Direnişin füzeleriyle İsrail taş devrine döner

Ct, 13/07/2019 - 17:51

Cuma gecesi El Manar’a verdiği detaylı söyleşide, İran ve Amerika arasındaki gerginlikler başta olmak üzere bölgenin önemli gelişmelerini değerlendiren Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri Hasan Nasrullah, Amerika için İran’la savaşın yüksek maliyetli olacağını ve İranlıların Trump’a yönelik tehdit içerikli mektubuyla bu savaşın durduğunu söyledi.

Welayet News - Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri Seyit Hasan Nasrullah, El Manar’a verdiği mülakatın girişinde, 33 günlük savaş zaferinin hatırasını başta şehit ailelerine, mücahitlere, gazilere ve bu zaferi meydana getiren herkese ve ordu, millet ve direnişten oluşan altın denklemin bütün bileşenlerine tebrik etmeyi kendi vazifem olarak görüyorum dedi.

Yaptırımlara rağmen direniş giderek daha güçlü hale gelmiştir

Hizbullah Genel Sekreteri, 33 günlük savaşın bütün kazanımlarının hala yerinde durduğunu, hatta kalıcılaştığını ve geçen 13 yıldaki yaptırımlara rağmen direnişin günbegün daha da güçlenerek göz kamaştırıcı şekilde ilerlediğini anımsattı.

Bugün Lübnan ve Siyonist rejim arasında mukabele dengesi bulunuyor

Nasrullah şu hatırlatmalarda bulundu: Bugün Lübnan’da sağlamış olan güvenlik halkın kendi direnişiyle ele geçmiştir ve hepsinden önemlisi, bugün Lübnan ve Siyonist rejim arasında mukabele dengesinin bulunmuş olmasıdır. Biz şu anda özel saldırı gücüne sahibiz ve özel silahlarla kuşanmış bulunuyoruz.

Bizim hava savunma füzelerine sahip olduğumuzu söyleyenler kimlerdir? Bu hususla ilgili bilgileri açıklamayız.

Siyonistlerin kendi güçlerine bir itimadı yoktur  

2006 yılında (33 gün savaşı sırasında) saldırı gücümüz sınırlıydı ama bugün eğitilmiş askeri güçler düzeyinde saldırı kapasitesine sahibiz. Siyonistlerin kendi güçlerine ve askeri yetkililerin de siyasi yetkililere hiç bir güveni yoktur.

33 gün savaşında çatışmaları düşmanın topraklarının içine çektik ve hali hazırda ise direniş güçleri düşmanın iç cephesini hedef alıp zayıflatma noktasında öncekinden daha güçlü bir konumda bulunuyorlar. İsrail kendi güçlerini toparlaması için çeşitli tatbikatlar yaptı ancak sorunları hala yerinde duruyor.

İsrail örümcek ağından daha zayıftır

Hizbullah Genel Sekreteri, “İsrail’in örümcek ağından daha zayıf olduğuna inanıyorum ve benim bunun için ilmi delilim de var; düşmanın 33 gün savaşından sonra güven kazanmak için yaptığı bütün girişimler fiyaskoyla sonuçlandı, İsrail’in Gazze’deki yenilgisi güven krizini daha da büyüterek derinleştirdi” vurgusunda bulundu. 

Direniş kendi füzeleriyle İsrail’i taş devrine çevirebilir

Direnişin füze ve saldırı gücüne değinen Nasrullah, şöyle dedi: Direniş güçleri işgal altındaki Filistin’in her tarafını, hatta en güneydeki Eilat bölgesini tümüyle hedef alabilir. Siyonist rejim Lübnan’a saldırmaktan kaçınıyor ve direniş güçlerinden korkuyor. Siyonistler Hayfa’daki Amonyak mahzenlerinin hedef alınması halinde büyük kayıplar yaşayacaklarını söylediler. Direniş güçler füzelerin hedefindeki bölgeleri tahrip ederek İsrail’i taş  devrine çevirebilirler. El Celil’e yönelik saldırı savaş planının bir parçasıdır.

Hizbullah Genel Sekreteri, Siyonistlerin başlayacak yeni bir savaşın 33 gün savaşından çok daha büyük ve kendilerini yok olmakla karşıkarşıya getircek bir savaş olacağını bildiklerini ve direnişin caydırıcılığı yüzünden İsrail’in başka bir savaşı başlatmadığını vurguladı.

Seyit Hasan Nasrullah, yüzyıl anlaşması adıyla bilinen Amerika projesine de işaretle, şu değerlendirmelerde bulundu: Yüzyıl anlaşmasının fiyaskoyla sonuçlanması kaçınılmazdır çünkü temeli yanlıştır. Amerika Kudüs’ü Siyonist rejimin başkenti olarak açıklamakla yüzyıl anlaşmasına son çiviyi çaktı.

İran’ın yüzyıl anlaşmasına muhalif olması bu anlaşmanın sonuçsuz kalması demektir

İran’ın yüzyıl anlaşmasına muhalif olması, yüzyıl anlaşmasının başarısız olması demektir; İran’ın direnmesi, teröristlerin Suriye’de yenilmesi, Irak’ın teröristlere karşı zaferi ve Yemenlilerin direnişi yüzyıl anlaşmasının sonuçsuz kalması demektir.

Müstekbir Amerika Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak açıklamakla yüzyıl anlaşmasının tabutuna son civiyi çaktı ve tüm bu çabalar da bu ölüyü (yüzyıl anlaşması) diriltmek içindir. Onlar Filistinlilerin birliği, neredeyse yanlız başına direnen İran’ın sebat göstermesi ve Suriye’de kazanılan zafer nedeniyle bir sonuca ulaşmayacaklardır.

İsrail’in kafa karışıklığı da yüzyıl alaşmasını başarısız kılan diğer bir etkendir. Bu planın bir geleceği olmayacaktır ve çeşitli medya organları son Bahreyn toplantısından bir sonuç çıkmadığını Kushner’in ağzından açıklamışlardı. Filistinliler sürekli tehdit, tatmi ve baskı altında oldular ve Amerikalılar sonuçtan umutlarını kesene kadar da olacaklardır.

Hizbullah’ı Genel Sekreteri, Lübnan’daki Filistinli mültecilerin iskan meselesini aleni ve gayri aleni şekilde reddettiklerini de belirterek, şöyle devam etti: Kimse Lübnan’ı Filistinlileri için mesken olmaya mecbur edemez. Ne Trump’ın ne de Kushner’in bu konuda bir yetkisi vardır. Bu, mizban ülke hükümeti ve Filistinlilerin isteğine bağlı bir konudur. Örneğin, Lübnan’da yaşayan Filistinliler hiçbir şekilde kendi topraklarından vazgeçip Lübnan’da kalmak istemiyorlar. Lübnan anayasası ve bu ülkenin toplumu da Filistinlilere iskan verilmesini kabul etmiyor. Lübnalılar iskanı kabul etmiyorlarsa kim bu konuyu onlara dayatabilir?

Söyleşinin devamında, Lübnan ve Siyonist rejim arasındaki sınır anlaşmazlıklarına değinen Nasrullah, şöyle dedi: Lübnan’ın İsrail’le olan deniz sınırları çizilmiştir ve sadece birkaç metre üzerinde ihtilaf vardır. Deniz sınırlarını çizersek Siyonist rejim onları ihlal etmeye cesaret edemez. Lübnan devleti sınırların tersim edilmesiyle ilgili görüşmelerin Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılması ve Amerika’nın da bu konuda yardımcı olmasında ısrar ediyor. Ancak İsrailliler BM’nin bu konuda rol almasını istemiyorlar ve sadece Amerika’nın hazır bulunmasından yanalar. Eğer sınırları çizme görüşmelerinde sadece Amerika yer alırsa bütün imkanlarını israil’in isteklerinin gerçekleşmesi için kullanacaktır. 

Welayet News 

Tags: 


Yeni yorum ekle