Burucerdi'den Ruhani'ye Nükleer Anlaşma Eleştirisi

Pa, 04/08/2019 - 20:54

İran İslam Cumhuriyeti İslami Şura Meclisi Dış Politikalar ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Alaaddin Burucerdi, Nükleer Anlaşma hakkında şunları söyledi: ‘Eğer hükümet, İmam Hamanei’nin buyurduğu kararları kesin ve kararlı bir şekilde yerine getirseydi, durumumuz bugünden daha iyi olurdu.’

Welayet News - İran İslam Cumhuriyeti İslami Şura Meclisi Dış Politikalar ve Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Alaaddin Burucerdi Tesnim Habere verdiği röportajda, Ruhani’nin Nükleer Anlaşmayla ilgili olarak, bu anlaşmanın meclis, Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi ve İmam Hamanei tarafından kabul edildiği yani bütün sistemin bu anlaşmayı onayladığı şeklindeki son açıklamalarına değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Nükleer mesele öneminden dolayı Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi’nin gündemindeydi çünkü bu konsey üç sistemin liderleri ve silahlı kuvvetlerin komutanlarından oluşmaktadır, doğal olarak ve yasalara göre, kapsamlı bir hakimiyet grubunun bu konseyde bulunması gerekiyor. Bu nedenle, konunun önemini dikkate alarak, son kararlar bu konseyde alınır.

Nükleer Anlaşmanın kusurları olmasına ve düşmanın da bu açıklıklılardan faydalanmasına rağmen, biz nükleer faaliyetlerimizi resmi olarak tanıyabildik ve Güvenlik Konseyi’nin altı maddelik yaptırım kararı pratikte “yap yapabilirsen” oldu. Aynı zamanda Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak bütün ülkelerin onayıyla Amerikan’ın bize karşı bir cephe oluşturduğu bir dünya siyaset yapısı da bozuldu ve bu noktada yaptırımlar kaldırıldı. Engellenen fonların bir kısmı serbest bırakıldı, ancak Amerikalılar oyunu bozdu çünkü Amerika Birleşik Devletleri İran İslam Cumhuriyeti ile resmi ilişkilerin olmayışı nedeniyle bu anlaşmadan yararlanamadıklarını düşünüyordu ve bu yüzden oyunu bozdular.

Amerikalılar pratik olarak, anlaşma dönemindeki şartlarından çok uzak olan koşullar yarattı; yani bu hem kendilerinin Nükleer Anlaşmadan çıktıkları hem de Avrupalılara iş birliği yapmamaları konusunda ciddi baskılar uyguladıkları anlamına geliyordu, sonuç olarak mevcut durum ortaya çıktı. Mevcut durumla o dönem arasındaki fark, İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı birleşik siyasi düzenlemenin parçalanmasıdır ve biz Çin ve Rusya ile yakın çalışıyoruz ve iyi bir etkileşim içerisindeyiz ve dünyadaki birçok ülke, Amerikalıların karşısında duruyor ve Amerika dünyada ciddi şekilde izole olmuş durumda.

Amerika Birleşik Devletleri bu nedenle birçok ülkeyle çatışma halindedir ve nükleer, çevresel veya kimyasal silahlar konusundaki birçok önemli uluslararası ve ikili anlaşmadan çıkmıştır. Amerikalılar, bugün uluslararası anlaşmalar çerçevesinde normalleşmenin bir sembolü olarak duran ve İran Dışişleri Bakanı'na yönelik son boykotu da dahil olmak üzere İran'a baskı yapmak için elinden geleni yapan bir ülke haline geldi, bu nedenle cumhurbaşkanının sözlerinin yeni bir içeriği yoktur ve geçmişte var olan konuların devamıdır.

Meclis Nükleer Anlaşmayı onayladı ve bu anlaşma için şartlar belirledi ve İmam Hamanei de kendi 9 şartını sundu. Bu nedenle bu kabul, mutlak bir kabul değil, şartlı bir kabuldür. Eğer hükümet İmam Hamanei’nin şartlarını kesin ve kararlı bir şekilde uygulasaydı durumumuz bugünkünden daha iyi olurdu.’



Yeni yorum ekle