Ebu Şebab'ın Ortadan Kaldırılması; İsrail'in Gazze'deki Casusluk Projelerine Oynadığı Büyük Kumarın Başarısızlığı

Ct, 06/12/2025 - 12:57

Gazze'deki İsrail destekli paralı asker liderinin ölümü, İsrail'in Hamas'a alternatif oluşturma ve yerel işbirlikçi ağ kurma stratejisinin başarısız olduğunu gösteriyor. Bu durum İsrail'in toplumsal mühendislik çabalarının Gazze'de etkisiz kaldığının bir göstergesi olarak görülüyor.

Welayet News - Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ndeki paralı asker teröristlerinin elebaşı Yaser Ebu Şebab'ın perşembe günü duyurulan ölüm haberinin ardından, bu olayla ilgili çeşitli analizler sunulmuştur.

Yaser Ebu Şebab, Siyonist rejimin Filistinlilere yönelik soykırım savaşı boyunca Gazze Şeridi'nde bu rejime bağlı en tanınmış teröristti ve işgalci rejimin casusluk servisi ve ordusuyla iş birliği yaparak Gazze'deki sivillere karşı çok sayıda suç işledi.

Ebu Şebab'ın ölümü ve nedeni hakkında çeşitli analizler bulunmaktadır. Filistinli gazeteci ve yazar Sabit el-Amur, Ebu Şebab'ın öldürülmesinin sonuçlarını incelemenin iki temel sorunun cevabına bağlı olduğunu belirtti: Ebu Şebab nasıl öldürüldü? Ve onu kim öldürdü?

Ebu Şebab'ın Öldürülmesine İlişkin Senaryolar

El-Amur cinayet için üç senaryo ortaya koydu: Ebu Şebab direniş savaşçılarının pususuna düşmüş olabilir. Gazze ateşkes planının ikinci aşaması yaklaşırken Siyonistler onu öldürmüş olabilir ve üçüncü ihtimal ise ölümünün, ekibi içindeki nüfuz ve kazanımlar üzerindeki iç anlaşmazlıktan kaynaklanmış olmasıdır.

O şunları ekledi: "Ebu Şebab'ın öldürülmesi, kimin yaptığına bakılmaksızın; İsrail'in Gazze toplumundaki kabileciliği kötüye kullanarak direnişin halk desteği tabanını yok etme çabası olarak gördüğü bir dosyanın sonudur."

İsrail'in Gazze Toplumundaki Paralı Askerlere Oynadığı Önceden Kaybedilmiş Kumar

Bu Filistinli yazar şunu belirtti: "Siyonistler Yaser Ebu Şebab ve ekibine haddinden fazla güvenmişlerdi ve İsrail'in bu paralı asker gruplarına oynadığı kumar başarısız oldu. Bu nedenle Ebu Şebab'ın öldürülmesi, Filistin Yönetimi'ne Gazze Şeridi'nde daha fazla nüfuz verilmeden önce dosyasını kapatmak için yapılan bir Amerikan-İsrail anlaşması çerçevesinde olabilir; çünkü Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın varlığıyla Gazze'ye dönemezdi."

Sabit el-Amur, Gazze'nin iç durumu ve bu şeridin halkı ile kabilelerinin paralı askerler karşısındaki tutumu hakkında; Terabin kabilesinin, Ebu Şebab'ın işgalcilerle iş birliği yapmakla suçlandığı andan itibaren onu reddettiğini ve kanını helal saydığını açıkladı. Bu doğrultuda, Yaser Ebu Şebab'ın ölüm haberinin duyulmasından sonra Gazze halkının ve kabilelerinin bu haberi memnuniyetle karşıladığına tanık olduk.

Kendisi şunu belirtti: "Ebu Şebab'ın öldürülmesi, bu kaderin diğer paralı askerleri de beklediğini kanıtlamakta ve işgalcilerin Gazze'de direnişe karşı yerel bir alternatif oluşturmadaki başarısızlığını ispatlamaktadır."

Buna göre, Yaser Ebu Şebab'ın rolünün sona ermesiyle; işgalcilerin planlarına hizmet edecek yeni gerçekleri sahada dayatmak için yerel paralı askerlerden bir model oluşturmayı amaçlayan İsrail projesinin çöküşüne dair güçlü işaretler ortaya çıkmaktadır.

Bu doğrultuda Arapça konuşan önde gelen uzman ve analist Dr. İyad el-Kara; Yaser Ebu Şebab'ın sonunun, çeşitli senaryolardan bağımsız olarak, Gazze Şeridi'nde yerel paralı ajanlardan bir model oluşturmayı amaçlayan İsrail projesinin çöküşüne dair açık kanıtlar sunduğunu bildirdi.

O, Siyonistlerin son dönemde Gazze içinde paralı asker olarak hareket edecek ve İsrail'in istediği gerçeği bu şeride dayatmak için bir araca dönüşecek gruplar oluşturma peşinde olduğunu vurguladı.

Bu Arap yazar, ancak bu projenin üç ana nedenden dolayı hızla başarısız olduğunu söyledi: Toplumsal tabanının olmaması, kabileler tarafından Gazze Şeridi'nde alternatif bir otorite oluşturma yönündeki her türlü çabanın reddedilmesi ve direnişin Filistin ulusal güvenliği için tehdit oluşturabilecek her türlü yapıyı ortadan kaldırma yeteneği.

Ebu Şebab'ın Gazze Sahnesinden Silinmesinin Birkaç Ana Mesajı

İyad el-Kara şunu belirtti: "Ebu Şebab'ın ölümü sadece geçici bir olay değil, işgalcilerin yerel paralı ajanlar aracılığıyla Gazze'yi yeniden şekillendirmek için güvendikleri tüm planın çöküşüydü. Mesaj artık tamamen açıktır: Gazze bölünmeyecek, Filistin ulusal ortamı tüm sızma çabalarından daha güçlüdür ve paralı askerlere dayalı her proje başarısızlığa mahkumdur."

Diğer Arap siyasi analist Adil Şedid de kendi adına şunları söyledi: "Yaşananlar, işgalcilerin Filistin toplumunun, özellikle de Gazze Şeridi'nin doğasını anlamadaki acizliğini bir kez daha vurgulamaktadır. Filistin toplumu, tutarlı bir sosyal sisteme ve dışarıdan dayatılan her türlü yapay yerel yapıyı reddeden bir ulusal bilince sahiptir."

O şunları ifade etti: "Siyonist rejimin Filistin toplumu içinde vekil paralı asker grupları oluşturma çabaları, her zaman Filistin ulusal gerçeğiyle çelişmiştir. Bu gruplar halk desteğinden ve toplumsal meşruiyetten yoksundur ve bu durum onları geçici ve hızla çökmekte olan projelere dönüştürmektedir."

Adil Şedid şunu vurguladı: "Tarih kanıtlamıştır ki Siyonistler, bu paralı askerlerin kullanım tarihi bittikten sonra onları terk etmektedir ve onlara bahis oynamak en başından itibaren önceden kaybedilmiş bir kumardır. Bu projenin çöküşü net bir mesaj vermektedir; bu mesajın içeriği şudur ki Gazze siyasi veya sosyal yeniden mühendislik için bir alan değildir, bilakis iradesini veya iç birliğini zayıflatmaya çalışan herkese kendi kurallarını dayatan esnek bir ortamdır."

Diğer Filistinli uzman ve yazar Ahmed el-Hile; İsrail'in paralı askeri Yaser Ebu Şebab'ın öldürülmesi olayının Filistinlilerin ulusal bilincinin derinliğini ortaya koyduğunu ve bu olayın dersinin perde arkasındaki failde değil, Filistin toplumuna ilettiği mesajlarda olduğunu belirtti. Son gelişmeler, işgalcilerin Filistin halkının kabulünden yoksun alternatif bir otorite bulma veya oluşturmadaki başarısızlığını kanıtlamaktadır ve paralı asker örgütleri oluşturmaya yönelik her türlü girişim, ulusal bilincin gücü ve Filistinlilerin bu projelerin tehlikelerini anlaması karşısında hızla başarısız olmaktadır.

O; Ebu Şebab'ın ölümünden dolayı Gazze Şeridi'ndeki yaygın halk sevincinin, Gazze toplumunun ve genel olarak Filistin toplumunun düşmanla her türlü iş birliğini reddettiğini ve bu toprakların halkının kendi ulusal otoritelerine bağlı olduğunu gösterdiğini vurguladı. Filistinliler, işgalcilerin tankına binen veya onların çıkarlarına hizmet eden herhangi bir tarafın vesayetini ve teslimiyetini reddetmektedir ve Filistin toplumu, her türlü sahte gerçeğin dayatılmasını engelleyen güçlü bir ulusal dirence sahiptir.

Paralı Asker Teşkilatlarına Dayanarak İşgalcilerin Gazze'deki Güvenlik Yanılsamasının Yok Oluşu

Diğer Arap uzman ve yazar Taha Abdulaziz de Yaser Ebu Şebab'ın ölümünü ve sonuçlarını analiz ederek, bunu İsrail için bir güvenlik yanılsamasının sonu olarak değerlendirdi.

Bu Arap yazar şunları vurguladı: "Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne yönelik soykırım savaşının sekizinci ayında ve bu rejimin Gazze'nin güneyindeki Refah'a yönelik kara saldırısıyla eş zamanlı olarak; işgalciler haydutların, firari mahkumların ve diğer niteliksiz kişilerin kullanımına dayanan hayal ürünü bir güvenlik planına yöneldiler. Kendi isimlerini yazmaktan öte bir okuryazarlığı olmayan ve sürekli olarak suç teşkil eden davranışlarına karşı duran Gazze toplumunun yapısına kin güden bu kişiler; aniden Siyonist yetkililerin zihninde, savaş sonrası gün Gazze'yi yönetmek için olası bir seçeneğe dönüştüler."

O şunları ekledi: "Bu arada Yaser Ebu Şebab dosyası önce Siyonist rejim ordusunun operasyon subaylarının eline geçti ve ardından bu rejimin güvenlik kurumu, Ebu Şebab ve grubunu Gazze'deki planlarını ilerletmek için ucuz bir araç olarak değerlendirmeye çalıştı. Bu nedenle Ebu Şebab ve ekibi, Siyonistlerden az bir miktar teçhizat alarak; aslında Siyonist askerlere kalkan olmak ve işgalci ordunun Gazze'ye kara saldırısındaki kayıplarını azaltmak amacıyla Gazze'deki yıkılmış evleri ve bubi tuzaklarını aramakla görevlendirildi."

Bu Arap yazar şunları söyledi: "Geçen Ocak ayındaki ateşkesin başlamasından sonra, Siyonistler paralı asker çetelerini kendi güçlerinin yakınına konuşlandırdı ve onlara ateş desteği sağladı. Bu süreç, bu suçlu grupların yerel ve yarı güvenlik gücü olarak tanıtılması için imajlarını yeniden düzenleme ve temizleme çabalarına yol açtı."

O şöyle devam etti: "Siyonist rejimin Ocak ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi ve Mart ayında savaşın yeniden başlamasıyla birlikte, Yaser Ebu Şebab sosyal medyada yüksek bir şöhret kazandı ve Siyonistlerin yeni piyonu olarak tanıtıldı. Filistin direnişi aynı zamanda işgalcilerin bu yeni aracını ve ortaklarını hedef alarak ekibinin faaliyet alanını şiddetle sınırladı."

Taha Abdulaziz şunu belirtti: "Gazze halkının yüksek toplumsal bilinci de Siyonist düşmanın bu projesinin başarısızlığında önemli bir rol oynadı ve böylece Şabak'ın Gazze'de alternatif bir güç oluşturmak için kullanmayı umduğu işgalci rejimin güvenlik aygıtının yeni planı hızla başarısız oldu. Yaser Ebu Şebab'ın ölüm haberinin duyulmasından sonra, Siyonist medya organları olağan askeri sansürleriyle çelişkili anlatılar yayımladılar; aile içi çatışma iddiasından cinayeti ekip üyelerine atfetmeye kadar."

Bununla eş zamanlı olarak İbrani medyası ve Siyonist rejimin güvenlik kaynakları; başarısız yatırımları ve İsrail'in Gazze'deki siyasi projesini uygulamak için suç çetelerine güvenmeyi eleştirmeye başladılar. Aslında Ebu Şebab suikastı bir güvenlik yanılsamasının son noktasıydı ve Siyonistler bir kez daha kendi paralı askerlerini Gazze'nin yöneticileri olarak dayatmada başarısız oldular ve şimdi Gazze'de Hamas yerine bir paralı asker çetesini ikame etme projesinin, önceden kaybedilmiş bir plan olduğunu kabul etmek zorundalar.



Yeni yorum ekle