Avrupalılar nükleer anlaşma konusunda İran'ı sırtından hançerlediler / Suudi devleti despot ve diktatördür

Cu, 22/03/2019 - 09:15

İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei, Nevroz Bayramı dolaysıyla İmam Rıza (a) türbesinde halka hitaben bir konuşma yaptı. 

Welayet News - İslam İnkılabı Rehberi, konuşmasının başında, adaletin öncüsü, mü’minlerin tarih boyunca ve her zamanki emiri Hz. Ali’nin (a) veladetini tebrik ederek, bu veladetin gerçek nevroz ve yeni gün olduğunu söyledi. 

İrani hicri-şemsi yılın başlangıcı olarak Nevroz Bayramı’nı tebrik eden İslam İnkılabı Rehberi, itikaf günlerine işaretle, ‘bu günlerin gelişi mu’tekiflerin nurlu gönüllerine mubarek ve kutlu olsun’ dedi. 

İslam İnkılabı Rehberi, cari yılın meseleleri ve yapılan bazı gerçek dışı açıklamalarla ilgili olarak, şunları belirtti: 1398 yılının Allah’ın tavfiki ile tehditlerin değil, fırsatların, imkanların ve inşirahın yılı olacağına inanıyorum. Başka bir görüş belirtip tehditten söz edenler, bilerek ya da bilmeyerek düşmanların savurduğu tehditlerin etkisindeler. 
İslam İnkılabı Rehberi, bu millete düşman olanların pratikte yaptıklarının dışında pisokojik savaş, görüş belirtme ve palavra atmayı da ihmal etmediklerini ve bu palavraların var olduğu gibi bilinmesi gerektiğini söyledi. 

İslam İnkılabı Rehberi, düşmanların bir öceki yıl için de palavra atıp tehditler savurarak İran halkını sindirmeye çalıştıklarını anımsattı. 
İmam Hamanei, sözlerini şöyle sürdürdü: Amerika’nın bir nomaralı ahmaklarından birisi, 2018 yılında, ‘nükleer anlaşmadan ayrılırsak İran sokakları karışır, ayaklanma olur ve halk ekmek bile alamaz’ demişti. Bu bir nomaralı ahmaklardan bir diğeri de, 2019 Noel Bayramı’nın Tahran’da kutlanacağını açıklamıştı. 

Konuşmasının diğer bir bölümünde, düşmanın İran milletine baskı yapma yönündeki çabasına değinen İslam İnkılabı Rehberi, şu ifadelerde bulundu: Hem yaptırımlar bizim için tecrübe olabilir hem de eksikliklerin ve zaafların görülmesi. Bu ise ülkenin sonraki yıllarını yönetmek için fırsat olabilir. 

Yaptırımlar fırsat olabilir, zira petrol gibi doğal kaynaklara sahip ülkelerin, bu kaynaklardan sağladıkları gelirler ne zaman azalmışsa ekonomik reformlar yapma derdine düşmüş ve kendilerini bağımlılıktan kurtarmak için motive olduklarını tecrübe göstermiştir. 

Ülkenin petrol harincindeki gelirlerle yönetilmesinin incelenmesi için şu anda hükümetten üniversiteye kadar pek çok düzeyde geniş bir araştırma başlamış durumda. Çünkü petrol gelirleri bolca elde bulunduğu sürece, devlet yetkilileri ve diğerleri ülke ekonomisini ıslah etmenin peşine düşmeyecktir. 

İslam İnkılabı Rehberi, şunları anımsattı: Kutsal savaş yıllarında Doğulu ve Batılı güçler en gelişmiş savaş araçlarını Saddam’a verirken İslam Cumhuriyeti’nin eli kolu bağlıydı, tel örgüsünü dahi İran’a satmıyorlardı. Savaş zamanında zorlukların tahammül edilmesi neticesinde fikir ve ide sahipleri çare bulmanın peşine düştüler ve yabancılara askeri bağımlılık durumunu değiştirdiler. Şu anda askeri ve savunma imkanları açısından İran İslam Cumhuriyeti’nin durumu bölgenin bütün ülkelerinden daha iyi ve daha ilerdedir. 

İslam İnkılabı Rehberi, düşmanların inadına savunma altyapısını güçlendirmeyi sürdüreceklerini ve başkalarının baskılarına aldırmayacaklarını vurguladı. 
“Batılılardan entrika, ihanet ve arkadan hançerlemeyi bekleyebiliriz ama dürüst olma ve yardımda bulunmaları beklenemez” diyen İslam İnkılabı Rehberi, “Batılılar tağut rejimine yardım ediyorlardı ama bu yardım ona yapılmıyordu, daha fazla musallat olmaları için, askeri techizatların satımı ve 60 bin Amerikan müsteşarına yardım etmek için yapılıyordu” şeklinde konuştu. 
İmam Hamanei, şu ifadelerde bulundu: Emperyalizm üç asırdır yüz milyonlarca insanı baskı altında tutmuştur. Avrupalılar, Amerikalılar  Asya’da ve Latin Amerika’da sömürge ülkelerini sümürdüler, kaynaklarnı talan ettiler, bilimsel ve teknolojik olarak gelişmelerine mani oldular. 

Avrupalılar, Kacar döneminin ortalarından itibaren bize darbe vurmaya başladılar. Onlar İran-Rus savaşlarında arkadan hançer vurdular. Onların girişimleri, aptal padişahın Emir Kebir’in ölüm fermanını vermesine neden oldu. 

Avrupalılar nükleer anlaşma konusunda vazifelerini yapmadılar, Amerika’nın ayrılmasına rağmen kendi vazifelerini ısrarla yapmaları gerekirken çeşitli bahanerler ileri sürerek yapmadılar. İran’a sürekli anlaşmadan ayrılmamanız gerekir diyorlardı fakat kendilerinin yaptığı anlaşmadan ayrılmaktı. 
En son gündeme getirdikleri Avrupa mali kanalı da daha çok acı bir şaka gibi. 
Batılı politkacılar takım elbise giyip kıravat takıp parfüm kullansalar da iç yüzleri gerçek anlamda vahşidir, ilkeldir. 
Bazıları Batı’yı süsleyip püslemekle meşkul. Basın mensupları arasında ve medya organlarında da Takizadeleri andıran tipler var. Arıca bugün yeni Takizadelerin yaptıklarının içeriği, Batılıların çalışma tarzını, yöntem ve görüşlerini ülke içinde sürekli tazrik edip montaj yapma şeklindedir. Onların bu düşünce tarzı medreselerde, üniversitelerde ve ilim merkezlerinde var. 
2030 belgesinin arkasında duranlar günümüzün Takizadeleridir. 

Bu söylediklerim Batılı ülkelerle ilişkileri kesmek anlamına gelmez, çünkü deşik dönemlerde farklı hükümetleri ilişkileri geliştirme yönünde sürekli teşvik etmişimdir. Ancak bu, onların arkasından gitmek demek değildir. Ayrıca Batılılara gövenmemek gerekir.
Ülkemizin sorunlarının büyük bir bölümü, çeşitli müzakerelerde Batılılara güvenmekten kaynaklıdır. Ayrıca onların gülümsemesine, hile ve yalan sözlerine kapılarak yolu şaşırmamak gerekir. 
Bugün hükümet yetkilileri Batılılarla doğru yolda hareket edilemeyeceğine varmış bulunuyorlar. 
Yersiz taassup, yobazlık, Batı’nın olumlu işlerinin, bilimlerinin ve teknoloji alanında ortaya koydukları performasın görülmemesi doğru değildir. Batı karşısında bağnazlık ve onlarla iligili yersiz taassup da kabul edilemez. Hakeza Batı hayranlığı da büyük bir tehlikedir. 

En son Yeni Zelanda’da yaşnan olay –Müslümanların vahşice katledilmesi – onlar açısından bunun adı terörizm değil mi? Avrupalılar – ne politikacıları ne de medyaları – bu olayı terörist bir eylem olarak adlandırmaya yanaşmadılar; silahlı bir eylem (!) dediler. Nerde Batılıların ilgilendiği bir kimseye karşı bir eylem olsa orada karşı koymak için terörizm ve  insan hakları sıralanır ve ardı arkası kesilmez. Ancak burada açıkça bunun bir terörist eylem olduğunu demiyorlar. Bunlar böyledirler. 

Bu bölgede ve belki dünyanın hiçbir yerinde Suudi yönetimi kadar kötü olan bir yönetim görmedim. Hem diktatördür, hem zorbadır, hem fasittir, hem zalimdir, hem bağımlıdır. Böyle bir yönetim için nükleer imkanlar sağlıyorlar. Onun için nükleer enerji santrali kuruyorlar. Kendisi için füze üretme merkezleri kuracaklarını açıkladılar. Burada bir sorun teşkil etmiyor demek ki, çünkü onlara bağımlı ve onlara aittir! Tabi şimdi kursalar bile ben şahsen ratsız olmam, çünkü bunların pek uzak olmayan bir gelecekte Müslüman mücahitlerin eline geçeceğini biliyorum. 
Cihadî çalışmayı torbasını doldurmayı değil, Allah için ve halka hizmet için yorulmadan yapılan ihlaslı çalışma olarak tanımlayan İmam Hamanei, ‘Cihadî çalışmada bilgili ve verimli bireyler ilmi ölçülerle sağlıklı yollar bulurlar ve böylece ülkenin ekonomisi gelişir’ dedi. 

Uzmanların dediğine göre, iyi bir şekilde yönetmek suretiyle mevcut likiditenin yatırıma dönüştürülerek ülkenin kalkındırılabilineceğini söyleyen İslam İnkılabı Rehberi, ‘elbette devletin bazı kurumları iyi çalıştılar ve bazıların sandığı gibi hiçbir adın atılmamış demek te doğru değildir’ diye anımsattı.
İslam İnkılabı Rehberi, şunları belirtti: Farklı tarım sektörleri ve kimi bölgelerin ihtiyaçlarının giderilmesinde önemli altyapısal çalışmalar yapılmıştır. Ancak bazı sektörlerde de ihmalkarlık var, kimi yerlerde işlerin gecikmeyle yapılması gibi. 
2014 ve 2015 yıllarında üstdüzey yetkililerden biri, banka sorununu ıslah etmek için bir yasa tasarısının düzenlenme aşamasında olduğu ve birkaç aya kadar meclise gönderileceğine ilişkin bir mektup bana yazmıştı. Fakat sonra bana, üzerinden dört ay geçtiği halde bu tasarının hala meclise sunulmadığını bildirdiler. 
Bendeniz bunları umuma açık toplantılarda halka söylemeden önce, özel olarak yetkililerin kedinlerine defalarca hatırlatmışımdır. 
Konuşmasının devamında, geçen yılın İran ürünlerini destekleme yılı olarak adlandırıldığını belirten İslam İnkılabı Rehberi, ‘geride bıraktığımız yılda bu hususta iyi bir adım atıldı ve halk yılın şiarına icabet etti, öyle ki mağazalara gittiklerinde kendileri İran ürünlerine talip oluyorlardı ve yabancı ürünlerini kabul etmiyorlardı’ şeklinde konuştu. 
Geçen yılda, “İran ürünlerini destekleme” şiarıyla kamil biçimde amel edilmediğini vurgulayan İslam İnkılabı Rehberi, ‘bu yüzden bu şiar hala kendi önemini ciddi olarak koruyor fakat aslî ve esasî olan mesele, üretimin gelişmesidir. Bunun gerçekleşmesi halinde, istihdam, enflasyon kontrolü, bütçe dengesi, ulusal para biriminin değerinin artması ve önemli ekonomik sorunların giderilmesi başta olmak üzere farklı sektörleri etkileyecektir’ dedi. 

Konuşmasının başka bir bölümünde, ülke için servet üretenlerin desteklenmesinin gerekliliğinden söz eden İmam Hamanei, iş ortamını iyileştirme ihtiyacına atıfta bulunarak, ‘elbette bir başka şart daha var, o da suistimallerin önü almaktır. İyi işleri yapmakta işe yarayan İranlının bu yaratıcı zihni, suistmal için bir takım ilginç ve tuhaf yöntemler de bulabiliyor. Bu yüzden denetleyeci organlar, yürütme ve yargı erkleri bu hususta dikkatli olmaları gerekir’ diye hatırlattı. 

Ülkede yapılan yanlış işlerden birinin de bankaların olağanüstü gelişmesi olduğuna dikkat çeken İslam İnkılabı Rehberi, ‘bankalar icat edilerek yapay şirketler kuruyorlar ve insanların parasını kredi ve banka kredileri adı altında şirketlere aktarıyorlar. O yüzden dikkatli olunmalı, bunların önü alınmalıdır ve buna karşın temiz girişimcilerin de desteklenmesi gerekir. Uzmanlar, ancak bu durumda ülkedeki işsizlik probleminin çözüleceğini söylüyorlar’ açıklamasında bulundu. 

İslam İnkılabı Rehberi, konuşmasının başla bir bölümünde, üretim derken sadece sanayi üretiminin kastedilmedini belirterek, ‘büyük, orta ve küçük ölçekli endüstriler, el sanatları ve kırsal evlerde hayvancılık gibi ev temelli endüstriler ülkedeki kamu refahını artırmaya yardımcı olmaktadır ve yetkililerin bu konuda planlama yapmaları gerekir’ dedi. 
Bilim temelli sanayilerin ülkenin ekonomik sorunlarının çözümüne yaptığı yüksek katkıdan da söz eden İslam İnkılabı Rehberi, düzensiz ithalatın önüne geçilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. 
İslam İnkılabı Lideri, ‘devlet kurumları bu yıl üretimi geliştirme konusuna odaklanmaları gerekir ve bu hususta bir takım kurallar gerekiyorsa ilgili yasa tasarılarını meclise sunsunlar. Bazı sektörlerde yargı erki ve denetleme kurumlarının dehaletine ihtiyaç duyuluyorsa yasama, yürütme ve yargı erklerinin bu hususta bir araya gelerek işbirliği yapmalı ve girişimde bulunmalıdırlar’ diye hatırlattı. 

İnkılap lideri, üretimin ülke içinde çiçek açması gerektiğini vurguladı.
Halkın geneline özellikle de gençlere seslenen İmam Hamanei, ‘ikinci adım bildirisine gösterilen önem –ki oldukça yerinde ve sevindirici olmuştur – ve teveccühten dolayı memnuniyet duyduğumu belirteyim. Ancak daha fazla açıklanmasına ihtiyaç var. Gerçi yetkililerin daha fazla önemsemesi gerektiğine dair bir beklenti var’ ifadesini kullandı. 
Gençlerin irili ufaklı sorumlulukları omuzlaması gerektiğini vurgulayan İslam İnkılabı Rehberi,  ‘İnkılabın ilk yıllarında nasıl ki kılavuzluk İmam Humeyni (r.a) tarafından yapılıp gençler de hareketi omuzlayıp gelişmenin moturu oldularsa, İkılabın ikinci adımında da ülkenin hareketini gençlerin omuzlarına vermemiz gerektiğini’ açıkladı. 

İslam İnkılabı Rehberi, ‘bugün gösterilen çaba ve gayretler ülkenin bağımsızlığı ve izzeti için olmalıdır. Ayrıyeten bizden sonraki nesiller bu günün kazanımlarından istifade edeceklerdir’ dedi. 
‘İnkılabın ikinci adımında yaşanması gereken, sahip olduklarınızı tanımanız ve ciddiye almanız olduğunu’ vugulayan İslam İnkılabı Rehberi, bu yüzden ülkenin kapasitelerini, meziyetlerini tanıyarak onlardan yararlanmak gerektiğinin altını çizdi. 

İmam Hamanei, ‘düşmanın sızmasının yollarını, doğurduğu afetleri ve fesatları tanımalı ve onlar karşısında ciddi bir duruş ortaya koymalıyız’ dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, şu ifadelerde bulundu: İnkilabın ikinci adımı meziyetleri, kapasiteleri tanımak ve onlardan yararlanmaktır. Aynı şekilde yozlaşmaları, sızmaları, eksiklikleri, sorunları tanımak ve onlara karşı göğüs germektir.
Amerika ve Batı şu neticeye varmışlar; İran milleti bir şeyi irade ederse kesinlikle onu elde edecektir ve bu nedenle de, şu sonuca varmışlardır; İran milletinin ulusal iradesine karşı mücadele edemezler ve İranlılar irade ederlerse engel çıkararak onlara karşı koyamazlar. 

Batılılar İran milletinin iradesini zayıflatmanın peşindeler. Bu yüzden milyarlarca dolara varan harcamalar yapıyorlar. Ülke halkının inancını zayıflatarak İran milletinin iradesini güçsüzleştirme peşindeler. Böylece İslami toplumun şekillenmesine engel olmak istiyorlar. 
Düşmanlar bugün kör gözlerini açıp şunu görsünler; İran’ın büyük ölçekteki en gelişmiş sanayileri Batılıların sanayileri karşısında boy göstermektedir ve bu sanayiler, Kümeyl Duası ve Nüdbe duasını okuyan dindar gençlerin eliyle yönetilmekte ve şekillenmektedir. 

İmam Hamanei, devamla şunları vurguladı: Gençler fikir, ilim, çalışma ve siyaset meydanında kendi çabalarını ikiye katlamalı ve tali konularla, ihtilaf çıkaran meselelerle uğraşmamaları gerekir. Ayrıca yoğunlaşma ve odaklaşma vahdetini yakalayıp mü’mince hareketleri takip etmeleri gerekir. 
İslam İnkılabı Rehberi, son olarak ‘hükümet ve meclis ülkenin gelişmesi için gençlere yardım etmelidirler ve ülkeyi bekleyen yarının bu günden çok daha iyi olacağından eminim’ dedi.         

 

Çev: Mehmet Gönül
Welayet News     

 



Yeni yorum ekle