Körfez İşbirliği Konseyi'nin İran Aleyhindeki Düşmanca Bildirisi; Fars Körfezi Şeyhlikleri Çatışma Hattında

Per, 04/12/2025 - 16:35

Körfez İşbirliği Konseyi, ülkemiz aleyhine, son yıllarda benzeri görülmemiş düşmanca bir tona sahip sert bir bildiri yayımladı; bu bildirinin bölgenin mevcut koşullarında, özellikle 12 Günlük Savaş'tan sonra yayımlanması, Basra Körfezi şeyhlerinin Tahran'daki komşuluk politikasını yanlış tercüme ettiklerini göstermektedir.

Welayet News - Körfez İşbirliği Konseyi Liderlerinin 46. Yıllık Zirvesi Bahreyn'de başlarken, bu konseyin dışişleri bakanları toplantısının sonuç bildirisi, liderler zirvesinden bir saat sonra yayımlandı.

Bu bildiride BAE'nin üç ada üzerindeki klişeleşmiş iddialarının tekrarlanması İran'daki pek çok kişi için haber değeri taşımasa da, bu dönemde İşbirliği Konseyi'nin bildirisi benzeri görülmemiş sert bir ton almıştır.

Bu bildiri, Abu Dabi yöneticisinin İran topraklarına yönelik sahte egemenlik iddialarını tekrarlamakla kalmamış, aynı zamanda küstahça bir iddiayla tatbikatları, üst düzey askeri yetkililerin ziyaretlerini ve hatta İslami Şura Meclisi milletvekillerinin bu adalar hakkındaki açıklamalarını da kınamıştır.

Bu hakaretamiz bildiri, ülkemiz yetkililerinin üç adaya ziyaretini bile "saldırı" olarak nitelendirmiş ve daha ilginç olan nokta şudur ki; bildirinin bir bölümünde Deniz Kuvvetleri Komutanı Komutan Tengsiri'nin Ebu Musa ve Siri adalarına ziyareti kınanmıştır.

Fars Körfezi şeyhlerinin küstahlığı bununla da kalmamış, bu düşmanca bildirinin devamında Kuveyt'in Araş petrol sahası hakkındaki iddiaları da tekrarlanarak buranın Kuveyt ve Suudi Arabistan'a ait olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca bildirinin devamında, İşbirliği Konseyi ülkelerinin nükleer müzakerelere aktif katılım talebi ve bu ülkelerin endişe duyduğu konuların gündeme getirilmesi vurgulanmıştır.

İşbirliği Konseyi, 1980'lerde İran İslam Cumhuriyeti ile mücadele etmek ve Fars Körfezi'nin güney kıyısındaki şeyhlikler arasında birlik oluşturmak amacıyla kurulmuş bir örgüttür ve İran ile savaşta Saddam rejimine mali ve silah desteği sağlayan bu ülkelerin koordineli politikalarının mercii olmuştur.

Sonraki yıllarda da İran'ın güney komşularıyla ilişkilerde gerilimi azaltma ve endişeleri giderme çabalarına rağmen, bu konsey İran'ın egemenliğine karşı düşmanca politikalarına ve sert bildirilerine devam etmiştir.

Bununla birlikte dün geceki bildiri hem ton hem de içerik açısından emsalsizdi ve hakaretamiz bir şekilde sadece ülkemize yönelik toprak iddialarını tekrarlamakla kalmadı, aynı zamanda uluslararası bir toplantıda İran İslam Cumhuriyeti silahlı kuvvetlerinin ve hükümetinin tutum ve eylemlerini de kınadı ki bu benzeri görülmemiş bir durumdur.

Buradaki önemli soru şudur: İşbirliği Konseyi neden bu koşullarda İran İslam Cumhuriyeti aleyhine böyle düşmanca bir bildiri yayımlamıştır ve Basra Körfezi'ndeki Arap ülkeleri yetkililerinin ve onların Amerikalı ve İngiliz danışmanlarının zihninde nasıl bir analiz vardır?

Acaba onlar, Direniş Ekseni'nin Amerika ve Siyonist rejimle iki yıllık savaşının sonucunda, bölgedeki güç dengesinin kendi lehlerine döndüğü ve bu nedenle İran aleyhine bu tür düşmanca ifadeler kullandıkları algısına mı sahipler?

Acaba bu düşmanca ifadeler, İran İslam Cumhuriyeti'nin komşularına yönelik hoşgörü eksenli politikasına bir yanıt mıdır ve onlarda artık Tahran üzerindeki siyasi baskıyı artırma zamanının geldiği algısı mı oluşmuştur?

İran'ın Fars Körfezi ülkeleriyle ilişkileri son yıllarda Pekin Anlaşması'nın etkisi altında kalmıştır ve İran, Suudi Arabistan ile hasar gören ilişkilerin onarılmasını gözeterek, İşbirliği Konseyi ülkelerinin iddiaları ve tutumları karşısında daha fazla itidalle hareket etmiştir.

Bununla birlikte, İşbirliği Konseyi ülkelerinin Tahran'daki bu siyasi mülahazaları farklı yorumladıkları ve İran ile savaş peşinde oldukları anlaşılmaktadır. Görünen o ki Dışişleri Bakanlığı bu kez sözcülüğün rutin bildirisinin ötesine geçmeli ve İşbirliği Konseyi ülkeleriyle bazı siyasi istişare toplantılarının iptal edilmesi gibi pratik eylemler uygulamalıdır.

Amerika ve Siyonist rejim iki yıllık savaştan sonra yeniden yapılanma arayışındayken, şeyhlik ülkelerinin maceracı liderlerini İran aleyhine kışkırtmayı ve zamanla onları İran İslam Cumhuriyeti ile çatışmaya sürüklemeyi amaçlamaktadırlar.

 



Yeni yorum ekle