Mütecaviz koalisyon güçleri, Yemen yeleşim bölgelerine yeni bir saldırısı başlattı. En son Sana Havaalanına yapılan saldırılarda çok sayıda sivil şehit oldu veya yaralandı.

Welayet News  - Suudi saldırgan koalisyonu, katliamını haklı çıkarmak için havaalanında silahların depolandığını iddia etti. İki gün önce de Siyonist rejim, Suriye'nin Lazkiye limanını, içinde silah bulundurduğu bahanesiyle bombaladı. Saldırgan koalisyon ile işgalci rejimin gerekçeleri arasındaki benzerlik "silahların varlığı"dır. Bir diğer benzerlik ise bu silahın -eğer varsa böyle bir şey - Yemen halkına karşı yıllardır süren savaşa ve de Suriye'ye yönelik yıkıcı ve bölücü projeye karşı kullanılmış olmasıdır. İşgalci rejimin saldırıları kendi tarz ve siyakının dışına çıkmıyor.

Bununla birlikte, son zamanlarda dikkat çeken şey, Suudi ve İsrail saldırılarının hedef aldığı bölgelerde silahların varlığını anlatan söyleme eşzamanlı olarak odaklanılmasıdır. Daha ilginç olanı ise, bu iddiaların başta Hizbullah ve İran olmak üzere direnişe karşı olmasıdır.

Mütecaviz koalisyonun sözcüsü Turki el Maliki, Hizbullah'ın Yemen'de bulunduğunu ve aktif olduğunu ve bazı liderlerinin San’a Havalimanı'nda konuşlandığını öne sürdü. İşgalci İsrail rejimi de Lazkiye'ye yönelik saldırılarını ve Suriye'nin diğer bölgelerine yönelik önceki saldırılarını da İran'dan ithal edilen silahların varlığına bağladı!

Bu saldırı ve iddialara ilişkin önemli çıkarımlardan biri de saldırgan koalisyon ve İsrail'in kendilerini direniş ekseni ve İran’a düşmanlık yörüngesine yerleştirdiğidir.

Bu düşmanlık Siyonist rejim için anlaşılır olabilir, ancak Riyad için de geçerli olması, bu alanda bir işbirliği düzeyine ulaşması muhtemel çıkarların bir kavşağına işaret ediyor. San’a  ve Lazkiye saldırılarına yönelik yanıtın, aynı sponsor yani Amerika tarafından desteklenen Suudi saldırganlığı ile İsrail saldırganlığının amaçları arasındaki örtüşmenin doğasından kaynaklanacak olması çok doğaldır.