Devrim Muhafızları: Düşmanın Stratejisi Halkı Umutsuzluğa Düşürmektir

Sa, 03/12/2019 - 08:14

Devrim Muhafızları Sözcüsü, askeri saldırıdan tam anlamıyla umutsuzluğa düşen düşmanın, psikolojik ve medya savaşıyla halkın inanç ve düşüncelerini değiştirmeye ve onları umutsuzluğa düşürmeye çalıştığını ifade etti.

Welayet News - Devrim Muhafızları Sözcüsü General Ramazan Şerif şu açıklamalarda bulundu: ‘İslam İnkılabından önce, doğu ve batı olmak üzere iki söylem hakimdi ve dünya ülkelerinin çoğu bu iki söyleme tabiydi ama bizim yüce ve saygıdeğer İmamımız, İslam İnkılabı düşüncesini ve modelini sunarak, kaynağı Kur’an-i ve İslami temeller olan üçüncü bir söylemi topluma sundu.

İslam İnkılabı söylemi, direniş düşüncesine ilham veren ve onu üreten bir söylemdir ve düşman bu söylemin yücelmesini istemiyor. Bu kırk yıl boyunca hiçbir ülke İran kadar dünya basınındaki haberlerde yer almadı ve bu konu, İslam sistemimizin ve inkılabımızın düşman için önemini göstermektedir.

İnkılaptan önce, İran'ın tüm kaynakları Amerikalıların elindeydi ve 130’dan fazla müsteşar, İran'ın yönetiminde ve İran halkının ulusal kaynaklarından ve haklarından yararlanmada etkili rol oynadılar.

Amerika’nın, inkılaptan önce, inkılap boyunca ve şimdi, ortak davranışlarındaki şifre, özellikle petrol ve enerji alanlarında olmak üzere menfaat elde etmektir. Amerikalılar hiçbir yerde halkların çıkarlarını düşünmediler ve sadece kendilerini düşündüler.’ General Şerif konuşmasının devamında, Amerika’nın yeni cumhurbaşkanı döneminde, bu ülkenin halklara ve ülkelere karşı müstekbir davranışlarının ve şeytani yapısının ortaya çıktığına değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Trump'ın göreve gelişi İran için büyük bir nimetti çünkü dünyaya Amerika'nın kirli yüzünü gösterdi, hatta Amerika Başkanının kendisi, bölgedeki petrolün peşinde olduklarını açıkladı. Medya çalışmaları, temel bilgilerin tanınmasıyla desteklenmelidir.

Temel bilgiler tanınmadan, düşmanın medya komplolarına karşı etkili çalışmalar yapılamaz.’ İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Sözcüsü, düşmanın İran halkına karşı 3 önemli stratejisine değindi ve şunları söyledi: ‘İlk strateji, ülkedeki nesiller arasındaki farklılıklar nedeniyle, dini sistemi verimsiz gibi göstermeye çalışmak, ikinci strateji, durum ve şartlar uçurumun eşiğinde ve kriz içerisinde gibi göstermeye çalışmak, üçüncü strateji de geleceğe dair bir umudun olmadığı gibi göstermeye çalışmaktır.

Düşmanın taktiklerinde her zaman bu üç strateji vardı ve düşmanlar ülkedeki bütün önemli olayların arifesinde bu stratejileri kullandılar. Son günlerde ülkede benzin kotası konusunda yaşanan olaylarda bunun örneğine şahit olduk ve düşman bütün medya araçlarıyla büyük çaba gösteri ve maalesef ülkeye zarar verdi. Çünkü isyancılar son fitne olayında en donanımlı ve gelişmiş araç ve teknikleri kullandılar. İran İslam Cumhuriyeti ne zaman medyanın olumlu dalgası içerisine girse, özellikle medya alanında düşmanın saldırılarının beklentisi içerisinde olmalıyız.

Amerikalılar İran tarafından elde edilen bütün önemli başarıların ardından, bu başarıları küçük göstermeye çalışıyor, çünkü İran İslam Cumhuriyeti’nin güçlü görünmesi onların aşağılanmasına neden oluyor ve bunun en bariz örneğine, IŞİD’in yenilgisinde, direniş cephesinin zaferlerinde ve Amerika casus uçağının düşürülmesinde şahit olduk. İnkılabın İkinci Adımı bildirisinin yayınlanmasının en önemli nedenlerinden biri, kırk yıllık durumu açıklamaktı. Aslında, İslam İnkılabının İkinci Adımı bildirisinin içeriği ve başlıkları geleceğe dair umuttur.

Askeri saldırıdan tam anlamıyla umutsuzluğa düşen düşman, psikolojik ve medya savaşıyla halkın inanç ve düşüncelerini değiştirmeye ve onları umutsuzluğa düşürmeye çalışıyor. Bu durumda, medya kendini ve omuzundaki önemli görevlerini tanımalı ve basiretle ve düşmanı tanıyarak, düşman komplolarını etkisiz kılmak için etkili eylemlerde bulunmalıdır. Ülkedeki medya okuryazarlığı artarsa, düşman medya alanındaki komplolarda ve psikolojik savaşta kesinlikle büyük ölçüde başarısız olur.’



Yeni yorum ekle