Londra merkezli The New Arab gazetesinin haberine göre, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde, eski bir Filistin Yönetimi subayı liderliğinde Hamas’a savaş ilan eden yeni bir milis gücü kuruldu. “Sarı Hat” olarak bilinen ve İsrail’in kısmi kontrolü altındaki bölgelerde faaliyet gösteren bu gruplar, halk arasında “İsrail’in Gazze’yi parçalama ve iç savaş çıkarma stratejisinin bir parçası” olarak görülüyor.

Welayet News  - Gazze Şeridi’nde İsrail saldırıları ve insani kriz derinleşirken, bölgede iç güvenliği tehdit eden yeni bir gelişme yaşandı.

Han Yunus kentinde, kendini Şevki Ebu Nasira (Shawqi Abu Nassira) olarak tanıtan bir figür, sosyal medyada paylaştığı bir videoyla Hamas yönetimine karşı silahlı bir milis gücü kurduğunu duyurdu.

Görüntülerde, yüzleri maskeli bir grup gencin önünde konuşan Ebu Nasira, 2007’den beri Gazze’yi yöneten Hamas’a meydan okuyarak, “Köpeklerin havlaması aslanları korkutmaz” ve “Hamas’a ölüm” sloganları eşliğinde yeni yapıyı ilan etti.

Şevki Ebu Nasira Kimdir?

Habere göre Şevki Ebu Nasira, Hamas’ın 2007’de Gazze’nin kontrolünü ele geçirmesinden önce Filistin Yönetimi’ne bağlı güvenlik güçlerinde tümgeneral rütbesiyle görev yapmış eski bir subay.

Geçmişte İsrail hapishanelerinde 22 yıl kaldığı ve Necef (Nafha) Çölü’ndeki hapishaneden tünel kazarak firar girişiminde bulunduğu belirtiliyor.

Ancak Ebu Nasira’nın son hamlesi, kendi ailesi tarafından dahi sert bir dille reddedildi.

Ebu Nasira ailesi yayınladığı bildiride, “Onun eylemleri bizi hiçbir şekilde temsil etmemektedir” diyerek, bu girişimin Filistin ulusal hedeflerine değil, “İsrail’in planlarına” hizmet ettiğini vurguladı.

“Sarı Hat” Ve İsrail Bağlantısı İddiaları

Ebu Nasira’nın grubu, Han Yunus’un doğusunda, İsrail ordusunun kısmi kontrol sağladığı ve “Sarı Hat” olarak adlandırılan bölgede faaliyet gösteriyor.

Ebu Nasira, yaklaşık 30 üyesi olduğunu iddia ettiği grubunun “baskı ve acıyı reddederek” Hamas ile savaşmaya karar verdiğini öne sürse de, sahadaki gerçekler farklı bir tablo çiziyor.

Analistler ve yerel kaynaklar, bu tür grupların İsrail’in “Gazze’de yönetim boşluğu yaratma” ve “aşiretleri/yerel güçleri Hamas’a karşı kışkırtma” stratejisinin bir ürünü olduğunu belirtiyor.

İsrail’in savaş sonrası planlarında, Gazze’nin idaresini yerel klanlara ve Hamas karşıtı gruplara devretme niyeti olduğu biliniyor. Ebu Nasira’nın çıkışı da bu bağlamda değerlendiriliyor.

Mantar Gibi Türeyen “Çeteler”: El-Mansi Ve Ebu Şebab Örnekleri

The New Arab’a konuşan Filistinli gözlemcilere göre Ebu Nasira münferit bir vaka değil.

Gazze’de oluşan otorite boşluğundan faydalanan ve “kaostan beslenen” benzer yapılar son dönemde artış gösterdi:

Han Yunus: Husam el-Astal grubu.

Beyt Lahya: Eşref el-Mansi liderliğindeki milisler.

Refah: Yasser Ebu Şebab’a bağlı fraksiyonlar.

Bu grupların, bölgedeki paralı asker ağları ve suç örgütleriyle dirsek temasında olduğu, siyasi bir amaçtan ziyade, bölgedeki “hayatta kalma savaşı”nın bir parçası olarak nüfuz kurmaya çalıştıkları belirtiliyor.

Hamas: “Doğrudan Tehdit Olarak Görüyoruz”

Hamas sözcüsü Hazım Kasım konuyla ilgili resmi bir yorum yapmazken, The New Arab’a konuşan örgüt içi kaynaklar, Sarı Hat boyunca faaliyet gösteren bu tür silahlı grupların “Gazze’nin iç güvenliğine doğrudan tehdit” kabul edildiğini belirtti.

Kaynaklar, “Bu gruplar gıda, su ve ilaç kıtlığıyla boğuşan mahallelerde kaos yaratıyor. Hareketlerini yakından izliyoruz. Önceliğimiz sivillerin güvenliği olduğu için gerilimi tırmandırmaktan kaçınıyoruz ancak gerektiğinde müdahale edilecek” ifadelerini kullandı.

Hamas muhalifi olan Gazzeliler bile bu yeni milis oluşumlarına tepkili. Deyr el-Belah’taki bir kampta yaşayan Halid Ebu Tamim, durumu şöyle özetliyor: Bu milisler İsrail’in emirlerini uyguluyor ve istedikleri herkesi öldürebilirler. Biz güvenli bir liman ararken, başımıza yeni derebeyleri çıkıyor.”

Gazze Şeridi’ndeki siyasi analist Ahed Ferwana ise bu durumu, İsrail’in güvenlik güçlerini zayıflatarak yarattığı kaosun bir yansıması olarak nitelendiriyor:

“İsrail, Gazze’yi daha da parçalamak için bu grupları kullanmaya çalışıyor.”

Batı Şerialı analist İsmet Mansur’a göre ise bu milislerin uzun vadede başarı şansı yok.

Mansur, “Mevcut koşullar onların yükselişini teşvik etse de Filistin toplumu içinde meşruiyet kazanmaları imkansız. Bu yapılar işbirlikçi olarak görülüyor” değerlendirmesinde bulundu/rudaw