Amerika’nın Sessizliği Gölgesinde Suudi Baskısı Devam Ediyor

Cu, 29/11/2019 - 10:05

Suudi Rejiminin tanınmış muhalif yüzlerinden olan Mezavi el-Raşit, Bin Salman’ın liderliğinde ve Amerika’nın sessizliği gölgesinde Arabistan’da baskıların devam ettiğini açıkladı.

Welayet News - Mezavi el-Raşit, Washington Post Gazetesinde kaleme aldığı yazısında şu ifadelerde bulundu: ‘Arabistan, dar görüşlülüğü kendisini zorluklara sokan Suudi Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman liderliğinde, gazetecilere baskı uygulamaya devam ediyor. Arabistan’da blogcular ve yazarlar üzerindeki yeni baskı dalgası, Suudi veliaht prensinin kendisinde vatandaşlarını korkutma hakkı bulduğunun başka bir kanıtıdır. Bu durum, özellikle Amerika olmak üzere Bin Salman’ın batılı müttefiklerinin desteği nedeniyle gerçekleşmektedir. Bu destek, Donald Trump’ın Riyad’a mutlak bir irade vermesiyle birlikte, Bin Salman’ın Suudi rejimini eleştiren gazeteci yazar Cemal Kaşıkçı cinayetine cevap vermekten kaçınmasıyla birlikte, aktivistleri ve yazarları da tutuklamasına neden olmuştur.

Yeni tutuklananlara ne gibi suçlamalarda bulunulduğu bilinmiyor. Bazı gazeteciler, Bin Salman ve politikaları karşısında sessiz kaldılar ve Suudi Veliaht Prensinin politikalarını eleştirmeyi reddettiler ama bu durum da Suudi rejimi için mutluluk verici değildi, çünkü onlar, bu gazetecilerin Bin Salman’ın propaganda makinası gibi onun etrafında toplanacaklarını ve onu kusursuz biriymiş gibi öveceklerini, böylece halkın da Bin Salman’a tapacağını ve Kralın oğluna biat etmeyenin gaflete düşmüş sanılacağını zannediyorlardı. Basın bölümünde çalışan önde gelen gazeteci yazarlardan Bedr el-Raşit tutuklandı ama bağımsızlığını korudu. O birçok kitap yazdı ya da birçok kitabın yazımına katkıda bulundu. Yazıları, Arap milliyetçiliği üzerine reformist bir görüşe sahiptir. Bu gibi şahsiyetlerin derin ve halkçı görüşleri Muhammed bin Selman'ın zevkine hitap etmiyor. El-Raşit gibi insanların görüşleri, Muhammed bin Salman'ın “Önce Arabistan” ve “En Büyük Arabistan” gibi sloganlarıyla rekabet ediyor.

Bunlar Washington'da Trump için atılan popülist sloganlara benziyor. Muhammed Bin Salman’ın milliyetçiliğe yönelik yeni yaklaşımı, bölgesel ekonomik birliğe çok fazla önem vermiyor ve odak noktası savaş çıkarmaktır, aynı Yemen'de görüldüğü gibi. Suudi Arabistan, Arap devrimlerine müdahalede bulunuyor ve demokratik yolları engelliyor. "En Büyük Suudi Arabistan” sloganı, diktatörlüğün yalnızca Suudi Arabistan'da değil tüm bölgede kalması anlamına geliyor, çünkü kendini büyük görmek her zaman, otokrasilerin hayatta kalmasıyla ilişkili olduğu anlamına gelir. Arap dünyasındaki ilk ayaklanma dalgasının başarısızlığına rağmen, bu ayaklanma dalgalarının devam etmesi, her zaman bu ülkenin altında devrim ateşinin kaynadığını hatırlatıyor. Bin Selman, diğer genç yazarları sosyal medyadaki geçmiş yazılarından dolayı hedef aldı.

Bunlar kamu politikası ve bölgesel konular hakkında yeni bakış açıları bulmaya çalışan kişilerdi. Fuat el-Ferhan ve Musaf Fuad olmak üzere Arabistan’da tutuklanan iki vatandaş, öğrencileri ve öğretmenleri eğitmek için internette ücretsiz ve bağımsız bir üniversite eğitim ağı kurdu. Böyle bağımsız bir girişim, Bin Selman’ın pençesinden güvende olduğu için tehlikeli kabul ediliyor. Bin Salman'ın inandığı Suudi milliyetçiliği, Suudi Arabistan'ı mirasından ayırmak anlamına geliyor ve yeni tutuklama dalgasında tutuklanan yazarlar da bu konuda farklı bir bakış açısına sahip oldukları için bastırılmaları gerekiyor. Bin Selman Suudi Arabistan'ı kesinlikle bilinmeyen bir yere doğru götürüyor, çünkü onun Suudi ekonomisini canlandırma planı engellendi ve Aramco hisse senedi satış planı da yatırımcıların güvensizliği nedeniyle başarısız oldu. Bin Salman, Washington'daki destekçileri onun eylemleri karşısında sessiz kaldığı sürece kadın ve erkek aktivistleri tutuklamaya ve işkence etmeye devam edecektir. Bin Selman, büyük planlarında başarısız oldukça, tutuklamaların da yoğunluğunu arttıracaktır, çünkü kralın oğlu olarak geleceği hakkında endişe duyacaktır.’



Yeni yorum ekle