Trump İran’dan kendisine bir telefon açılsın diye uzun bir süre beklemeli

Ct, 01/06/2019 - 10:16

Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri Hasan Nasrullah, Dünya Kudüs Günü münasebetiyle yaptığı konuşmada, bölgenin son gelişmeleri ve yüzyıl anlaşmasını değerlendirdi. “Trump uzun bir süre İran’ın telefonla temas kurmasını beklemeli” diyen Nasrullah, direniş ekseninin Trump’ın planı olan yüzyıl anlaşmasına karşı durduğunu söyledi.

Welayet News - Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri Seyit Hasan Nasrullah, Dünya Kudüs Günü dolayısıyla Cuma günü düzenlenen “Kudüs’e Doğru” başlıklı konferansta konuşma yaptı.

Nasrullah, şunları belirtti: “Bugün Dünya Kudüs Günü’nün İmam Humeyni (r.a) tarafından adlandırılmasının üzerinden 40 yıl geçti ve bu süre boyunca Kudüs’ün düşmanları bu günün zayıflaması veya unutulmasını umuyorlardı ancak her yıl Kudüs Günü’ne yönelik ilginin daha da arttığını görmekteyiz.  Bugün değil sadece Kudüs Günü, Kudüs’ü anma haftasının da tanığıyız ve bu münasebet sürekli büyüyerek daha da genişlemektedir. Ve bu ara sürede İmam Humeyni’nin (r.a) ve bütün Kudüs yolcularının sadakat ve ihlası sayesinde bu günün taifeci, mezhebi ve İrani bir güne dönüşmesi veya Şii bir gün olarak telakki edilmesine dönük tüm çabalara karşı galip gelebildik”.

Sözlerinin devamında, bu münasebete fırkasal bir veçhenin verilmesi ve İran’la ilişkili bir münasebet şeklinde algılanması için başlatılan çabaların sonuçsuz kaldığını ifade eden Nasrullah, “Kudüs Günü dolaysıyla dünyanın bir kısım ülkelerinde geniş gösterilere şahit olduk. Dikkate alınması gereken diğer bir konu da İran’da yapılan milyonluk gösterilerdir; çünkü bu girişim Donald Trump ve İran milletinin yorgunluğu ve geri adım atmasına umut bağlayanlar için bir mesajdır. İran milleti taklit mercileri ile birlikte Amerika ve bütün bölge yönetimleri karşısında kendi duruşlarını ortaya koymak için gösterilere katıldı” şeklinde konuştu.

İran halkının üst düzey yetkililerle birlikte Kudüs Günü yürüşüne yoğun bir katılım gösterdiğini belirten Nasrullah, İran’da yapılan bu yürüyüşlerin Washington ve bütün bölge devletleri için bir mesaj içerdiğini söyledi.

Hizbullah Genel Sekreteri, şöyle devam etti: “İran’da yaşanan gelişme (Kudüs Günü yürüyüşü), İran milletinin yorgunluğu üzerine hesap açmış kimseler için bir mesajdı. Onlar oruçlu haliyle Kudüs için saatlerce yürüyüş yaptılar”.

Nasrullah, İran’ın Washington ile müzakere peşinde olduğu şeklindeki Amerika Başkanı Trump’ın son açıkalmalarına da değinerek, İran’dan bir temasın kurulması için Trump’ın uzun bir süre beklemesi gerektiğini belirtti.

“Direniş ekseni Amerika’nın yüzyıl anlaşmasının gerçekleşmesi karşısında duracaktır” diyen Nasrullah, “Bölge halklarının yüzyıl anlaşması denilen cinayetin gerçekleşmesine mani olabileceklerini umduklarını” söyledi.

Hizbullah Genel Sekreteri, yüzyıl anlaşmasıyla Kudüs, Gazze Şeridi ve işgal edilmiş toprakların dışında yaşayan Filistinli mülteciler konusunun her zaman için kapatılmasının hedeflendiğini kaydetti.

ABD eski dışişleri bakanı Condoleeza Rice’ın “Büyük Ortadoğu Projesi” hakkında sarfettiği sözlere değinen Nasrullah, “Bu projenin de amacı ‘İsrail ülkesi’nin kalıcı hale getirilmesiydi ama tutmadı” dedi.

Seyit Hasan Nasrullah, 2011’den sonraki “Arap baharları”na da değinerek, bu devrimlerin büyük liderlerin olmayışı nedeniyle kendi mecralarından saptıklarını ve Amerika yönetiminin bu baharları kullanarak, “yüzyıl anlaşması”ndan ibaret olan çürük bir meyveyi toplamak istediğini söyledi.

Filistin direnişinin Gazze Şeridi’nde sahip olduğu potansiyellere de işaret eden Nasrallah, bu bölgedeki direniş gruplarının ileride yaşanacak bir savaşta işgal altındaki Filistin toplarının büyük bir kısmını kontrol altına alabileceğini belirtti.

Siyonist rejimin Lübnan direnişinin gücünden korktuğunu ve Siyonist yetkililerin sürekli Hizbullah’ın caydırıcılığından söz ettiklerini belirten Seyit Hasan Nasrallah, “Suriye kendisi için hazırlanan planı aştı ve Suriye’nin yok edilmesi için bu ülkeye getirilen ve İsrail’le işbirliği yapmak suretiyle Lübnan, Irak ve İran’a girmek isteyen kimseler çöktüler ve şu anda son nefeslerini çekiyorlar” ifadesini kullandı.

Arabistan yarım adasındaki son gelişmeleri ve Yemen Ordusu’na bağlı İHA’ların bu ülkenin petrol tesislerine yönelik saldırılarına da değinen Seyit Hasan Nasrullah, “Bu saldırıları kınayan kimselere diyoruz ki: Kendi ahlaki ilkelerinize bakın; dört yıldır katledilen bir millet karşısında sessiz kaldınız ve petrol boruları hedef alındığında ise Al-ı Suud’a yaranmak için bunu mahkum ettiniz” şeklinde konuştu.

Hizbullah Genel Sekreteri, Yemen milletinin Kudüs ve Filistin’i savunma konusundaki tutumunu överek, Yemen milletinin bölge dengelerinde kendisini gündeme getirebildiğini söyledi.

Nasrullah, şöyle dedi: “Mekke zirvesine çağrının perde arkasında, Yemen gelişmeleri bağlamında Suudi rejimine Arapların ve Müslümanların yardım etme çağrısı vardı. Bu oturumlar, Arabistan’ın yardım talep etme oturumlarıdır ve giderek daha da güçlenen Ensarullah ve Yemen milleti ve ordusu karşısında aciz kalmanın bir göstergesidir”.

“Bu zirvelerin hiçbiri, hakim Suudi rejimini Allah’ın kulları karşısında koruyamaz, çünkü Allah onlarla beraberdir ve kendileri fedakar, direnişçi insanlardır”.

“Arabistan’da petrol hatlarına saldırılmasına karşı olan herkese şunu diyorum: Aynada kendi yüzünüze bir bakın ve üzerinde, Al-ı Suud’un Yemen’deki cinayetleri karşısında kendi insanlığınızın düzeyini gösteren bir resim çizin”.

“Kral Selman, Arap, İslam ve Körfez İşbirliği zirvelerine davet ediyor. Bu davetin doğru ifadesi şudur: Siz Araplar Allah için bizi (Yemenlilerin elinden) kurtarın; çünkü Yemen’in İHA’ları Arabistan’ın bütün tekniğini aşarak belirlenen hedeflere ulaşabiliyor, Suudi petrol bölgelerini vurabiliyorlar ve Trump da kendilerini korumaktan aciz kalıyor”.

Dün ve bugün devam eden Mekke zirvelerini, “Suudi Arabistan için yardım dilenme zirveleri” olarak niteleyen Hizbullah Genel Sekreteri, bu zirvelerin Yemen halkı karşısında yaşadıkları güçsüzlük ve yenilginin göstergesi olduğunu vurguladı.

Seyit Hasan Nasrullah, konuşmasının diğer bir bölümünde ise şu ifadeler de bulundu: “Bazı kimseler var, Suudi Arabistan’ın bölgenin bir nomaralı gücü olduğunu diyorlar ama Trump ise diyor ki, eğer Suudi uçakları bizim himayemiz olmadan kalkarsa yere inemezler”.

Welayet News

Tags: 


Yeni yorum ekle