Yemen'den Hizbullah Liderine Taziye Mesajı: Tüm Gücümüzle Yanınızdayız
Yemen Yüksek Siyasi Konseyi’nin üst düzey bir üyesi olan Muhammed Ali el-Husi, Hizbullah’ın üst düzey komutanı Ebu Ali’nin şehadeti sonrasında Şeyh Naim Kasım’a gönderdiği taziye mesajında, Yemen’in tüm gücüyle Lübnan ve Filistin’in yanında durduğunu, Siyonistlerin vahşetini durdurmanın tek yolunun direniş ve cihat yoluna devam etmek olduğunu vurguladı.
Welayet News - Yemenlilerin, Siyonistlerin Beyrut’un Dahiye bölgesine düzenlediği terör saldırısında Hizbullah’ın büyük cihat komutanı Heysem Ali Tabatabai’nin (Ebu Ali) şehadetinden dolayı resmi tepkileri devam ederken, Yemen Yüksek Siyasi Konseyi’nin üst düzey üyesi Muhammed Ali el-Husi de Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım’a bir taziye mesajı gönderdi ve bu üst düzey direniş komutanının ve silah arkadaşlarının, Siyonist düşmanla mücadeledeki cihat rolünü takdir etti.
Siyonistlerin Vahşetini Durdurmanın Tek Yolu: Cihat ve Direniş Yoluna Devam Etmek
Yemenlilerin, Siyonistlerin Beyrut’un Dahiye bölgesine düzenlediği terör saldırısında Hizbullah’ın büyük cihat komutanı Heysem Ali Tabatabai’nin (Ebu Ali) şehadetinden dolayı resmi tepkileri devam ederken, Yemen Yüksek Siyasi Konseyi’nin üst düzey üyesi Muhammed Ali el-Husi de Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım’a bir taziye mesajı gönderdi ve bu üst düzey direniş komutanının ve silah arkadaşlarının, Siyonist düşmanla mücadeledeki cihat rolünü takdir etti.
Muhammed Ali el-Husi taziye mesajında şu ifadelerde bulundu:
“Allah yolunda mücadele edenlerin cihat, doğruluk, ihlâs, sebat ve düşmanla mücadele yolunda çabayla dolu yaşamı, İslam ümmetinin diri kalmasına, zaferlerin gerçekleşmesine ve vaat edilen ilahi zafere ulaşma yolunda yapılan fedakârlıkların semere vermesine vesile olmaktadır ve biz hepimiz bu ilahi vaadin doğruluğuna iman ediyoruz.
Direniş ve cihat yoluna devam etmek, vahşi ve Siyonist rejimin saldırganlığının sonunu getirecektir. Bu rejim, Lübnan’a yönelik saldırılarına, Gazze’nin kuşatılmasına ve bu bölge ile Lübnan’da ateşkesi ihlal etmeye devam ederek vahşi suçlarını sürdürmektedir. Amerika ise bu suçların ve Siyonist rejimin örgütlü terörizminin tamamen sorumlusudur.
Lübnan İslami Direnişine sesleniyor ve Siyonistlerin vahşetini durdurmanın tek yolunun, cihat ve direniş yoluna devam etmek ve daima vurguladığınız ilkelere bağlı kalmak olduğunu vurguluyoruz.
Yemen, dini, ahlaki ve ulusal görevinin bir gereği olarak Lübnanlı ve Filistinli kardeşlerinin yanında durmaya hazırdır. Halk, ordu ve liderlik düzeyinde tam hazırlık, yüksek farkındalık, sürekli örgütlenme, gelişmiş taktikler ve yüksek hazırlıkla sahada yer almaktadır.
İsrail’in Kaderi Kesin Olarak Yok Oluştur
El-Husi, konuşmasına şöyle devam etti: “Geçici Siyonist rejimin kaderi yok oluştan başka bir şey değildir, her ne kadar güç ve üstünlük yanılsamasında bulunsa da sonunda yok olacaktır.
Hizbullah Genel Sekreteri’ne, İslami Direniş’in tüm üyelerine ve kardeş Lübnan halkına en derin taziyelerimizi iletiyoruz. Şehid Tabatabai ve yoldaşları için Yüce Allah’tan rahmet ve yüksek dereceler diliyor, bu büyük şehitlerin ailelerine ve yakınlarına sabır ve yaralılara ise acil şifalar niyaz ediyoruz.
Komutanların ve Savaşçıların Şehadeti, Hizbullah’ın İradesini Ve Gücünü Artırır
Diğer yandan Ensarullah Siyasi Büro’nun üst düzey üyesi Muhammed el-Ferrah, Siyonist rejimin Beyrut’un Dahiye bölgesindeki bir konut binasına yönelik vahşi saldırısı karşısında BM Güvenlik Konseyi’nin sessizliğini şiddetle kınadı ve şöyle dedi: “İsrail’in bir Arap ülkesine saldırdığı bir ortamda, egemenlik ve bağımsızlık kavramları Güvenlik Konseyi’nin sözlüğünden kayboluyor.
Bu durum, uluslararası toplumun insan hakları standartlarının hâlâ Araplar değil, Batı toplumları lehine olduğunu gösteriyor.”
Ensarullah yetkilisi, Lübnan ve Filistin’deki direnişi silahsızlandırmayı isteyen tüm tarafları sert şekilde eleştirerek şöyle dedi: “Direnişin silahsızlandırılmasını isteyenler, açıkça İsrail düşmanının isteklerini tekrarlıyor ve bu rejime hizmet ediyor.
Düşman Siyonist rejimin Lübnan ve Filistin halkına yönelik saldırılarının aralıksız ve durmaksızın sürdüğü bir ortamda, direnişin silahsızlandırılmasını istemek gerçekten ne anlama gelebilir? Bu talepler, düşmanın hegemonyasını pekiştirmesi ve Arap topraklarını tamamen işgal etmesi için yolu açmaktadır.
İşgalci Siyonist rejim, bu büyük direniş hareketinin gücünü bildiği ve ondan korktuğu için Hizbullah’ı hedef almaktadır. Daha önce Hizbullah ile savaşmanın ağır bedelini tecrübe etmiştir.”
Ensarullah yetkilisi, Hizbullah’ın üst düzey komutanı Ebu Ali’nin şehadeti nedeniyle taziyelerini iletirken şunları kaydetti: “Hizbullah, savaşçı ve komutanlarının şehadetiyle zayıflamaz. Şehitlerin kanı, Lübnan’ı özgürleştirdi ve İsrail’i küçük düşürdü.
Siyonist düşmanın Lübnan’a yönelik saldırıları Hizbullah’ı silahsızlandıramayacaktır. Aksine, bu saldırılar Hizbullah’ın kabiliyetlerini güçlendirmekte ve Lübnan halkının direnişin ve silahının önemine olan inancını pekiştirmektedir.
Siyonist düşman, liderlerinin izlediği bu suç politikalarından dolayı pişman olacaktır. Bu politikalar, İsrail’in yok oluşunu hızlandıracaktır.”
Daha önce de Yemen Ensarullah Hareketi’nin Siyasi Bürosu, resmi bir açıklamayla, Lübnan’ın derinliklerini hedef alan saldırıyı en sert bir şekilde kınadığını açıklamıştı. Ensarullah tarafından yapılan açıklamada, Siyonist rejimin ateşkesin başlangıcından bu yana sürekli olarak Lübnan’ın egemenliğini ve topraklarını ihlal ettiği, son saldırının yerleşim bölgelerini hedef alarak uluslararası insani hukuku açıkça ihlal ettiği belirtildi.
Hizbullah, Siyonist rejimin pazar gecesi Beyrut’un Dahiye bölgesindeki Harat Hereyk mahallesine düzenlediği saldırıda üst düzey komutanı Heysem Ali Tabatabai’nin (Ebu Ali) şehit olduğunu açıkladı.

Yeni yorum ekle