İran’ın Snapback Mekanizmasına Karşı Seçenekleri

Sa, 15/07/2025 - 16:09

Avrupa’nın snapback mekanizmasını (tetik mekanizması) aktif etme tehdidi, ABD’nin düşmanca eylemleriyle birlikte, İran’ı tek taraflı diplomasiye devam edemeyeceği bir konuma getirmiştir. NPT’den çıkış, İran’ın muhtemel en ünlü cevabı olsa da, Tahran’ın başka seçenekleri de mevcuttur.

Welayet News  - Avrupa yetkililerinin snapback mekanizmasını aktif etme tehdidine karşılık olarak, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, snapback mekanizmasının aktif edilmesini askeri saldırıya eşdeğer gördüğünü ve bu eylemin Avrupa’nın İran’ın barışçıl nükleer programındaki rolünün sona ermesi anlamına geleceği konusunda uyardı.

Bu açıklamalar, özellikle ABD’nin son eylemleri – Donald Trump’ın müttefiklerini snapback mekanizmasını aktive etmeye teşvik eden başkanlık kararnamesi ve Siyonist rejimi desteklemek için İran’ın nükleer altyapısına yapılan askeri saldırılar – dahil son deneyimlerden kaynaklanan, İran’ın dış politikasında stratejik bir değişime hazırlıklı olduğunun göstergesidir.

Avrupa’nın snapback mekanizmasını aktif etme tehdidi, ABD’nin düşmanca eylemleriyle birlikte, İran’ı artık tek taraflı diplomasiye devam edemeyeceği bir konuma getirmiştir. İran’ın kararlı tepkileri, uranyum zenginleştirmeyi artırmak, nükleer araştırma ve geliştirmeyi güçlendirmek ve hatta NPT’den çekilmek tehdidi de dahil olmak üzere, Tahran’ın ulusal çıkarlarını savunma konusundaki kararlılığını göstermektedir.

Snapback mekanizması tehdidinin arka planı

KOEP’te yer alan snapback mekanizması, anlaşmanın taraflarından herhangi birine (2018’de anlaşmadan çekilen ABD hariç), taahhütlerin ihlal edildiğini düşündükleri takdirde durumu KOEP Ortak Komisyonu’na şikayet etme hakkı tanır.

Bu süreç, nihayetinde yaklaşık 60 gün içinde çözülemezse, BM Güvenlik Konseyi’nin yaptırımlarının yeniden uygulanmasına yol açabilecek çok aşamalı bir anlaşmazlık çözüm mekanizmasını içermektedir.

Bu mekanizmanın tasarımı, İran’ın BM Güvenlik Konseyi’nde daimi üye olmaması nedeniyle, yaptırımların geri gelmesini neredeyse otomatik hale getirmektedir, çünkü İran bu kararı veto edemez.

Bu tehdidin zamanlaması özellikle önemlidir. Ekim 2025’te KOEP’in sona erme hükümlerinin  süresinin dolmasına yaklaşık üç ay kalması nedeniyle, snapback mekanizmasını aktive etme fırsatı sınırlıdır.

Bu konuda iki farklı yorum vardır; birincisi, Avrupa ülkelerinin uluslararası yaptırımların kaldırılmasını engellemek için, şikayet inceleme sürecinin iki ay sürmesi nedeniyle, snapback’i aktive etmek için yalnızca yaklaşık bir ayları kaldığıdır. Aksi takdirde, KOEP’in sona erme maddelerinin sona ereceği tarihten önce yeterli zamanları kalmayacak ve Ekim 2025’ten sonra snapback mekanizmasının aktive edilmesi fiilen etkisiz olacaktır, çünkü İran BM 2231 sayılı kararının kapsamından çıkacaktır.

İkinci yorum ise, Avrupa ülkeleri sona erme hükümlerinin süresi dolmadan hemen önce snapback’i aktive etse bile, BM Güvenlik Konseyi’nin kararı sonuçlanana kadar sona erme hükümlerinin uygulanmasını askıya alabileceği yönündedir. Bu durumda, iki aylık süreç önemini kaybedecek ve snapback tehdidi son ana kadar geçerliliğini koruyacaktır.

Bu belirsizlik, yalnızca belirtilen zamanlamalara güvenilmemesi ve karşı tarafın kötü niyetli eylemlerinden habersiz olunmaması gerektiğini göstermektedir. Bu süreçte asıl önemli olan, İran’ın her türlü düşmanca eyleme her an kararlılıkla karşılık vermeye tam anlamıyla hazır olmasıdır.

Çok boyutlu bir yanıt

Arakçi’nin Le Monde gazetesine verdiği röportajda ve Tahran’daki yabancı büyükelçiler ve temsilcilerle yaptığı toplantıda ifade ettiği görüşler, kararlı ve stratejik bir tutumu yansıtmaktadır.

Snapback mekanizmasının üç Avrupa ülkesi (Fransa, Almanya ve İngiltere’den oluşan Avrupa Troykası) tarafından aktive edilmesini, ABD’nin İran’a karşı gerçekleştirdiği askeri eyleme benzeterek, şu vurguyu yaptı: “Bu eylem sadece Avrupa’nın İran’ın nükleer meselesindeki rolünün sona ermesiyle kalmayacak, aynı zamanda İran ile Avrupa arasındaki ilişkilerin tarihindeki en karanlık noktaya dönüşebilir ve belki de asla onarılamaz.” Bu tutum, İran’ın artık Avrupa’nın hiçbir bedel ödemeden İran’ı zararına uğrattığı tek taraflı diplomasiyi kabul etmeyeceğini göstermektedir.

İran, son aylarda ABD ile yürüttüğü dolaylı müzakerelerin acı tecrübesine sahiptir; ABD, bir yandan müzakere yürütürken, diğer yandan Siyonist rejimi desteklemek için İran’ın nükleer altyapısına saldırıda bulunmuştur.

Bu tecrübe, İran’a nükleer programına karşı her türlü siyasi eylemin gerilimi tırmandırmaya yönelik bir ön hazırlık olabileceğini öğretmiştir. Bu nedenle İran, bu sefer bu tür eylemlere sadece siyasi değil, askeri açıdan da bakmaktadır.

NPT’den (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması) çekilmek, İran’ın snapback mekanizmasının aktive edilmesi durumunda düşündüğü tek seçenek değildir. İran’ın bu tehditlere vereceği yanıtlar çok çeşitlidir ve karşı tarafın eylemlerine göre belirlenecektir.

Siyasi olmayan seçenekler devreye girer mi?

Snapback mekanizmasının aktive edilmesi, Batı için geniş kapsamlı sonuçlar doğuracaktır. Avrupa, son yıllarda İran karşıtı terörist ve ayrılıkçı gruplara ev sahipliği yaparak ve İran vatandaşlarını yasal gerekçe olmadan hapse atarak, İran’ın misilleme tepkilerine açık hale gelmiştir.

İran, Avrupa’nın casusluk ve terörizm programlarıyla daha sert bir şekilde mücadele edebilir ve aynı zamanda gerginlikleri yöneterek bölgesel denklemleri yeniden diplomasi rotasına sokmaya çalışabilir.

Bununla birlikte, bu çaba Avrupa’nın da diplomasiyi kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, İran Batı’nın anti-demokratik eylemlerine karşı, Batı Asya bölgesindeki geniş nüfuzu sayesinde, yanıt verme kapasitesine sahiptir.

İran şimdiye kadar Avrupa’nın gerilimleri karşısında itidal ve tarafsızlıkla hareket etti ve Avrupa’daki çatışmalarda taraf tutmaktan kaçındı, ancak eğer Avrupa İran’la maksimum karşıtlık politikasına devam eder ve Tahran’ın çıkarlarını tehdit ederse, bu tek taraflı tarafsızlığı sürdürmek için bir neden kalmayacaktır. Bu yaklaşım değişikliği, İran ve Avrupa ilişkilerinde gerilimin artmasına yol açabilir ve Avrupa troykası için ağır maliyetler doğurabilir.

Yasak Olmayan Nükleer Tepkiler

Teknik ve nükleer alanda, İran’ın Batı’nın tehditlerine karşı elinde birçok seçenek bulunmaktadır. Temel adımlardan biri, uranyum zenginleştirme seviyesini %60’tan %90’a veya ona yakın bir seviyeye çıkarmaktır ki bu, karşı taraflara güçlü bir mesaj gönderecektir.

Geçtiğimiz yıl, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Direktörü Rafael Grossi’nin ziyareti sırasında İran, %60 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretimini durdurmuş ve mevcut materyali %20 oranına seyrelterek düşürmüştü. Ancak mevcut koşullarda, İran’ın %60 uranyumun seyreltme veya dönüştürülmesini durdurması ve yüksek zenginleştirilmiş uranyum stoklamayı öncelik haline getirmesi gerekmektedir. Ayrıca, daha gelişmiş santrifüjlerin kullanılması, İran’ın zenginleştirme kapasite ve hızını önemli ölçüde artırabilir.

Buna ek olarak, İran nükleer alandaki araştırma ve geliştirme faaliyetlerini güçlendirebilir. Yeni nesil santrifüjlerin tasarımı ve üretimi ile uranyum metali üretim zincirlerinin oluşturulması, İran’ın teknik konumunu daha da sağlamlaştırabilecek stratejik adımlardandır.

İran ayrıca, geniş zenginleştirilmiş uranyum stoklarını yasaklanmamış askeri uygulamalarda da kullanabilir. Bu uygulamaları Batı ve Ajans iyi bilmektedir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın özellikle protokol dışı eylemler çerçevesindeki aşırı denetimlerinin sınırlandırılması da İran’ın tehditlere karşı kullanabileceği diğer araçlardan biridir.

 

 

 

 

 



Yeni yorum ekle