Lübnan Şii Yüksek İslam Meclisi Başkan Yardımcısı, herkesin ABD hükümetinin Lübnan'ı ambargo altına alarak kuşattığını, aynı zamanda Lübnan halkının yanında olduğu yalanını ortaya attığını bildiğini ifade etti.

Welayet News  - Lübnan Yüksek Şii İslam Meclisi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib, bugünkü (Çarşamba) Kurban Bayramı hutbesinde ülkedeki son gelişmeler hakkında konuştu.

El-Ahd haber sitesinin aktardığına göre Şeyh Ali el-Hatib, Lübnanlı yetkilileri bir kez daha sorumluluklarını yerine getirmeye ve bir an önce hükümet kurmayı kabul ederek halkın acısını hafifletmeye çağırdı.

Şeyh Ali el-Hatib, "Milli görev, kurtarılabilecek şeyler için çaba göstermektir; bir sonraki aşama için yeni paylar düşünmek ve seçim kazanımları aramak değil." dedi.

Şeyh el-Hatib, "ABD hükümetinin Lübnan'a yaptırımlar uyguladığını ve Lübnan'ın kapılarını Suriye, Rusya, İran ve Çin'e açmasını engellemeleri için Lübnanlı politikacılara baskı yaptığını herkes biliyor. ABD aynı zamanda Lübnan halkının yanında olduğu yalanını sergilemektedir. Halbuki Siyonist müttefikini tam olarak desteklerken, Lübnanlıların çıkarları için endişe duyduğu yalanından söz ediyor." diye belirtti.

Lübnanlı yetkili, "Direniş ekseni, bölgeyi bir vesayet dönemine döndürmeyi amaçlayan sömürgeci güçlerin önderlik ettiği bir eksen olan Şer Ekseni'ne karşı büyük adımlar attı. Bu sömürgeci güçlerin projesi Lübnan, Suriye ve Irak'ın yıkılmasında başarısız oldu. "Büyük İsrail" yaratma arzuları, sözde "Yüzyılın Antlaşması"nın yenilgisi, Kudüs'ü yahudileştirme çabaları, Kudüs Kılıcı Savaşı'ndaki direnişin zaferi ile engellendi." açıklamasında bulundu.

El-Hatib, “Bugün ülkemizde yeni sömürgeciliğin yenilgisiyle karşı karşıyayız. Bu da askeri gücün yenilgisinden sonra milletimizi ve ülkemizi yenmek için ekonomik ve siyasi baskılara dayalı yumuşak gücün kullanılmasına yol açmıştır." dedi.

Şeyh Ali el-Hatib, konuşmasının sonunda şöyle dedi: "Direnişin ve milletin askeri muharebelerde kazandığı, kuşatmada, açlık savaşında ve direnişe kışkırtmada kaybedilmeyecektir. Direniş eksenindeki ülkeler ve milletler için tek seçenek daha fazla direniş ve dayanışmadır ve bu savaşın sonu, sömürgeciliğin ana üssü olan Siyonist rejimin yıkılmasıyla el edilen zaferdir."