararası ilişkilerde siyasi, içtimai, askeri ve kültürel olarak çeşitli alanlarda ciddi sorunlarla, meydan okumalarla karşı karşıyadır.

Bugün Amerika'nın Çin ve Rusya gibi güçlü ülkelerle ilişkileri sekteye uğramış ve dolar birçok uluslararası işlem çarkından çıkarılmıştır. Amerika içerden kimlik krizine düçar olmuş, çöküş eşine gelmiştir ve tarihinin en kötü dönemini geçirmektedir. Allah’ın izniyle, bu ülkenin çöküşü ani bir şekilde olacaktır; kurtlanıp ağırlaşan çürük bir meyvenin aniden yere düşmesi gibi.

Çeviri:Mehmet Gönül

Welayet News 



Yeni yorum ekle