Yemen'de Suud-BAE koalisyonuna bir darbe daha
Yemen’de Tuğgeneral Emced Halid liderliğindeki Güney Ulusal Direnişi, Sanaa ile ittifak kurarak Suudi Arabistan ve BAE koalisyonuna karşı Aden merkezli yeni bir cephe açtı.
Welayet News - Yemen’deki çatışmaların seyri, özellikle güney vilayetlerinde yaşanan son gelişmelerle birlikte yeni bir evreye girdi.
"Ulusal Güney Direnişi" adını verdiği yeni askeri oluşumun lideri Tuğgeneral Emced Halid, yayınladığı video mesajıyla Ensarullah öncülüğündeki Sanaa yönetimi ile "yeni bir ittifak" kurduklarını duyurdu.
Halid, temel hedeflerinin güney vilayetlerindeki Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) öncülüğündeki koalisyonun askeri varlığını hedef alan "Yemen’deki yeni işgal" ile mücadele etmek olduğunu vurguladı.
Emced Halid’in hamlesi, yalnızca tarafların yer değiştirmesi anlamına gelmiyor; aynı zamanda güneydeki çatışma haritasının yeniden şekillenmesine kapı aralıyor.
Koalisyon güçleri için ciddi bir kaygı kaynağı oluşturan bu yeni ittifak, Aden ve diğer vilayetlerdeki askeri varlıklarına yönelik somut bir tehdit barındırıyor.
Halkın, kötüleşen yaşam koşulları ve her geçen gün derinleşen ekonomik kriz nedeniyle koalisyona ve ona bağlı hükümete duyduğu öfke, bu tehdidin toplumsal tabanını genişletiyor.
Sanaa yönetiminin stratejik hamlesi
Barış görüşmelerinin tıkandığı kritik bir süreçte ortaya çıkan bu yeni ittifak, sıradan bir hareketlilikten ziyade on yılı aşkın süredir devam eden çatışma stratejisinin bir parçası olarak öne çıkıyor.
Sanaa hükümeti, Suudi Arabistan ve BAE üzerinde baskı kurmak amacıyla elindeki hiçbir kozdan vazgeçmeyeceğini gösteriyor.
Yemen News Portal'ın değerlendirmesine göre özellikle "Güney kartı", koalisyonun nüfuz alanlarının güvenli olmadığını ve kapsamlı bir çözümün yokluğunda, güvenli sanılan bölgelerin dahi içeriden gelecek bir tırmanışla karşı karşıya kalabileceğini kanıtlamayı amaçlıyor.
Yeni oluşumun stratejisi, güney vilayetlerindeki ekonomik çöküş ve kamu hizmetlerinin yetersizliği üzerine kurulu.
Emced Halid, açıklamasında Aden’deki idari ve hizmet odaklı iflasa dikkat çekerek, BAE destekli güçlerin 2019’da kontrolü ele geçirmesinden bu yana yaşananları "yıkım, kaos ve yolsuzluk" olarak nitelendirdi.
Bölge halkında geniş yankı bulan bu söylem, Halid’in askeri ve siyasi hamlesine toplumsal bir meşruiyet zemini sağlıyor.
Suudi Arabistan ve BAE koalisyonu, güneydeki çatışmayı yerel bir iktidar mücadelesi veya iç savaş olarak çerçevelemeye çalışırken, "işgale karşı direniş" sloganıyla ortaya çıkan bu yeni yapı söz konusu stratejiyi boşa düşürüyor.
Sanaa’dan silah ve mühimmat desteği
Emced Halid’in açıklamalarındaki en dikkat çekici husus, ittifakın işleyiş mekanizmasına dair verdiği bilgiler oldu.
Oluşumun sadece muhalif bir blok değil, fiili güce sahip askeri bir yapı olduğunu belirten Halid, "Sanaa’nın mühimmat ve silah desteği sağladığını" doğruladı.
Lojistik ve askeri destek, Ulusal Güney Direnişi’nin sahada etkin bir rol oynayacağını ve koalisyon güçleri ile yerel vekillerine karşı nitelikli operasyonlar düzenleme kapasitesine eriştiğini gösteriyor.
Başkanlık Liderlik Konseyi’ne meşruiyet darbesi
Yeni ittifak, varlığını Suudi Arabistan ve BAE desteğine dayandıran Başkanlık Liderlik Konseyi için varoluşsal bir sınama niteliği taşıyor.
Sanaa’dan destek alan silahlı bir güney grubunun, Konseyi destekleyen ülkeleri "işgalci" olarak tanımlayıp onlara karşı savaştığını ilan etmesi, Konseyi ulusal bir çatı olmaktan çıkarıp yabancı güçlerin bir aracı konumuna indirgiyor.
Güney Geçiş Konseyi köşeye sıkışıyor
Ulusal Güney Direnişi’nin hedeflerine doğru harekete geçmesi durumunda en ağır darbeyi, BAE’nin en önemli müttefiki olan ve ayrılık talep eden Güney Geçiş Konseyi (GGK) alacak.
GGK "Güneyi özgürleştirme" sloganını kullanırken, Halid’in GGK’nın iktidarını sağlayan BAE’yi "işgalci" olarak hedef alması ideolojik dengeleri tersine çeviriyor.
Emced Halid’in Aden’i hedeflediğini açıkça beyan etmesi, Ulusal Güney Direnişi’nin Hizam Emni (Güvenlik Kuşağı) güçleri ve GGK birlikleriyle askeri bir karşılaşmaya hazır olduğu anlamına geliyor.
GGK’nın ana karargâhı sayılan Aden’in bir iç savaş sahasına dönüşme riski, Konseyin askeri ve güvenlik kapasitesini dağıtma potansiyeli taşıyor.(YDH)

Yeni yorum ekle