Danimarka: ABD, müttefiklerine karşı da güç kullanmaya başladı
Danimarka Savunma İstihbarat Servisi’nin “Intelligence Outlook 2025” (“İstihbarat Görünümü 2025”) raporu, Danimarka Krallığı’nın güvenliğine yönelik artan küresel tehditlerin kapsamlı bir değerlendirmesini sunuyor.
Welayet News - Rapor, Rusya ve Çin’in hibrit savaş, askeri modernizasyon ve stratejik casusluk gibi yöntemleri bir arada kullanarak Batı’nın etkisini azaltmak için işbirliği yaptığını iddia ediyor ve “giderek tehlikeli hale gelen bir ortama” vurgu yapıyor.
Rusya, Ukrayna’yı savaşına devam etmesi ve Arktik ile Baltık Denizi bölgelerinde kritik altyapıya yönelik sabotaj dahil olmak üzere “agresif faaliyetler”de bulunması nedeniyle acil bir tehdit olarak tanımlanıyor.
Grönland, İzlanda, Faroe Adaları ve Birleşik Krallık arasındaki suları tanımlayana “GIUK Geçidi”nin, Rusya için hayati stratejik öneme sahip olduğu, çünkü Arktik ve Atlantik Okyanusu arasındaki ana deniz geçidi işlevi gördüğü hatırlatılıyor.
Rusya için GIUK geçidi, deniz kuvvetlerinin Arktik üsleri ile Kuzey Atlantik arasında geçiş yapması için ana güzergâh. NATO ile silahlı bir çatışma durumunda Rusya, bu geçidi kullanarak saldırı denizaltılarını özellikle ABD ile Avrupa arasındaki kritik ikmal hatlarını kesintiye uğratmak için konuşlandırmayı planlıyor. Danimarka’ya göre Rusya’nın operasyonel planları, bir çatışma sırasında NATO yüzey gemilerinin hareket özgürlüğünü kısıtlamak için bu geçidi kullanmayı içeriyor.
Belge aynı zamanda Tayvan’da artan çatışma riskini, Çin’in teknolojik kendi kendine yeterlilik arayışını ve Orta Doğu’daki istikrarsızlığın körüklediği Avrupa’daki süregelen “terör” tehdidini değerlendiriyor. Gazze savaşı ve IŞİD’in yeniden canlanmasından kaynaklı sorunlara işaret eden istihbarat raporu, “İran devleti kaynaklı terör” ile Husilere işaret eden “gelişmiş milis teknolojisi”nden bahsediyor.
Rapor, kuantum bilgisayarların sonunda küresel dijital iletişimi korumak için kullanılan şifrelemeyi kırma yeteneğine sahip olacağını ileri sürüyor. Danimarkalılara göre Çin gibi bir devlet, yeterince güçlü bir kuantum bilgisayar geliştirirse (bunun önümüzdeki 10-15 yıl içinde mümkün olacağı tahmin ediliyor), gizli devlet verilerine, hassas iletişimlere ve diğer korunan materyallere erişim sağlayabilir.
İstihbarat raporu, Danimarka’nın geleneksel ittifakların baskı altında olduğu ve küresel güç dengelerinin değiştiği bir büyük güç rekabeti döneminden geçmesi gerektiğini vurguluyor.
Değerlendirmede, ABD’nin iktisadi ve teknolojik gücünü bir iktidar aracı olarak sadece düşmanlarına karşı değil, aynı zamanda müttefiklerine ve ortaklarına karşı da giderek daha fazla kullandığı ileri sürülüyor.
Bu güç kullanımının, “geleneksel ortaklar” arasında güvensizliği derinleştirdiğinin ve bazı devletlerin ABD ile Çin arasında bir denge arayışına girmesine veya bağımsız stratejik anlaşmalar yapmasına neden olduğunun altını çizen Danimarka istihbaratı, ABD’nin stratejik öneme sahip teknolojilerde liderlik etmek için Çin ile yoğun bir yarış içinde olduğuna dikkat çekiyor.
Diğer ülkeler gibi ABD’nin de tedarik zincirlerinin zayıflıklarının, özellikle de şu anda Çin’den yapılan ithalata büyük ölçüde bağımlı olduğu nadir toprak elementleri konusunda giderek daha fazla farkında hale geldiği de vurgulanıyor.(Harici)

Yeni yorum ekle