Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Aksine Neden Sudan Ordusu’nun Yanında Yer Aldı?

Ct, 08/11/2025 - 09:07

Sudan’daki iç çatışmada Suudi Arabistan, Emirlikler’in aksine Sudan Ordusu’nun Genelkurmay Başkanı Abdulfettah El-Burhan önderliğindeki devlet yapısının yanında yer aldı. Bu tercihin ardında, stratejik menfaatler, tarihi bağlamlar ve bölgesel rekabet dinamiklerinin birleşimi yatıyor.

Welayet News  - Nisan 2023’ten beri Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında devam eden çatışmalarda Suudi Arabistan, giderek Sudan Ordusu’na destek verdi. Bu destek; mali yardım, diplomatik girişimler ve muhtemelen lojistik imkanları şeklinde gerçekleşiyor. Bu duruşun temelinde beş temel faktör bulunuyor:

1. Tarihi ve Kişisel Bağ: Burhan ve Sudan Ordusu

Suudi Arabistan, 2019’da Ömer El-Beşir’in devrilmesinden bu yana Sudan Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Abdulfettah El-Burhan ile güçlü bir ilişki kurdu. Sudan’ın resmi devlet yapısını temsil eden Burhan, Riyad’ın “meşru otorite” tanımına daha uygundur. 

Buna karşılık, RSF kökeninde Darfur’daki yarı silahlı gruplar BAE tarafından beslenmektedir. Bu da Suudi Arabistan’ı, “devlet karşıtı” bir yapı olarak gördüğü RSF’ye karşı Sudan Ordusu’na kaydırmıştır.

Mart 2025’te Burhan, Kartum’u yeniden ele geçirdikten sonra ilk dış ziyaretini Riyad’a yaptı ve Suudi Arabistan’ın “Sudan’ın birliğini korumak ve yarı silahlı gruplara karşı mücadeledeki desteğinden” övgüyle bahsetti. Siyaset uzmanları bu ziyareti, iki ülke arasındaki stratejik birliğin simgesi olarak değerlendiriyor.

2. BAE ile Rekabet ve Nüfuz Mücadelesi

Sudan iç çatışması, artık Suudi Arabistan, BAE arasında bir vekâlet savaşı haline geldi. 

BAE, RSF’ye mali destek, silah tedariki ve Emirlik bağlantılı özel güvenlik şirketleri aracılığıyla paralı asker göndererek, Afrika ve Kızıldeniz’deki nüfuzunu artırmayı hedefliyor özellikle altından madenciliği ve stratejik limanlara yöneldi.

Buna karşın, eski müttefiki BAE’ye karşı Suudi Arabistan, Sudan Ordusu’nu stratejik ortak olarak seçti. Amacı, RSF’nin kontrol altına alınması ve BAE’nin Afrika’da tek başına oyun kurmasını engellemek. Suudi Arabistan, bu çerçevede Mısır ve Eritre ile de koalisyonlar kurarak Sudan Ordusu’nu destekliyor.

3. Kızıldeniz Güvenliği ve Bölgesel İstikrar

Sudan, Orta Doğu ile Afrika arasındaki stratejik köprüdür. Bu ülkenin istikrarsızlığı: Silah kaçakçılığına, mülteci dalgalarına ve Kızıldeniz’de deniz yollarının tehlikeye düşmesine yol açabilir.

Suudi Arabistan, Sudan’ın parçalanmasını önlemek için merkezi ve meşru bir otoriteyi yani Sudan Ordusu yönetimi destekliyor. RSF’nin bazı kanatlarının federalizm hatta Darfur ile Bağdad’dan “Barış ve Birlik Devleti” gibi bir yapı kurma çabalarında bulunması, Riyad’ı endişelendiriyor.

Ayrıca Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 kapsamında Sudan toprakları, tarımsal yatırımlarla gıda güvenliği stratejisinde hayati önem taşıyor. Sudan’da istikrar, bu projelerin başarısı için şart.

4. Diplomatik Liderlik ve Bölge’deki Konum Arayışı

Suudi Arabistan, Sudan’da aktif bir arabulucu olarak tanımlandı:

-Cidde’de ABD ile birlikte barış görüşmelerine ev sahipliği yaptı

-Port Sudan limanından binlerce yabancıyı tahliye etti

-İnsani yardım paketleri gönderdi.

Ancak zamanla bu diplomatik rol, Sudan Ordusu’nun açık destekçisine dönüştü. Sebep: RSF’nin galibiyetinin Suudi nüfuzuna doğrudan tehdit oluşturacağı inancı. Bu tutum, Sudan Ordusu’nu destekleyen Mısır ile de ortak bir çizgi oluşturarak Suudi Arabistan’ı “anti-BAE ekseninde” güçlendiriyor.

5. Geçmiş Askeri ve Ekonomik Ortaklıklar

Sudan, 2015 Yemen Savaşı’nda Suudi liderliğindeki koalisyonun 10.000’e yakın askeriyle destekledi. Bu ortaklık, Riyad’ı ordunun “güvenilir” bir partner olarak görmeye yöneltti. 

Buna karşın RSF, Yemen’deki katılımdan en az 3 milyar dolar kazandı ve bu gelirle Emirlikler’le ilişkisini ciddi şekilde geliştirdi.

Ek olarak Suudi Arabistan, 2011’de Güney Sudan’ın ayrılması sonrası Sudan ekonomisine kritik destek sağladı, Bu da Sudan Ordusu’nun, Riyad’ın uzun vadeli siyasi ve ekonomik ortağı olarak görülmesini sağladı.

Sonuç

Suudi Arabistan’ın Sudan Ordusu’nu desteklemesi, yalnızca BAE’ye karşı güç dengesini korumakla kalmıyor; aynı zamanda Sudan’daki istikrarı, Kızıldeniz güvenliğini ve kendi uzun vadeli stratejik projelerini koruma çabasının bir yansımasıdır. Ancak bu dış müdahaleler, çatışmaları perçinledi; 10 milyondan fazla kişinin göç etmesine ve açlık felaketinin eşiğine gelinmesine neden oldu. 

“Kuad” (ABD, Mısır, Suudi Arabistan, BAE) gibi arabulucu girişimler ise şu ana dek başarısız kaldı çünkü taraflar, siyasi çözüm yerine askeri zaferle müzakere masasında “üst eli” elde etmeye çalışıyor.



Yeni yorum ekle