Abdullah Öcalan'a ait olduğu iddia edilen mektuba ilişkin tartışmalar sürerken, Murat Karayılan da 23 Haziran seçimlerine ilişkin açıklamada bulundu. Dün gece ANF tarafından yayımlanan haberde Öcalan'ın mektubuna ilişkin bir ifade yer almazken, 'HDP ve diğer demokratik kurumlar, sivil toplum kuruluşları, bu konuda kararlarını vermişlerdir. Faşizme karşı demokratik seçeneği esas alacaklardır' denildi.

Welayet News - 23 Haziran seçimleri öncesi Selahattin Demirtaş'ın Ekrem İmamoğlu'na destek mesajı sonrası dün Anadolu Ajansı'nda yer alan bir haberde, Öcalan'ın HDP'ye mektup gönderdiği ve "tarafsızlık" çağrısı yaptığı iddia edildi.

Mektuba ilişkin Öcalan'ın avukatları bugün bir açıklama yapılacağını duyururken, dün gece saatlerinde ANF'de Murat Karayılan'ın açıklamaları yer aldı.

'SEÇİM ÇAĞRISI'

Öcalan'ın mektubuna değinilmeyen açıklamada, 23 Haziran seçimlerine ilişkin, "İstanbul seçimleri, aslında bir referanduma dönüştü. Kuşkusuz burada Kürdistan halkı, dostları, demokratik çevreler bunu düşünerek seçime yaklaşacaklardır. Yani bizim bu konuda ayrıca bir çağrı yapmamıza aslında pek gerek yok. Zaten HDP ve diğer demokratik kurumlar, sivil toplum kuruluşları, bu konuda kararlarını vermişlerdir. Faşizme karşı demokratik seçeneği esas alacaklardır. 'Faşizmi yıkalım, Türkiye’yi demokratikleştirelim' sloganı ekseninde hareket edeceklerini kendileri zaten açıklamışlardır. Bizce de bu doğru bir stratejidir" ifadesi yer aldı.

'AKP-MHP VE ERGENEKON REJİMİ TEHLİKEDEDİR'

"Şimdi Türkiye’de de AKP-MHP ve Ergenekon rejimi bir tehlikedir. 31 Mart seçimlerinde bu tehlikeyi bertaraf edecek gücün de Kürtler ve dostları olduğu açıktır. Kürtlerin ezici gücü, İstanbul’da da belirleyicidir. Bu, bütün Kürtler için onur duyulacak bir şeydir" diyen Karayılan, şöyle konuştu:

Binali Yıldırım Amed’e gelip de işte Kürdistan’dan bahsetmiş, Kürtçe birkaç kelime konuşmuş. Sen her gün Kürtlüğün kökünü kazıyacaksın, sonra da Kürdistan diyeceksin. Aynı Binali Yıldırım 2016’da Kürt halkına karşı soykırım operasyonunun başlatıldığı Çukurca’ya gelerek “bu bizim için bir istiklal savaşıdır” dedi ve Kürtlere karşı katliam savaşının başını çekenlerden birisiydi.

Nitekim birkaç gün önce İmamoğlu ile çıktıkları ortak panelde kendi kendisini deşifre etti. “Ben zaten o zaman başbakandım, Afrin’i biz temizledik, yanımızdaki mültecilerin beş yüz binini oraya götürüp yerleştirdik” dedi. Bak hele, etnik temizlik yaptık, diyor. Bunu açıkça itiraf ediyor...

Böyle diyen birisine Kürtler nasıl oy versin ki?

Bunu isteyen Kürtler gidip Binali Yıldırım’a oy versin. Hangi onurlu Kürt bunu ister ki? Benim burada çağrım dindar, imanı bütün, değerli samimi Müslüman Kürtleredir. Yani belki siz şimdiye kadar bir biçimde AKP’ye yakın durmuş olabilirsiniz, oy vermiş de olabilirsiniz. CHP’li, HDP’li olmayabilirsiniz ama burada farklı bir durum var. İşte en son Binali Yıldırım’ın kendisi açıkça itiraf etti.