Birkaç İsrail askeri, Siyonist bir medya kuruluşuna verdiği röportajda, üst düzey subayların kendilerine yardım almak için dağıtım merkezlerine giden Filistinlileri katletmelerini emrettiğini itiraf etti.

Welayet News  - Haaretz gazetesi bu konuya ilişkin haberinde İsrail askerleriyle yaptığı röportajda, bu askerlerin geçen aydan beri yiyecek almak için dağıtım merkezinin etrafında toplanan Filistinlileri katletme emri aldıklarını itiraf ettiklerini yazdı.

Askerlerin itiraflarına göre, hiçbir şekilde silah taşımayan ve kimseye tehdit oluşturmayan kişilere ateş açtılar.

Haaretz, haberin girişinde askerlerin anlattıklarının savaş suçu kapsamına girdiğini ifade etti.

Raporda, Gazze’de görev yapan İsrail askerlerinin, son bir ay içinde yardım dağıtım merkezleri çevresinde toplanan Filistinlilere kasıtlı olarak ateş açıldığını söylediği aktarıldı.

Haaretz’in subay ve askerlerle yaptığı görüşmeler, üst rütbeli subayların askerlere, bu kalabalıklara ateş açmaları, onları uzaklaştırmaları veya dağıtmaları için kesin talimat verdiğini, oysa bu insanların hiçbir tehlike oluşturmadığını ortaya koydu.

Gazze Sağlık Bakanlığı, 27 Mayıs’tan bu yana 549 Filistinlinin yardım merkezlerinin çevresinde öldürüldüğünü, 4 binden fazlasının da yaralandığı, ancak İsrail ordusunun ateşi sonucu ölenlerin tam sayısının bilinmediğini belirtti.

Haaretz’in haberine göre, genelde bu noktalardaki kontrol noktaları sabahları sadece bir saatliğine açılıyor. Bölgede görev yapan subay ve askerler, İsrail ordusunun, Filistinlileri kontrol noktalarına açılmadan önce yaklaşmamaları veya kapandıktan sonra dağılmaları için gerçek mermiyle hedef aldığını anlattı.

Askerlerden biri şunları söyledi: Gerçekten bu bölgeler birer katliam alanına dönüşmüş durumda. Görev yaptığım noktada her gün 2 ila 5 Filistinli öldürülüyordu. Sanki karşımızda saldıran düşman varmış gibi ateş açılıyor. İsrail ordusu biber gazı gibi toplumsal olaylara müdahale ekipmanları kullanmıyor, doğrudan savaş mühimmatı, ağır makineli tüfekler, hatta bazen el bombası ve havan kullanılıyor. Sadece kontrol noktası açıldığında ateş kesiliyor ve o zaman Filistinliler yaklaşıp yardım alabileceklerini anlıyorlar. Yani onlarla kurduğumuz iletişim yöntemi; ateş etmek ve öldürmek.

Bir başka asker de şöyle dedi: Eğer sabah erken saatlerde Filistinliler, belirlenmiş 100 metrelik mesafeye yaklaşırsa, hemen ateş açılıyor. Bazen çok yakın mesafeden bile vuruluyorlar. Oysa hiçbir tehdit oluşturmuyorlar. Ben hiç karşıdan bir ateş açıldığını duymadım ya da görmedim. Zaten ortada bir düşman yok, silah da yok. Biz bu operasyonlara ‘Tuzlu Balık’ operasyonu adını vermiştik.

İsrailli subaylar Haaretz’e, ordunun bu bölgelerde yaşananlarla ilgili İsrail kamuoyuna ya da dış dünyaya hiçbir bilgilendirme yapmadığını söyledi.

Onlara göre, BM Gıda Programı gibi kuruluşların Gazze’de faaliyet göstermesi, İsrail’in Gazze’deki savaşı sürdürmesi için uluslararası meşruiyet sağlamasına yardımcı oluyor.

Bu subaylar ayrıca Gazze’nin, özellikle İran’la savaşta yaşanan hezimetten sonra, İsrail’in arka bahçesine dönüştüğünü belirtti.

Geçen hafta Gazze’deki görev süresini tamamlayan bir İsrail yedek askeri ise şu ifadeleri kullandı: Artık kimse Gazze’yi umursamıyor. Burası kendi kuralları olan ayrı bir dünya gibi. Burada yaşanan can kayıpları hiçbir anlam ifade etmiyor, hatta üzücü bir olay olarak bile görülmüyor.