2025 Nobel Barış Ödülü’nün sahibinin açıklanmasına kısa bir süre kala, 244 kişi ve 94 kuruluştan oluşan toplam 338 adayla son yılların en yüksek başvuru sayısına ulaşıldı. Bu isimler arasında, ABD eski Başkanı Donald Trump da yer alıyor.

Welayet News  - Nobel Barış Ödülü’nün resmi internet sitesine göre, 5 Mart 2025 itibarıyla 338 aday gösterildi. Bu sayı, geçtiğimiz yıla kıyasla belirgin bir artışa işaret ediyor. Aday listesinin gizli tutulmasına rağmen, bazı öneri sahipleri adaylarını kamuoyuna açıkladı.

Bu yıl isimleri açıklanan adaylar arasında Uluslararası Ceza Mahkemesi, NATO, Hong Konglu tutuklu aktivist Chow Hang-tung, Kanadalı insan hakları avukatı Irwin Cotler ve Elon Musk bulunuyor.

Reuters’in haberine göre, Kamboçya, İsrail ve Pakistan hükümetleri de ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiklerini duyurdu. Uluslararası medya organları, Trump’ın ödül sürecine de diğer politikalarında olduğu gibi “saldırgan bir tutumla” yaklaştığını belirtiyor. Trump, defalarca “Eğer kazanamazsam, bu ABD’ye yapılmış büyük bir hakarettir” ifadelerini kullandı.

Trump uzun süredir Nobel Komitesi’ni kendisini haksız yere görmezden gelmekle suçluyor. 2024 Ekim ayında Detroit Ekonomi Kulübü’nde yaptığı konuşmada, “Eğer adım Obama olsaydı, Nobel’i bana 10 saniyede verirlerdi” demişti.

Trump, Ocak ayında Beyaz Saray’a dönüşünden bu yana, Hindistan ile Pakistan arasındaki çatışma, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile Ruanda destekli isyancılar arasındaki savaş ve Tayland-Kamboçya sınırındaki gerilim dahil en az altı ya da yedi savaşı sona erdirdiğini iddia ediyor.

Bloomberg’in haberine göre, Trump’ın Nobel kampanyası iş dünyasına da uzandı. Pfizer CEO’su Albert Bourla, Trump’ın COVID-19 aşısı geliştirme sürecini yöneten “Warp Speed Operasyonu”ndaki rolünü övgüyle anarak, bu çabanın “aslında Nobel Barış Ödülü’ne layık” olduğunu söyledi.

Nobel Vakfı’na göre ödül sahipleri, bir madalya, bir diploma ve 11 milyon İsveç kronu (yaklaşık 1,19 milyon dolar) alıyor. Ancak gözlemciler, Trump için asıl önemin küresel ilgi ve siyasi prestij olduğunu belirtiyor.

Geçmişte verilen Nobel Barış Ödülleri de sık sık tartışmalara neden olmuştu. 1991’de Myanmar’ın eski Başbakanı Aung San Suu Kyi’ye, ülkedeki Müslümanlara yönelik katliamlara sessiz kaldığı eleştirilerine rağmen ödül verilmesi; 1973’te ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ve Kuzey Vietnam lideri Le Duc Tho’nun Vietnam Savaşı’nı sona erdirme müzakereleri nedeniyle ödüllendirilmesi ve 2009’da Barack Obama’ya, göreve başlamasından sadece birkaç ay sonra ödül verilmesi, kamuoyunda tepki ve şaşkınlık yaratmıştı.

Eleştirmenler, Nobel Barış Komitesi’nin siyasi baskılar altında benzer bir karar verebileceği görüşünü dile getiriyor.

Bloomberg’e konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Norveçli yetkili ise, Trump’ın kazanamaması hâlinde doğabilecek tepkilerle ilgili soruya esprili bir yanıt vererek, “10 Ekim günü hastalık izni almayı düşünüyorum” dedi.(Ajanslar)