İran karşıtı yaptırımların sebebi, İslam İnkılabı'nın kimliği

Çar, 21/09/2022 - 14:20

BM özel raportörü Alena Dohan, Amerika yaptırımlarının İran halkı üzerindeki etkilerine ilişkin raporunu resmi olarak yayınlayarak, bu yaptırımların İran İslam İnkılabının zaferinden bu yana uygulandığını ve halen uygulanmaya devam ettiğini söyledi.

Welayet News  - Alena Dohan, 17-28 Mayıs 2022 tarihleri arasında İran'ı ziyaret ederek, Amerika’nın İran halkına yönelik tek taraflı yaptırımlarının etkilerini incelemenin ardından kısa bir süre önce raporunu resmi olarak yayınladı. Yayınlanan raporda, yaptırımların bir dış politika aracı olarak kullanılması gibi farklı boyutları var, denildi.

“Yaptırımlar, Amerika’nın son 44 yılda İran İslam Cumhuriyeti ile mücadele bağlamındaki başlıca araçlarından biridir. Amerikalılar, İran İslam Cumhuriyeti'ne yaptırım uygulamak için çeşitli bahaneler öne sürdüler. Fakat İran'da İslam İnkılabının zaferinden itibaren yaptırımların uygulanması, Amerika'nın bu siyaseti, İran İslam inkılabı ile kimlik çatışması nedeniyle kullandığını göstermektedir. 
İslam inkılabının zaferinden önce İran, batı ile aynı yönde olan bir aktördü ve Batı Asya bölgesindeki Amerikan politikasının iki sütunundan biriydi, üstelik ne bağımsızlık iddiasında bulunuyordu ne de batılı güçlere meydan okuyacak güçte. İran'ın politikalarında din çok fazla rol oynamadı ve o zamanın hükümeti Siyonist rejimle herhangi bir çelişki yaşamadı.

İslam İnkılabının zaferi ile bu durum bariz bir dönüşüme uğramıştır. İran İslam Cumhuriyeti, bağımsızlığı ve saygınlığı dış politikasının ana ilkesi haline getirdi, iç ve dış siyasette dinin etkin rolü vardır, batının müdahaleci siyasetlerine karşı meydan okuyor, Batılı güçlerin politikasını temelden eleştiriyor ve Siyonist rejimi resmiyete tanımıyor. 

İslam Devrimi'nin zaferiyle İran'ı kaybetmeyi beklemeyen Amerikan hükümeti, yaptırımlar da dahil olmak üzere çeşitli yollardan düşmanca bir yaklaşım izledi.

Alena Dohan, raporunda İslam Devrimi'nin zaferinden bu yana İran'a yönelik yaptırımların uygulandığını duyurdu.

Birleşmiş Milletler özel raportörünün bu itirafı, insan hakları, nükleer enerji ve füzeler gibi konuların İran'a yaptırım uygulanması için birer bahane olduğunu kanıtlarken, asıl meselenin, İran İslam Cumhuriyeti'nin Batı'nın ilke ve politikaları ile kimlik çatışması olduğunu ve bu yüzden İran'a karşı kapsamlı ekonomik yaptırımların uygulandığını gösteriyor. 

BM raportörü Alena Dohan'ın raporundaki bir diğer önemli nokta da İran’a karşı yaptırım aracının ilk başta sınırlı, fakat zamanla kapsamlı ve geniş bir şekilde İran'a karşı uygulanmış olmasıdır. Dohan'ın raporuna göre, yaptırımlar başlangıçta sadece İran'ın petrol sektörüne uygulanırken, 2010’dan itibaren İran'ın diğer ekonomik sektörlerine de sıçradı. İran'a yönelik yaptırımların genişletilmesinin temel nedeni, İslam Cumhuriyeti'nin artan ilerlemesi ve özellikle Batı Asya bölgesinde konumunun güçlenmesidir.

Dohan'ın yaptırımlarla ilgili raporunun bir başka yönü de, 2010 yılından bu yana Avrupa Birliği'nin Amerika ile birlikte İran'a karşı katı bir yaptırım politikası izlemesidir. Başka bir ifade ile 2010 yılından itibaren Amerika ve AB’nin İran’a karşı maksimum baskı uygulamada beraber hareket etmesidir. 

İran ekonomisine yönelik yaptırımlar, uluslararası şirketler ve yabancı finans kuruluşları bile, BERCAM nükleer anlaşmasının imzalanmasından sonra da İran İslam Cumhuriyeti ile işbirliği yapmayı reddedecek kadar güçlüydü. Çünkü bu şirketler ve kurumlar, İran’a uygulanan yaptırımlarının sonuçlarının kendilerini etkilemesinden endişe duyuyorlardı.

bir başka önemli konu, BM raportörünün raporuna göre Amerika’nın İran’a uyguladığı yaptırımlardan hedefi, İran’ı küresel mali ve ticari sistemde inzivaya sürüklemeye çalışmasıdır. Amerika bu şekilde İran siyasetlerinde değişiklik oluşturmayı amaçlıyordu. 

Ancak Dohan'ın raporunun diğer bölümlerinde de belirtildiği gibi, Amerikan yaptırım politikasının ana kurbanları İran halkıdır.



Yeni yorum ekle