Velayeti: Manama Zirvesi'nin Perde Arkasında İngiltere Var
İran Devrim Lideri İmam Hamenei'nin Uluslararası İlişkiler Danışmanı Ali Ekber Velayeti, İngiltere'nin Manama Zirvesi'ndeki gelişmelerin perde arkasında yer aldığını belirterek, "Manama Zirvesi'nde İran'a karşı konuşan bazı kişiler Sudan ve Yemen'de teröristleri destekliyor" dedi.
Welayet News - ISNA ajansına verdiği mülakatta Velayeti, Bahreyn'de düzenlenen Manama Zirvesi'ndeki İran karşıtı söylemlere ilişkin bir soruya verdiği yanıtta, "İran, köklü tarihinin hiçbir döneinde komşularına düşmanca davranmamıştır" diye konuştu.
"Bölgedeki küçük ülkeler her zaman İran'ın desteğini gördü"
İran'ın Basra Körfezi'ndeki Arap şeyhlikleriyle daima dostane ilişkiler içinde olduğunu söyleyen Velayeti, "Bu küçük ülkeler her zaman İran'ın desteğini görmüştür" ifadelerini kullandı.
Velayeti, komşu ülkelerin zorluk yaşadığı her dönemde İran'ın yardıma koştuğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin 1492 yılında Portekizliler bu bölgeye saldırarak Hürmüz Adası'nı, Gombroon (bugünkü Bender Abbas) limanını ve Umman’daki Maskat’ı işgal etti. Şah Abbas-ı Kebir döneminde İran, Portekizlileri mağlup etti; yalnızca kendi topraklarını değil, Maskat gibi işgal altındaki diğer bölgeleri de asıl sahiplerine iade etti. Üstelik bu yardımlar karşılığında hiçbir çıkar gözetmedi."
Velayeti, "İran halkı, binlerce yıllık tarihiyle ve insanlık medeniyetine yön veren kültürüyle, her zaman diğer milletlerle iyi komşuluk ilişkileri sürdürmüştür. Bu gerçeği kanıtlayan sayısız örnek tarihte mevcuttur" dedi.
Manama Zirvesi'nin 2004'ten bu yana İngiliz Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) tarafından düzenlendiğini hatırlatan Velayeti, bu yılki toplantıya çok sayıda ülkeden temsilcinin katıldığını ve gündemde Sudan, İran ve Direniş Ekseni'nin yer aldığını kaydetti.
Velayeti, "Bazı ülkeler İran’ın bölgesel politikalarını eleştirirken, Umman gibi bazı ülkeler İran’ı savundu" diye ekledi.
"İngiltere zirvenin perde arkasındaydı"
Velayeti, "İngiltere Manama Zirvesi’ndeki gelişmelerin perde arkasındaydı" diyerek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bir zamanlar ‘güneşin batmadığı imparatorluk’ olduğunu iddia eden İngiltere, bugün gücünün son nefeslerini vermekte. Geçmişteki ihtişamını kaybetmenin verdiği hasretle, eski gücünü rüyasında arayan bir ülkeye dönüştü."
"İngiltere, Rusya-Ukrayna savaşında kışkırtıcı rol oynadı"
İngiltere'nin Rusya-Ukrayna savaşındaki başlıca kışkırtıcılardan biri olduğunu vurgulayan Velayeti, "İngiltere’nin temel amacı, Avrupa’daki en büyük rakibi olan Rusya’nın güçlenmesini engellemekti. Bu yüzden Ukrayna’ya ilk askeri ekipmanları sağlayan ülke oldu ve NATO’yu savaşa dahil etmeye teşvik etti" dedi.
Velayeti, Ukrayna'nın NATO'ya alınma çabalarının arkasında da İngiltere'nin olduğunu ve birçok Avrupa ülkesinin bu çizgiyi takip ettiğini belirtti.
Velayeti, "Sonuçta Ukrayna’yı bu derin kuyuya iten ülke İngiltere’ydi. Kiev’e destek sözü verip ardından ortada bıraktı. Biden döneminde İngiltere, ABD’yi savaşa ortak olmaya zorladı ve Avrupa ülkelerini de aynı yola itti" diye konuştu.
Velayeti, Almanya'nın Leopard 2 tanklarını göndermeyi reddetmesine rağmen İngilizlerin Amerikalıların desteğiyle Berlin'e baskı yaparak bu kararı değiştirdiğini de sözlerine ekledi.
"Trump, İngiltere'yi daha önce görülmemiş şekilde aşağıladı"
Donald Trump'ın başkanlık döneminde İngiltere'yi göz ardı ettiğini söyleyen Velayeti, "ABD bu süreçte İngiltere’yi son derece aşağılamıştır. Şarm eş-Şeyh Zirvesi’nde yaşananlar da bunun örneğidir. Amerika’nın İngiltere’ye bu denli küçültücü davranışı daha önce hiç görülmemiştir" ifadelerini kullandı.
Velayeti, Trump döneminde NATO'nun fiilen gücünü kaybettiğini belirterek, "Trump, Avrupalılar para harcamadan NATO’ya katkı sağlamayı reddediyor. Ona göre NATO’nun mali yükünü Avrupalıların kendisi üstlenmeli" dedi.
Bu nedenle İngiltere'nin teşvikçi rolünü kaybettiğini ve siyasi desteğini yitirdiğini ifade eden Velayeti, Trump'ın Gazze'deki ateşkes konusunda da İngiltere'ye danışmadan hareket ettiğini söyledi.
"Manama'da İran'a saldıranlar teröristleri destekliyor"
Velayeti, İngiltere'nin kaybettiği siyasi itibarını geri kazanmak için her yola başvurduğunu ve Bahreyn'deki zirvenin de bunun bir parçası olduğunu belirtti.
Velayeti, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplantıya katılan bazı yıpranmış, siyaseten tükenmiş Batılı ve Arap yetkililer, zirvenin asıl sponsoru olan İngiltere’yi memnun etmek uğruna, Gazze’de devam eden vahşi katliamlardan tek kelimeyle bile söz etmediler. Tam tersine, Filistin’in ve direnişin en büyük destekçisi, bölgenin en güçlü barış savunucusu olan İran’ı eleştirdiler."
Velayeti, "Manama’daki zirvede İran’a karşı konuşan bazı ülkeler, Sudan ve Yemen’de bölücülüğü, katliamları ve terör örgütlerini destekliyor. Bu ülkeler binlerce insanın ölümüne, açlığa ve göçe yol açtı" diye konuştu.
Aynı yetkililerin İngiliz silahlarıyla Sudan'daki savaşları desteklediğini ve binlerce sivilin ölümünden sorumlu olduğunu söyleyen Velayeti, "Bu koşullarda İran’ın bölgedeki barışçıl varlığı hakkında konuşma hakkına sahip değiller" dedi.
Velayeti, Müslüman olduğunu iddia eden bu ülkelerin ikiyüzlü bir tutum sergilediğini belirterek, "İran’a dostluk mesajları gönderip aynı anda başka platformlarda düşmanca açıklamalar yapıyorlar" ifadesini kullandı.
"İran, ABD ve NATO'yu mağlup etti"
İngilizlerin ve taraftarlarının İran aleyhindeki sözlerinin dayanaksız olduğunu söyleyen Velayeti, "İran, binlerce yıllık tarihe sahip güçlü bir ülkedir ve son savaşta kendi gücünü göstermiş, bunun sonucu olarak aynı anda İsrail, Amerika ve NATO yenilgiyi ve teslimiyeti kabul etmiştir" dedi.
Velayeti, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
"Şu an İran’ın onuru, mazlumların yanında yer almakla yüksektir. Çocuk katili Siyonist rejim bu saldırılarını sürdürdükçe, İran onlara kararlı destek vermeye devam edecektir. Bu vahşi suçlara gözlerini kapatanlar ve işbirliği yapanlar, İslam düşmanı ve Müslümanların öldürülmesine ortak olarak tarihe geçeceklerdir."(YDH)

Yeni yorum ekle