Arapları ve Müslümanları Direniş Ekseni Etrafında Toplanmaya Çağırıyoruz

Çar, 20/05/2020 - 16:26

Faysal Mikdat, İran İslam Cumhuriyeti'nin Dünya Kudüs Günü'nü canlandırma ve anma rolüne değindi ve Kudüs Günü'nün Müslümanların tarihi mirasını savunma günü olduğunu söyledi.

Welayet News - Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı, İran İslam Cumhuriyeti'ne uygulanan baskının, Tahran'ın Filistin davasına ve Kudüs'ün kurtarılmasına verdiği destekten kaynaklandığını vurguladı ve “Filistin halkına haklarını geri kazandırabilecek olan tek kuvvet sadece direniş eksenidir” dedi.

Faysal Mikdat UN News'e verdiği röportajda şu ifadelerde bulundu: ‘Dünya Kudüs Günü, Kudüs'ün kurtarılması ve Filistin davasına destek için mücadele eden tüm uluslar ve ülkeler için bir yaşam biçimi haline geldi.

İran İnkılabı, İmam Humeyni'nin önderliğinde kuruluşundan bu yana sloganına bağlı kalmıştır ve bu slogan Filistin davasını destekleme sloganıdır.

İslam İnkılabının Yüce Lideri İmam Humeyni'nin gerçekleştirdiği ana eylemlerden biri, Ramazan ayının son Cuma günü ve Ramazan Bayramı öncesi Kudüs Günü'ne özel önem vermekti.

Özgürlüğü ve bağımsızlığı için savaşan dünya ulusları, İmam'ın bu planını destekledi. Suriye ve diğer birçok ülkede bugün, Filistin halkının ve Kudüs şehrinin insanların ve gençlerin zihninde yer etmesi amacıyla kutlanmaktadır ve bu şehir, İslami ve Hristiyan mirasını kucaklayan bir barış kentidir ve küresel Siyonistler ve İsrail, özellikle ABD olmak üzere Batılı ülkelerin desteğiyle onu ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. İmam Humeyni'nin vurguladığı şey artık bir gerçeğe dönüştü. ABD'nin desteğiyle İsrail'in ana hedefi, Filistin halkını tüm haklarından mahrum etmek ve Kudüs'ü işgal etmektir.

Bugün, Müslümanların ve inananların tarihi mirası olan Kudüs'ün haklı meselelerinin her yıl savunulması gerektiği hatırlatılır; Çünkü Kudüs sadece İslami bir dini miras değildir; Aksine, dünyadaki tüm Araplar ve Müslümanlar için bir Hıristiyan mirasıdır. Bu nedenle bu yıl, Kudüs'ün her yerde Müslümanların ve Arapların bir şehri olduğunu yeniden teyit etme fırsatı sayılmaktadır ve bu ideali desteklemek için Filistin halkının etrafında toplanmak bizim görevimizdir.

Siyonist rejimin desteğiyle ABD'nin Kudüs ve Batı Şeria'yı ilhak etmeye çalıştığını düşünüyoruz; Böylece bazılarının gerçekleşeceğini umut ettiği bir Filistin devletinin kurulması için alan kalmayacaktır.

Bu, ister Arap ülkelerinde ister İslam ülkelerinde olsun, bu komplolarla istikrarımızı güçlendirerek mücadele etmemiz gerektiği anlamına geliyor. Ne yazık ki, şimdi ırkçı Siyonist rejim için tebliğ yapan bazı Arap ülkeleri var ve onlar için Kudüs’ü Müslümanların ilk kıblesi olarak savunmak önemli değil ve ABD, Siyonist rejim ve Batı'nın isteğinin, Müslümanların ve Arapların yasal haklarına el konulması ve Müslümanların bu kutsal topraklarda kalan haklarının yok edilmesi olduğunu hissetmeksizin, orada, burada ilişkilerin normalleşmesi yönünde talepler var.

İlişkileri normalleştirme konusundaki tüm eylemlere karşıyız. Arapların ve Müslümanların Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirme konusundaki bütün eylemlere karşı olduklarına inanıyorum ve Dünya Kudüs Günü'nün yeniden canlandırılması da dahil olmak üzere bazı eylemlerle ülkelerimizde ve uluslararası toplumda sesimizi yükselterek, Kudüs sahiplerine ait demeli, İsrail ve Batı’nın bölgedeki hakimiyetine son vermeli ve İsrail'i destekleyenlere karşı durulmalıdır. Kudüs ve Batı Şeria'nın ilhakı konusunda İsrail’i destekleyen Amerika Birleşik Devletleri’dir.  ABD uluslarımızın talep ve haklarının düşmanı haline geldi. Bu nedenle, Kudüs ve İslami kutsallarımızı kurtarma yolunda ilerlemek için tüm gücümüzü kullanmalıyız.

İran İslam Cumhuriyeti'nin Dünya Kudüs Günü'nü canlandırmak ve tüm uluslararası, İslami ve Arap güçlerini Kudüs'ü kurtarmak için bu asil hedefe doğru çekmek için her türlü çabayı gösterme rolünden dolayı selamlıyoruz.

Suriye'ye yönelik tüm saldırıların arkasında İsrail vardı ve bu rejim, Suriye'nin her yerinde tam anlamıyla terörizmi destekliyor. İsrail, teröristleri, silahlı unsurları ve Suriye hükümetiyle savaşan herkesi destekliyor. Neden? Çünkü Suriye, bölgede Filistin halkını, Filistin topraklarını özgürleştirmeleri ve başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti kurmaları için açıkça destekleyen tek ülkeydi ve Filistin halkının ve Arapların mücadelelerini ve direnişlerini destekleyen bölgedeki tek ülkeydi.

Filistin davası Araplar ve Müslümanlar için hala en önemli konudur. Bu nedenle Suriye'ye karşı savaş, Suriye'nin bölgedeki rolünü sona erdirmek için yapıldı. Amerika Birleşik Devletleri silahlı güçlere ve teröristlere milyarlarca dolar destek sağlamış, Batılı ülkeler ise silahlı unsurlara, teröristlere ve suikastçılara hem maddi hem de askeri olarak ihtiyaç duydukları her şeyi sağlamışlardır.

Terörizmle mücadelede Suriye'ye verdiği destek için İran İslam Cumhuriyeti'ne teşekkür ediyoruz ve İran İslam Cumhuriyeti'ne uygulanan baskının, bu ülkenin Filistin davasını ve Kudüs'ün kurtarılmasını desteklediği için olduğuna inanıyoruz. Mesele şu ki, Amerika ve batılı ülkeler, Arapların ana düşmanı İsrail değil de İran gibi göstermeye ve gerçeği çarptırmaya ve bölgedeki siyasi rolü değiştirmeye çalışmaktadır.

İran İslam İnkılabı gibi Suriye de bu zorluklar karşısında kararlıdır ve Batı propagandası bizi İsrail'i bu bölgenin ana düşmanı olarak görmekten ve İran İslam Cumhuriyeti ve başta Rusya, Çin ve diğer ülkeler olmak üzere uluslararası toplumdaki bazı diğer müttefiklerimizi de Filistin halkının yasal haklarını geri kazanma mücadelesinde, Arap ve İslam ülkelerinin ana müttefikleri olarak görmekten vazgeçiremedi.

Kuşkusuz barış adil bir barış olmalıdır; İşgal altındaki toprakların yeniden ele geçirilmesine ve İsrail'in Kudüs, Filistin toprakları, Golan Tepeleri ve Güney Lübnan'dan çekilmesine dayanan bir barış olmalıdır. Barışı bozan taraf işgalci İsrail rejimiydi. Onlar Suriye'deki teröristleri, suçluları, katilleri ve terörist grupları desteklediler. Mücadelemize devam edeceğiz.  Bu barış, Suriye’ye karşı savaşı ve İsrail'in Arap bölgelerindeki işgalini destekleyenler tarafından yok edildi. Suriye temel olarak direniş eksenini destekleyecektir ve Suriye'nin, hakları yeniden kazanmaya, saldırı ve işgali ortadan kaldırmaya çalışan direniş ekseninin merkezinde olduğunu söylemeliyim. Bu nedenle bu eksen, bölgede sorun yaratmak için değildir ve ulusların haklarını yeniden kazanmaya çalışmaktadır.

Bazı Batı ve bölge ülkelerinin desteği altındaki İsrail'e destek için Amerika’nın komutasındaki işgalci eksen, bölgeyi yıkıma ve çatışmalara doğru sürüklemektedir.

Tüm Arapları ve Müslümanları direniş ekseni etrafında toplanmaya çağırıyoruz, çünkü Filistin halkının yasal haklarını yeniden kazanmanın tek yolu budur. İmam Humeyni'nin ilan ettiği Dünya Kudüs Günü'nün, dünyadaki hakları için mücadele eden uluslara, yeniden yeteneklerini, direnişlerini, umutlarını ve güvenlerini kazandırma günü olduğunu söylüyoruz, çünkü, saldırı ekseni, savaş ekseni ve ulusların hedeflerine muhalefet eden eksen karşısında güç kapasitesine sahibiz. Bugün, haklarımızı geri almak için desteğimizi güçlendirmek adına bir gün olmalıdır, çünkü teslim olmak sadece, Filistin halkının yasal hakları pahasına İsrail'i korumak için her türlü çabayı gösteren ABD'nin çıkarlarına yarayacaktır. Amerika Birleşik Devletleri'nin daha da ileri gitmesine izin verilmemelidir. İslam ve Arap uluslarını desteklediğini iddia eden bu taraflar, haklarımıza ve uluslara karşı savaşa devam ederse ve Arap ve İslam uluslarının aleyhine kabul edilemez tavizler alırlarsa, halk tarafından devrileceklerdir. Kudüs Günü bize haklarımız olduğunu ve direniş cephelerinin bu hakları geri kazanabileceğini hatırlatan bir gün olmalıdır.’



Yeni yorum ekle