Arfika’nın Sahel bölgesinde kurulan yeni ittifak ne anlama geliyor?

Sa, 26/09/2023 - 06:59

Batı Afrika’nın askeri rejimle yönetilen üç ülkesi Mali, Burkina Faso ve Nijer, imzaladıkları güvenlik anlaşmasıyla herhangi bir isyan ya da dış saldırı durumunda birbirlerine yardım etme sözü verdi. Peki, ittifak kime karşı yapıldı?

Welayet News  - Mali, Burkina Faso ve Nijer, olası silahlı isyan veya dış saldırı tehditlerine karşı birbirlerine yardım etmeyi taahhüt eden ortak bir savunma anlaşması imzaladı.

Sahel Devletleri İttifakı olarak anılan anlaşmaya göre; üç ülkeden herhangi birine bir saldırı olması durumunda üç ülke, birbirlerine askeri olarak yardım etmekle yükümlü.

Anlaşma metnindeki ilgili kısımda şöyle deniyor;

"Bir veya daha fazla sözleşme tarafının egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik herhangi bir saldırı, diğer taraflara yönelik bir saldırı olarak kabul edilir. Güvenliği yeniden sağlamak için silahlı kuvvetin kullanılması da dahil olmak üzere, yardım sağlama görevini oluşturur."

G5 Sahel Grubu bitti mi?

Eski Fransız sömürgesi olan ülkelerde yaşanan askeri darbeler, yeni bir sürecin başlamasına yol açtı. Söz konusu üç ülke de Sahel Bölgesi’nde bir süredir yaşanan değişimin öncüleri arasında.

Öyle ki, Mali’de başlayan daha sonra Burkina Faso ve Nijer ile devam eden darbeler silsilesi, Fransa’nın olduğu kadar diğer bölge ülkelerinin de tepkisini çekti. Bu tepki, yeni anlaşmanın da kapılarını araladı.

Esasen söz konusu 3 ülke, yaklaşık 10 yıl önce terör tehdidine karşı koymak amacıyla Çad ve Moritanya ile birlikte kurdukları G5 Sahel Grubu adlı bölgesel örgütün yakın zamana kadar ana omurgasını oluşturuyordu. G5, Mali’nin 2020’de üyeliğini dondurmasıyla zaten büyük bir yara almıştı.

Ancak geçtiğimiz hafta kuruluşu ilan edilen Sahel Devletleri İttifakı, daha çok Batı’ya yakın Sahel Grubu hakkındaki soruları artırdı.

Öte yandan Nijer’de yaşanan darbenin ardından Fransa destekli Batı Afrika Ekonomik Topluluğu’nun (ECOWAS) tutumunun da bu girişimi hızlandırdığı düşünülüyor.

ECOWAS, darbenin ardından sık sık Nijer’e askeri müdahale tehditlerinde bulunmuştu.

Rusya mı devrede?

Batı Afrika ülkelerinde yaşanan darbelerde Rusya etkisi hep konuşuldu. Özellikle Mali’de yaşanan darbenin ardından Rus paralı milis grubu Wagner’in ülkeye gireceği bir süre iddia olarak kalsa da daha sonra netleşti. Darbelerin gerçekleştiği diğer ülkelerde de benzer durum yaşandı.

Peki, Fransa’nın yerini Rusya mı dolduruyor? Paris bölgede neden kan kaybediyor? Gelin şimdi birlikte uzun bir süredir tartışılan bu konuya yakından bakalım.

Geçtiğimiz on yıl boyunca Fransa, Avrupa Birliği (AB) ve ABD, terörle mücadeleyle ilgilenen bölgesel örgüt olan G5 Sahel ile yakın bir iş birliği içerisindeydi.

Ancak 2020’de Mali’de gerçekleşen askeri darbeden bu yana işler değişmeye başladı. Bölgesel örgüt parçalandı, zayıfladı ve terörle mücadelede ciddi bir taraf olamayacak duruma geldi. Bu durumdan en çok etkilenen ise Fransa oldu.

Zira Fransa, Afrika kıtasında en fazla sömürgecilik yapan ülkelerden biri. Öyle ki, onlarca hatta yüzyıllarca süren bu sömürgecilik kıtada çok ciddi bir Fransız nüfuz alanın oluşmasındaki en büyük etken.

Fransa’da basılan paralar, resmi dilin Fransızca olması, Fransız kültürünün yaygınlığı…

Son yıllarda tüm bunlara rağmen Fransa’ya karşı Afrika’da büyük bir tepki alanı oluştu. Kimisi teröre karşı destek istediği Fransa’yı teröre destek vermekle, kimisi de “ülke iç işlerine karışmakla” suçladı.

Mali

Öncelikle Mali’de 2012’de patlak veren ülkenin kuzeyindeki Timbuktu, Gao ve Kidal gibi kentleri kapsayan ve Tuareglerin Azavad adını verdiği bölgedeki şiddet olayları Fransa’nın ülkedeki varlığına gerekçe oluşturdu.

Fransa, Mali’de 2012’de patlak veren siyasi istikrarsızlık ve bölgede faaliyet gösteren silahlı gruplara karşı uluslararası camianın onayını almadan Ocak 2013’te Serval Operasyonu'nu daha sonra da Barkhane Operasyonu’nu başlatarak bu ülkede 4 binden fazla asker konuşlandırdı.

2015’te Cezayir ara buluculuğunda varılan barış anlaşması imzalandı.

Afrika basını da Barkhane Operasyonu'nu, Sahel’de güvenliği ve barışı sağlamakta yetersiz kaldığı, etnik topluluklar arasında çatışmaları önleyemediği, halkın daha fazla terör saldırısına maruz kalmasına yol açtığı gerekçesiyle eleştiriyordu.

Fransa’nın terörle mücadele de başarısız olması ve ülkenin iç içlerine karışmaya başlaması bardağı taşıran son damla oldu.

Öyle ki, Mali’de de eski Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita'nın Ağustos 2020'de askeri darbeyle devrilmesiyle sona eren protesto gösterileri sürecinde, halkın Fransa karşıtlığı sokaklara taştı, Fransız bayrakları yakıldı.

Son olarak ise Fransız büyükelçisinin sınır dışı edilmesi, ülkeler arasındaki gerilimi daha da artırdı. Fransa, Mali’den askerlerini Nijer ve Gine’ye kaydırdı. Mali'de gerçekleşen anayasa değişikliği ile de, 1960'tan bu yana resmi dil olarak kullanılan Fransızca yeni anayasa ile çalışma dili oldu.

Burkina Faso

Burkina Faso'da 30 Eylül 2022'de başa geçen askeri hükümet, 23 Ocak'ta Fransa ile askeri iş birliği anlaşmasını feshettiğini açıkladı ve Fransız askerlerine ülkeden ayrılmaları için 1 ay süre tanıdı.

Bu talep, Burkina Faso Başbakanı Apollinaire Kyelem de Tembela'nın Rusya'yı radikal dinci gruplarla mücadelede "makul" bir yeni ortak olarak ilan etmesinden günler sonra geldi.

Paris yönetimi de kısa süre sonra askerlerinin çekileceğini doğruladı.
Vagadugu'da konuşlu Fransa Özel Harekat Komutanlığı'na bağlı 400 asker bulunuyordu.

Nijer

Darbe ile yönetimi değişen Nijer, Fransa için oldukça önemli bir ülke.

Fransa'nın uranyum zengini kabul edilen ancak yaklaşık 20 milyonluk nüfusuyla dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Nijer'de bin 500 askeri bulunuyor.

Fransa, Niamey sınırlarında ABD ile ortak kullandığı askeri üste en az 3 "Mirage" tipi savaş uçağı bulunduruyor. ABD'ye ait çok sayıda Reaper İnsansız Hava Aracı (İHA) da burada tutuluyor.

Mali ve Burkina Faso'daki darbelerden sonra bu ülkelerde "terörle mücadele" adı altında bulunan askeri unsurlarını zorunlu olarak Nijer'e kaydıran Fransa, bu sefer Nijer'de cunta yönetiminin, Paris makamlarıyla önceden yapılan askeri anlaşmaları askıya alma kararını tanımadığını açıkladı.

Afrika'da birçok daimi askeri üs bulunduran Fransa'nın Senegal'in başkenti Dakar'da 400, Fildişi Sahili'nde 900, Gabon'da 350, Çad'da bin ve Cibuti'de bin 500 askeri bulunuyor.

Fransa için “kış” uzun süredir başladı

Sahel bölgesi, Fransa’nın yıllarca sömürdüğü ülkelerden oluşuyor. Ülkeler bağımsızlığını kazansa da Fransa ile güçlü bağları devam ediyordu. Özellikle 2010’lu yıllardan itibaren bölgede artan terör, Batı’nın askeri anlamda bölgeye tekrar dönüşünü simgeliyor.

Ancak bu gerçekler bir süredir değişiyor. Orta Afrika Cumhuriyeti’yle başlayan sonra Burkina Faso, Mali ve Nijer ile devam eden olaylara bakıldığında görünen salt gerçeklik, Paris’in bölgede nüfuzunu ciddi oranda kaybettiği yönünde.

Bir diğer gerçeklik ise Rusya’nın artan ağırlığı.

Güvenlik konusunda çok ciddi eksikleri bulunan ülkeler, hem ülke içi isyanlar hem terör örgütleriyle mücadele etmek için ortaklar arıyor. Rusya ise, paralı milis grubu Wagner ile bu ihtiyaca cevap vermeye çalışıyordu.

Her ne kadar Wagner lideri Yevgeniy Prigojin’in ölümü, bu konuda birçok soru işareti doğursa da, son Afrika-Rusya Zirvesi, Moskova’nın politikasında bir değişikliğin olmayacağını gösterdi.

Zirve, askeri alanların yanı sıra ekonomik alanda da Rusya’nın girişimlerde bulunduğunu açıkça gösterdi.(TRT)



Yeni yorum ekle