Cem Özdemir'in başını çektiği grup Müslümanların yaşam tarzlarına müdahale edecek.

Welayet News - Haftalık Die Zeit gazetesinin haberine göre, girişimin kurucuları arasında Yeşiller partisinin eski Genel Başkanı Cem Özdemir, sosyolog Necla Kelek, avukat Seyran Ateş, siyaset bilimci Hamed Abdel-Samad ve psikolog Ahmad Mansour yer alıyor.

Haberde, "Seküler İslam Girişimi'nin” Alman İslam Konferansı'na katılan muhafazakâr dini derneklerin egemenliğini eleştirerek, "çağdaş İslam anlayışının” sesi olmak istediği belirtildi.

Hareketin asıl amacı Alman İslamı'nı Müslümanlara dayatabilmek olduğu belirtiliyor.

"Seküler İslam Girişimi” kurucuları arasında Seyran Ateş ve Cem Özdemir de yer alıyor.

ALMAN İÇİŞLERİ BAKANI TOPLANTIYA KATILACAK

Alman haber ajansı DW'nin haberine göre Alman İslam Konferansı'nın dördüncü dönem genel kurul toplantısı Çarşamba günü Berlin'de düzenlenecek. Toplantının açılış konuşmasını İçişleri Bakanı Horst Seehofer yapacak.

Girişimin kuruluş bildirisinde “Bütün İslam’ın yorumlanması hakkını kendinde gören, demokrasiden uzak, siyasallaşmış bir İslam’ın artan gücünü kabullenmek istemiyoruz” ifadesinin yer aldı.

Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre, “Seküler İslam Girişimi’nin” Alman İslam Konferansı’na katılan muhafazakâr dini derneklerin egemenliğini eleştirerek, “çağdaş İslam anlayışının” sesi olmak istediği belirtildi. Bunun yanı sıra girişim, çağdaş “Alman İslamı’nın” ülke dışındaki hükümet ve kuruluşlardan her açıdan bağımsız olması gerektiğini vurguladı. Girişim ayrıca, “demokratik çekinceler” nedeniyle Müslüman derneklerinin dini cemaat olarak kamu hukukuna tabi tüzel kişi olarak tanınmasına karşı çıkıyor. Girişimin kuruluş bildirisinde, “inananlar ve inanmayanlar arasında ayrım yapılmasını elbette reddediyoruz” ifadesine de yer verildi.

“Seküler İslam Girişimi’nin” kuruluş bildirisini imzalayanlar, Almanya’da “artan Müslüman düşmanlığının yanı sıra artan İslamcılık karşısında kaygı duyduklarını” da dile getirdi. Bildiride, Almanya’daki Müslümanların, “halkın Müslüman olmayan kesimindeki kaygıları” giderecek şekilde “insan hakları ile tamamen uyumlu bir İslam’ın gelişmesinden” sorumlu olduğu ifade edildi.