Trump, siyaset sahnesini tiyatro sahnesiyle karıştırıyor (Röportaj)

Çar, 21/08/2019 - 23:09

İran Meclis Başkanı Ali Laricani, Amerika Başkanı Donald Trump’ın sergilediği davranışların Amerikan milletinin itibarına darbe vurduğunu ve onları güvenilmez bir millet olarak tanıttığı belirterek, bunun onlar için iyi olmadığını söyledi. 

Welayet News - İslami Şura Meclis Başkanı Ali Laricani, geçen Pazartesi günü Amerikan NBC televizyon kanalına verdiği mülakatta, nükleer anlaşma, Amerika ve İran’ın savaşma ihtimali, yaptırımların İran’ın ekonomik durumuna etkisi ve Filistin meselesinin nasıl çözüleceğiyle ilgili NBC muhabiri Lester Holt’ın sorularını yanıtladı. Söz konusu mülakatın tam metnini ilginize sunuyoruz. 

Sayın Trump, İran’la müzakere peşindeyiz diyor. Siz bu teklifi destekliyor musunuz?

- Eğer bizim yerimizde olsaydınız bunu desteklermiydiniz? Bir dönem Sayın Obama müzakere önerisi yaptı ve İran kabul etti. Neden? Çünkü bizim değerlendirmemiz, Obama’nın bir takım prensiplere sahip olduğu yönündeydi. Düşmanımızdı ama akıllı bir düşmandı ve akıllı düşmanla müzakere olabilirdi. Fakat akılsız düşmanla, hatta akılsız dostla da müzakere yapılamaz. Bugün ne günüdür? Ağostus’un 19’u. Peki 19 Ağostus 1953’te ne olmuştu? Biliyor musunuz? 

Size göre, nükleer anlaşmanın İran tarafından kabul edilmesi yanlış mıydı? 
- Önce sorumu yanıtlayın. Ağostus’un 19’u ne günüydü?
(Amerikan muhabiri soruyu yanıtlamakta tökezliyor)

- İran’da darbe oldu. Darbeyi planlayan kimdi? 
Ben bu soruyu yanıtlayamam. 

- Eski Dışişleri Bakanınız bu soruya yanıt vermişti. Amerikalılar bu darbenin arkasında oldukları için İran’dan özür dilemişti. Dolaysıyla, son zamanlarda Amerikalıların bu macerada hiçbir rolünün olmadığını belirten Sayın Hook’a bu konuyu hatırlatın. Sorun şu ki onlar tarih bilmiyorlar. Amerikan milleti, uluslararası arenaya yönelik bir takım heyalleri bulunan Donkişocu liderlere esir olmuştur diye düşünüyorum. 

Trump’ın müzakere için gereken itibar ve kriterlere sahip olmadığını söylüyorsunuz. İran’ın kriterleri nelerdir?  

- Kriterler nükleer anlaşmada yer almış olan kriterlerdir. 2 yıl süren müzakereden sonra bir nükleer anlaşma oluştu ve Güvenlik Konseyinde de bu anlaşma hakkında kararname çıktı ama Amerikalılar ondan ayrıldılar. O halde bu anlaşmanın belirlenen çerçevesine dönmeleri gerekiyor. 

İran nükleer anlaşmaya hala bağlı kalmıştır ancak bir takım taahhütlerini azaltmıştır. Bu azaltma doğrultusunda İran’ın bir sonraki adımı ne olacak? 

- Bu girişimin adilce bir girişim olduğunu düşünüyorum. Biz elbette temel bir çerçevesi olan bir nükleer anlaşmaya bağlıydık ve o temel çerçeve ise karşı taraf ona bağlı olduğu oranda bizim de ona bağlı kalacağımız şeklindeydi. 

Şu anda, ABD’nin nükleer anlaşmaya geri dönmesi konusu haricinde Amerika’yla müzakere yapmak için gördüğünüz başka bir konu var mı? 

- Amerika’nın davraşının düzelmesi gerekiyor. Trump stratejik bir hata yaptı. Nükleer anlaşma yapıldığında İnkılap Lideri önemli bir noktaya değinmiş ve ‘biz bu anlaşmayı test edeceğiz, eğer doğru ilerlerse diğer konulara geçeriz’ demişti. Ama maalesef bu olmadı ve Trump bir fırsatı yıktı. 

Önceki soruya dönelim, nükleer anlaşma temelden yanlış mıydı? 

- Bize göre, hayır (yanlış değildi). Dünyanın önemli ülkeleri bizimle müzakere yaparak nükleer bir anlaşmaya vardık. Bu anlaşma daha önemli konuların temeli olabilirdi ve bölgede kalıcı güvenliği sağlayabilirdi ama onu bozdular. Ebette ülke içinde bu anlaşmanın ciddi muhalifleri vardı. Ancak İran genel itibariyle onu kabul etti ama nihayetinde sergilenen davranışla birlikte şartlar büyük ölçüde değişti. 

Halktan duyduğum kadarıyla yaptırımlar halkın yaşamını baya etkilemiş. İslam Cumhuriyeti Devleti yaptırımlar karşısında önlemler almak ve yapıyı korumak için nereya kadar ilerleyebilir? 

- Kesinlikle yaptırımların etkisi olmuştur ama bir noktaya dikkat etmek gerek ve o da şudur; mecliste tasvip edilen altıncı kalkınma programı yasasına göre, bizim ülkeyi idare etme bütçesini petroldan ayırmamız gerekirdi. Şimdi bu çalışma 2 yıl öne düştü, biraz zordur elbette ama program yasasında göz önünde tuttuğumuz yere ulaşabiliriz. İktisadı alanda da bazı sorunların çözülmesi gerekiyordu ve ülke büteçesinin petrola endeksli olarak tedvin edilmemesi gerekiyordu. Şimdi yaptırımların etkisiyle bu amaçta öne atılmış bulunuyor. 
İkinci nokta şudur: Uzmanlaşmış insani güç açısından İran’da önemli potansiyeller bulunuyor ve bir takım sorunlar çıktığında iç ekonomiye daha fazla dikkat kesiliriz ve ardından daha fazla üretim alanları da oluşmaya başlar. İthalatlarımız azaldığı zaman kendi ihtiyaçlarımızı içerde üretme mecburiyetinde kalırız. Onun için  bizim bu zamana ihtiyaçımız vardı. 
Üçüncü nokta ise, kara ve deniz sınırları oldukça geniş olan bir ülkeye yaptırım uygulamanın kolay olamayacağıdır. 

Raporlar İran ve Amerika görüşmesi için perde arkası ilişkilere işaret ediyor. Bunu teyit mi yokda tekzip mi ediyorsunuz? 
- Teyit etmiyorum. Perde arkasında bir şey yoktur. 

Sizce ABD’nin nihai amacı İran yönetimini değiştirmek mi?
- Böyle bir kuruntuları olabilir ve Devrim’den sonraki 40 yıl içinde de Amerikan yönetimlerin bazen bu tür hevesleri olmuştur. Geçmişte örneği de var. Mesela Saddam’ı bize karşı tahrik ettiler, ona destek verdiler bizimle savaşması için. Ama başamadılar. O yüzden, bu tür hedeflerin peşine takılmayacak kadar akılları vardır diye düşünüyorum. 

Bildiğiniz gibi Kuzey Kore’nin Amerika’yla hasmane ilişkileri vardır ama buna rağmen Trump bu ülkeye gitip Kuzey Kore liderini kuçaklıyor. Bunu nasıl yorumluyor sunuz? 

- Bize göre bu, duygusal bir konu değildir. Kuçaklamak (asıl) mesele değil, sahne ne kadar tutarlı temelere dayanıyor, ona bakmak gerek. Kuzey Kore liderini kuçaklayarak neyi elde ettiklerine bakmak gerekir? Gerçekte ne yaşandı? Kuzey Kore yarım adasında silahlanma yarışı çözüldü mü? Kozey Kore’ye yönelik yaptırımlar kalktı mı? Sayın Trump politik sahneyi gösteriş sahnesiyle karıştırmış bulunuyor. Politik sahnenin somut neticesinin olması gerekir. Onlar kaç kez görüştüler ama sonuç ne oldu? Hiç değilse biz gösteriş peşinde değiliz.

Amerika’da 2020’de yeni seçimler yapılana kadar İran Devleti’nin ABD’de yeni bir yönetimin işbaşına gelmesini umarak direneceğine inanıyor musunuz? 
- Yolumuz bellidir. 2020 seçimleriyle bir işimiz yoktur. Biz uzun vadeli bir hedefi takip ediyoruz. Bizim sadece Amerika’yla sorunumuz vardır ama diğer ülkelerle bir sorunumuz yoktur. Komşularımızla, Avrupalı ülkeler, Rusya ve Çin başta olmak üzere diğer ülkelerle de iyi ilişkilerimiz bulunuyor. 

Çev: Mevmet Gönül - Welayet News



Yeni yorum ekle