İran Bu Kez İsrail Rejiminin Saldırmasını Beklemeyecek
Arap dünyasının önde gelen analistlerinden Abdülbari Atvan, bu kez İran’ın İsrail rejiminin saldırısını bekleyip karşılık vermeyeceğini, aksine inisiyatifi ele almak için tam teyakkuz hâlinde olduğunu söyledi.
Welayet News - Atvan’a göre İran’ın bu dönemdeki “stratejik sabrı” geçmişten farklı olacak ve İsrail rejimi çok ağır bir bedel ödeyecek.
Atvan, “Sovt” adlı YouTube kanalına yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Son günlerde yaşanan önemli olaylardan biri, ABD ve İsrail’in İran’a yönelik saldırı hazırlığıdır. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Florida’ya giderek ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi de son derece tehlikelidir. İsrail medyasına göre Netanyahu bu görüşmeye çeşitli İran’a saldırı senaryolarıyla gitti. İran Devrim Muhafızları’nın Tahran, İsfahan, Hürremabad, Mahabad ve diğer şehirlerde gerçekleştirdiği füze tatbikatları da bunu göstermektedir ve bu tatbikatlar çok ürkütücü ve önemlidir. Bu tatbikatlar, İran’ın tam hazırlık içinde olduğunu göstermektedir. İran, hem saldırı hem de savunma için kendini benzeri görülmemiş bir hızla hazırlamıştır.
Avustralya’nın Sidney kentinde Yahudilerin Işıklar Bayramı sırasında hedef alındığı saldırının ardından İsrail İran’ı suçlamıştır ve bu suçlamalar İsrail için bir bahane oluşturabilir. İran Genelkurmay Başkanı Abdürrahim Musevi, söz konusu saldırının İsrail tarafından planlanmış bir “kendine saldırı” olduğunu vurgulamıştır. İsrail bu tür eylemleri İran’ı suçlamak ve dünya kamuoyunu yönlendirmek için kullanmaktadır. İranlıların bu saldırıda hiçbir rolü yoktur ve İsrail rejimi, İran’ı suçlamak ve Arapları ve Müslümanları Yahudi karşıtlığıyla itham etmek amacıyla defalarca Yahudileri öldürdü ve katletti.
Bu rejim, Batı kamuoyunu Müslümanlar ve Araplara karşı kışkırtmayı hedefliyor. İsrail rejiminin oynadığı bu oyun artık hiç kimse için gizli değil. İsrailliler bu tür komplolarla tanınmaktadır. Daha önce defalarca Bağdat’ta, Kahire’de ve Arap ülkeleri ile dünyanın farklı bölgelerinde Yahudi ibadethanelerini bombaladılar. Amaçları, Yahudiler arasında korku ve panik yaratarak onları işgal altındaki Filistin topraklarına göçe zorlamaktı. Oysa tüm Arap ve Müslüman ülkelerde Yahudilere, diğer vatandaşlar gibi eşit şekilde davranılıyordu. Avustralya’daki saldırı da hedefli bir saldırıydı. Mossad bu eylemle dünya kamuoyunun dikkatini çekmek istedi. Bu, Yahudileri mağdur gösterme yönünde geliştirilen yeni bir stratejidir. Bu adımla bir kez daha antisemitizm meselesini ön plana çıkarmayı amaçlıyorlar.”
Atvan, açıklamalarının başka bir bölümünde İran’da düzenlenen askeri tatbikatlara değinerek şunları söyledi: “Trump’a en yakın isimlerden biri olan ve İsrail rejiminin silahlandırılmasını ve desteklenmesini savunan Senatör Lindsey Graham, İran füzelerinin Demir Kubbe dâhil olmak üzere tüm İsrail savunma sistemlerini aşabileceğini ifade etti. Graham, İran’ın füze programındaki ilerlemeyi yakından takip ettiğini belirterek, İran’ın balistik füze kapasitesinin İsrail rejimi için büyük bir tehdit oluşturduğunu ve bu konuyu Trump’la paylaşacağını söyledi.
Onlar İran’ın füzelerinden korkuyor. ABD ve İsrail rejiminin sorunu yalnızca İran’ın nükleer programı değil. Hızla gelişen İran füze sistemleri onları büyük bir korku ve paniğe sürüklüyor. Bu füzeler Amerika’ya ulaşma aşamasına gelmiş durumda. İran, hipersonik füzelere ve yüksek patlayıcı taşıma kapasitesine sahip füzelere sahiptir. Bu füzelerin bazı türleri Yemen’de de bulunmaktadır ve bu füzelerin Yemen’den fırlatılarak işgal altındaki toprakların derinliklerine düştüğü, Eilat, Hayfa ve diğer bölgeleri nasıl vurduğu görülmüştür.
İsrailliler, İran’ın ani ve sürpriz bir saldırısından korkuyor. İran, İsrail rejimine yönelik füze saldırısı için planlama yapıyor ve İsrailliler bundan büyük endişe duyuyor. Onlara göre İran, aynı anda 2 bin füzeyi İsrail’in kontrolü altındaki topraklara fırlatabilir. Bu füzeler, İsrail rejiminin tüm hava savunma sistemlerini aşarak hedeflerine ulaşacaktır.
Birçok rapor, İran’ın bu kez İsrail rejiminin saldırmasını bekleyip karşılık vermeyeceğini, aksine inisiyatifi ele almak için tam bir teyakkuz hâlinde olduğunu gösteriyor. İran, İsrail’in herhangi bir saldırısının ABD desteğiyle gerçekleşeceğini çok iyi biliyor. İsrailliler bu kez gerçekten büyük bir korku ve panik içindeler. 12 günlük savaş sırasında ABD ve İsrail rejimi, savaşın sona ermesi için Arap arabuluculara adeta yalvardı.
Son yapılan tatbikatlar, İran’ın İsrail rejimine karşı gerçekleştirdiği en büyük tatbikatlardı. Artık dengeler değişti. İsrail rejimi, ABD’yi Orta Doğu’da İran’la savaşa sokmaya çalışıyor. ABD şu anda Ukrayna ve Venezuela’daki savaşlarla meşgul durumda. Ayrıca Tayvan üzerinden Çin’le de bir savaşa sürüklenmesi bekleniyor. İsrailliler tüm dünyayı yıkıma sürüklemek istiyor. Belki ABD’de onurlu insanlar çıkar ve İsrail rejiminin kışkırtmalarıyla Amerika’nın savaşa girmesine izin vermez ve dünyanın yok olmasının önüne geçerler. İran’ın bu tatbikatlarıyla ABD’nin savaşa girmesini engellemiş olması uzak bir ihtimal değildir. Bu kez İran’ın stratejik sabrı farklı olacaktır.
İsrail rejimi çok ağır bir bedel ödeyecektir. Elde edilen bilgilere göre İran, hava savunmasındaki boşluklarını gidermeyi başarmıştır. Ne yazık ki İran’ın müttefiki olan Rusya, S-400 ve S-500 hava savunma sistemlerini İran’a teslim etmemiştir. Oysa İran, Ukrayna savaşında Rusya’ya verdiği destekten geri durmamış ve elinden gelen her şeyi yapmıştır. Bilgiler, Kuzey Kore ve Çin’in İran’a modern savunma sistemleri sağladığını göstermektedir. Bu sistemler, olası bir savaşta sürpriz sonuçlar doğurabilir.
Gelecekteki savaş, geçmiş savaşlardan çok farklı olacaktır. İsrail derin bir kriz ve korku içindedir. Bu rejimin durumu son derece kötüdür ve onlar geleceklerinden ciddi şekilde endişe duymaktadır. İşgal altındaki Filistin topraklarından göçler artmaktadır. Sermaye sahipleri ve beyin gücü bu toprakları terk etmektedir. Bu rejim, saldırgan politikalarını sürdürdüğü sürece bir daha güvenlik yüzü göremeyecektir.”

Yeni yorum ekle