Obama’nın İslam İnkılabı Rehberi’ne gönderdiği mektupların macerası / Suriye’de Amerikan-Suudi-Siyonist planın büyük yenilgisi

Çar, 20/03/2019 - 17:19

İran İslami Şura Meclis Başkanı Ali Laricani, Al Alem haber kanalının bu haftaki “Tahran’dan” adlı programının konuğu oldu. Laricani ile yapılan söyleşide, İran’ın bölgedeki rolü, İran’ın nükleer anlaşması ve Avrupa’yla mali makanizmanın geleceği, Amerika’nın bölgedeki varlığı; tefrika çıkarma ve “yüzyıl anlaşması” adı altında entrika kurma yönlü çabaları, DAEŞ’in çıkışı, Yemen, Suriye ve Irak savaşı, Siyonist rejimle terör destekcisi bazı körfez ülkelerin yıkıcı rolü etrafında yöneltilen sorular yanıtlandı. 

Welayet News - Larican’in Al Alem haber kanalıyla söyleşinde yaptığı açıklamaların en önemli satırbaşlıkları şöyle:
- Amerika bütün devletlerle çatışma halinde 
- Obama’nın İslam İnkılabı Rehberi’ne gönderdiği mektupların macerası        
 - Suriye’de yaşanan 8 yıllık çatışma Amerikan-Suudi komplosu için büyük bir yinilgiyle sonuçlandı 
- Bölge ülkeleri korkudan dolayı Amerika’ya sığınıyorlar 
- Bizim için Amerika ile müzakere söz konusu değil / Biz bir kez anlaşma yaptık ve bitti, başka şartları kabul etmeyiz 
- Avrupalılar anlaşma karşısında kendi yükümlülüklerini yerine getirmediler 
- Suudiler Yemen’de çıkmaza girdiler / Arabistan yanlış yola girdiğini itiraf etmelidir / Duyduğuma göre onlar Yemen’deki sorunu askeri yöntemle çözmekte ısrar ediyorlar  
- Yüzyıl anlaşması doğmadan önce düşük yapacak
- Bugün İsrail eğer bir sevinç gösterisinde bulunuyorsa bu onun gücünden dolayı değil, bazı Arap ülkelerin gevşekliğinden dolayıdır 
- Anayasada her hangi bir değişim şu an söz konusu değil
- İslam İnkılabı Rehberi’nin ikinci adım bildirisi geleçek 40 yılın rotasını belirledi 

Al Alem haber kanalının Laricani ile gerçekleştirdiği söyleşinin tam metnini ilginize sunuyoruz.

İslam İnkılabı zaferinden ta günümüze kadar İran her gün yeni bir komplo ve düşmanlıka karşıkarşıya gelmiştir. İslam Cumhuriyeti de bütün bu komplolara karşı direnmiştir. Ancak düşmanlar geçen kırk yıl boyunca sürekli içerden ve dışardan hedef almak suretiyle onu dize getirme çabası içinde olmuşlardır. İran bilge bir liderin sayesinde ve halkın birliği, varolan birikim, tecrübe ve  liyakatli siyasetçilerinin de katkısıyla zor dönemeçleri atlatabildi. Hatta bununda ötesinde, düşmalar ve komplocular karşısında bir takım kazanımlar da elde etti. İstikamet ve direncini ikiye katladı. Her alanda gelişme ve kendine yetme yolunun sürdürülmesi için bütün azmini tek yomruk haline getirdi. Böylece, süper güçlerle karşılaşmada onların bütün planlarını boşa çıkardı ve hesaplarını altüst etti.

Sayın Laricani, öncelikle “Tahran’dan” programına hoş geldiniz diyoruz. Söyleşiye başlamadan ve konya geçmeden önce, kendim ve Al Alem ekibi adına bu Nevroz Bayramı arefesinde şimdiden sizin ve İran milletinin bayramını tebrik ediyoruz. 
Laricani: Açıklamalarınızdan istifade ettik. 

Amerika bütün devletlerle çatışma halinde / Obama’nın İslam İnkılabı Rehberi’ne gönderdiği mektupların macerası       

Çok çeşitli meydan okumalarla karşıkarşıyayız. Amerika’nın İran’a karşı uyguladığı yaptırımlarla söyleşiye başlayalım. Yaklaşık bir yıl önce, Amerika Cumhurbaşkanı tek taraflı bir şekilde anlaşmadan ayrıldı ve daha sonra İran’a karşı yeni yaptırımlar getirdi. Nükleer anlaşma konusuna girmeden önce Amerika’nın İran’a karşı getirdiği yaptırımları ele alacak olursak, kavram ve içerdiği anlamlar itibariyle bu girişim, yani İran’a karşı bu zaman diliminde ve bu yöntemle yaptırımların vazedilmesi ne anlama geliyor sizce? 

Laricani: Amerika bugün uluslararası arenada sadece İran’la sorun yaşamıyor, bütün devletlerle sorun yaşıyor ve onlarla çatışıyor. Sadece nükleer anlaşmadan ayrılmış değil, Amerika Çin’le de sorun yaşıyor. Hem Rusya’yla ile füze anlaşmasından ayrıldı hem Paris İklim Anlaşmasından ayrıldı. Son dönemlerde Türkiye ile de sorun yaşıyor. Bu da gösteriyor ki, Amerika devleti sorumsuz bir devlettir ve uluslararası karar ve kurallarla bir işi yoktur. Nükleer anlaşmadan ayrılması Amerika’nın güvenilebilir olmadığının göstergesidir. Tabi ki bu girişimlerin, Trump’ın ‘önce Amerika’ türünden dillendirdiği sloganlar bağlamında taktik bir çıkar olması da mümkündür. Ama bu, uzun vadede bütün uluslararası arenayı Amerika’ya karşı bir pozisyona getirebilir. 
İran’la nükleer anlaşma bizzat Amerika Cumhurbaşkanın talebi üzeri yapıldı. Önceki Amerika Cumhurbaşkanı, İslam İnkılabı Rehberi’ne iki mektup yazdı ve İran’ın nükleer zenginleştirme hakkını kabul ettiğini, İran’ın devlet ve millet hukukunu tanıdığını ve İran’la müzakere yapmak istediklerini açıklamıştı. Amerika Cumhurbaşkanı tarafından yazılan bu iki mektuptan sonra İran belli şartlar altında müzakelerin başlamasını kabul etti. Oldukça uzun bir müzakere sürecinden sonra 5-1 ülkeleriyle anlaşmaya varıldı. Şimdi Amerikalılar anlaşmadan ayrıldılar, tabi anlaşmayı ortadan kaldırmak istiyorlardı ama diğer ülkeler bunu kalbul etmediler. Kendi itibarlarına ve “Amerika ile müzakere”nin özüne zarar verdikleri şüphesizdir, ama daha önemli nokta Amerikalılar İran’a karşı yaptırımları geri getirdiği halde dünyanın bunu kabul etmemesidir. Tabi bazı şirketlerin Amerika’nın yaptırımlarından çekinerek bazı mülahazaları olabilir ama siz de görüyorsunuz  bugün bizim Türkiye ile, Çin ve diğer ülkelerle ekonomik ilişkilerimiz var. Siz de şahidsiniz, geçtiğimiz günlerde Sayın Ruhani Irak’ı ziyaret etti ve bazı başarılara imza attı. Dünya Amerika’nın kararlarına teslim olacak değil.         
Amerikalıların yaptığı yanlıştı ama artık bir itibarları yoktur ve yaptıklarını dünyaya sirayet ettirme durumunda değiller. Elbette Amerika ülkemiz için bir takım sorunlar çıkarmıştır ancak bunlar tedbir alarak hal olunacak sorunlardır. 

Suriye’de yaşanan 8 yıllık çatışma Amerikan-Suudi komplosu için büyük bir yinilgiyle sonuçlandı / Bölge ülkeleri korkudan dolayı Amerika’ya sığınıyorlar

Nükleer anlaşma konusuna girmeden önce, Amerika’nın yaptırımlarıyla ilgili olarak siz bir dönem Trump Amerika’sının getirdiği bu yaptırımların faydaları ve olumlu etkilerinden söz ediyordunuz. Çünkü geçen kırk yıl zarfında ve düşmanların da itirafıyla, İran’a karşı Amerikan yaptırımları sürekli fiyasko ile sonuçlanmıştır. Bunun nedeni de onlar gerektiği kadar İran milletini, devletini, liderlerini ve nizamını henüz tanızmaken İran’ın uluslararası politikları iyice tanımış olmasıdır galiba. İran’a karşı Amerikan yaptırımlarının faydaları ve olumlu etkileri nelerdir?

Laricani: Amerika’nın bölgede takip ettiği mesele sadece İran’la olan sorundan daha önemlidir. Yüzyıl anlaşması diye kendileri için bir şey icat ettiler ve onunla bölgede cirit atıyorlar! 
Amerikalıların sorunu bölgeyle ilgili doğru bir bilgilerinin olmayışıdır, bölgeyi tanımayışlarıdır. İşte bu nedenle Amerika Cumhurbaşkanı,  “Biz 7 trilyon dolar harcadığımız halde bölgede varlık gösteremiyoruz! Neden bunu yaptılar? Irak ve Afganistan’a neden gittiler? Sonuç ne oldu?”. Daha önemli nokta şu ki, siyonistler Suriye’de kriz çıkarmak için bir plan uygulamaya koydular. DAEŞ’i bölgede Amerikalıların yardımıyla kurdular ki hem Suriye’de, hem Irak’ta ve daha sonları Türkiye’de, Ürdün ve bazı körfez ülkelerinde, hatta dünyanın diğer noktalarında kriz çıkarsınlar ve İsrail’in bütün bölgede varlık göstermesini sağlayacak ortamı oluştusunlar. 
Suriye’de  çok büyük bir plan devreye soktular, ülkelerin çoğu olayın derinliğini kavrayamadı. Onların ne yaptığını birçok ülke faketmedi, hatta ilk başlarda birçok ülke belki de Amerika’nın girişimlerini olumlu bulmuşlardı ancak Suriye’de yaşanan 8 yıllık çatışma Amerikan-Suudi komplosu için büyük bir yinilgiyle sonuçlandı. Onlar Suriye’nin bu duruma düşmesini istemiyorlardı. Suriye’yi aşmaya çalışıyorlardı. DAEŞ de Irak’ın birçok bölgesini ele geçirmişti. Bütün bu girişimler neticesinde bölgede büyük bir sorun çıkartarak İsrail’i bilfiil bölgeye musallat etme peşindeydiler. Bu plan çöktü ve bugün Suriye kendi ayakları üzerinde duruyor ve ortaya koyduğu direnişle İsrail’i hezimete uğratmıştır. Şimdi belki birkaç sonuçsuz girişime de yönelebilir; bunlar bilinen şeylerdir, kendinden daha büyük birinden sert bir sille yeyip ondan sonra bir taş atan çocuk gibiler. Buna savunma denmez. Onların teorisi çöktü. Bu yüzden bugün Amerikalılar çıkmaza girmişler. Bugün hiçbir bölge ülkesinin Amerika’ya hiçbir şekilde güvenmeyeceğini düşünüyorum. Olabilir ki korkudan dolayı onlara karargah vermiş olsunlar ama kendileriyle müzakere ettiğimizde Amerikalıları güvenmediklerini anlıyoruz. 
Hatırlıyorum birkaç yıl önce bölgenin önemli yetkilirlerden biriyle bir görüşmem olmuştu. O dönemde o ülkeyle iyi bir ilişkimiz vardı. Bu görüşmelerde ortaya çıktı ki, Amerika’yla samimi ilişkileri olmasına rağmen ancak Amerikalılardan korktukları kadan kendi düşmanlarından korkmadıklarını bize söylüyorlardı. 

Amerika’nın bölgedeki konumuna bakılacak olursa, bu mevzunun nükleer anlaşma süreci üzerinde etkisi olacak mı ve İran bu konuda ne yapabilir? 

Laricani: İran’ın nükleer meselesi önceki şartları geride bırakmıştır. Bunlar bir dönem İran’ın nükleer bilim ve teknolojiyi edinmesini istemiyorlardı. Yaklaşık 2004 yılından itibaren Avrupalılarla müzakerelerin başladığını hatırlıyorum. Onlar Tahran’a gelip görüşmeleri başlattılar. İran’ın üç ay zarfından nükleer faaliyetini askıya almasını istiyorlar ve bu şartlar altında sonuca olaşırız diyorlardı ve bugüne kadar bu uzun hikaye devam ediyor. 
İran bu ara dönemde, öne sürdükleri bütün bahanelere rağmen nükleer bilime ulaştı ve bugün bu bilime hakimdir. Biz nükleer meselede adımlarımızı dahice attık, araştırma ve geliştirmemizi durdurmadık. Santrifüjlerimiz dönmeye davam ediyor ve işini yapıyor. Fakat bir dönemde karşı tarafa iyi niyetimizi göstermek için müzakere etmeyi kabul ettik ve anlaşmaya vardık. Şimdi ellerinden bir şey gelemeyeceğinden eminler, çünkü nükleer bilimi elde eden bir ülkenin meydandan çıkarılması mümkün değildir. O yüzden çıkmazdalar ve sanıyorum İran’la daha ilkeli davranma dışında bir yolları yoktur. 
Bizim için Amerika ile müzakere söz konusu değil / Biz bir kez anlaşma yaptık ve bitti, başka şartları kabul etmeyiz

Yeni şartlar temelinde Amerika ile müzakere olacak mı sizce? 

Laricani: Onların söyledikleri bazı şeyler var, müzakere için bizim bir takım şartlarımız var diyorlar. Ancak bu şartlarda bizim için bir anlaşma söz konusu değildir. Biz bir kez anlaşma yaptık ve bitti. Başka şartları da kabul edemeyiz. Onlar önceli anlaşmalara bağlı kalsınlar. O nedenle bizim gündemimizde müzakere diye tartışma yoktur. 

Eğer hükümet müzakerenin yeniden başlaması ya da başlamamasıyla ilgili tasarıyı meclise gönderirse müzakerenin yeniden başlaması için şartlarınız nelerdir?  

Laricani: Şu anda, mecliste aldığımız karar esastır ve başka bir konu gündemde yok. 
Avrupalılar anlaşma karşısında kendi yükümlülüklerini yerine getirmediler

Size göre, Amerika’nın anlaşmadan çekilmesinin ardından Avrupalılara tanınan süre ne kadar etkili olmuştur ve bugün Avarupa ile Amerika arasındaki işbirliği ne aşamaya gelmiş bulunuyor?  

Laricani: Amerikalılar anlaşmadan ayrıldığı andan itibaren Avrupalılar anlaşmasnın sürmesinde ısrar ediyorlardı oysa bizim anlaşmadan çıkma hakkımız vardı. Avrupalı liderlerin ısrar buydu. Ancak bana göre Avrupalılar da yükümlülüklerini yerine getirmediler. En sonunda uzun bir sürenin ardından harekete geçtiler. Bizimla bir takım görüşmeler de yaptılar ve bir makanizma sundular. 

Avrupalılar, alaşmanın sonuca vardırılması için sizlerin kendilerine güvenmediğini ya da onları kabul etmediğinizi söylüyorlar? 

Laricani: Onlar bu sürecin sürmesinde ısrar ediyorlar ve bu nedenle, bir makanizmanın oluştulması gerektiğini söylediler. 

Onlar ısrar ediyorlar ama pratik bir adım atmiyorlar. İran onlardan pratik adımlar atmalarını bekliyor. Siz, İran’ın sabrının biteceğini söylemiştiniz?

Laricani: Evet öyledir, yani uyumlu pratik adımlar atmadılar ancak son zamanlarda işlerini yürütebileceklerinin yolu olarak bir mali makanizma icat ettiler. İddia ettikleri şudur: Bizim siyasi irademiz nükleer anlaşmanın korunması yönündedir ancak bazı şirketlerimizin bir takım ilişkileri ve sorunları bulunuyor dediler. Bu nedenle bir makanizma oluşturdular. Eğer bu makanizma aktifleşir ve ilişkiler için faydalı olursa, Amerikalıların yaptırımlarını delebilir. Bu, Avrupalıların davranışına ve bu iş için olan iradelerine bağlı bir şeydir. Bura kadar eğer tahlil edecek olursak, Avrupalılar önemli bir şey yapmadılar diyebiliriz. 

Nükleer anlaşmayla ilgili bir diğer soru soracağım ancak sizden açık ve net yanıt vermeniniz rica ediyorum. Nükleer anlaşmayla igili önümüzde başka bir müzakere var mı yoksa durum çatışma ve karşı karşıya gelme noktasına mı varacak?

Laricani: Anlaşmamız duygular üzerinden olmadı. İran’da stratejik konular doğru analizle, doğru inceleme ve değerlendirmeyle belirlenir. Bu hem nükleer mesele de hem de bölgesel konularda böyledir. Bu konularda duygusal bir adım atma gibi bir şey olmaz. Dolaysıyla geçmişte attığımız adım hesablanmış ve dikkatlice atılmış bir adımdı ve bu yüzden İslam Cumhuriyeti zarar etmedi. Trump’ın doğru bir diplomatik davranış olmadan bir işi yapması yolun yanlış olması anlamına gelmez. Buna şuna benziyor; Lübnan’da direniş esas alıyorsunuz ve bunun bir takım sonuçları verdiği de oluyor ve bazen de Lübnan’da bir yanlış yaşanabilir ama bu, direnişin yanlış olduğuna delil olmaz. Nükleer meselede de bizim bir stratejimiz var ancak bir yerde delinin birinin bir taş atması da mümkündür. Bu, stratejinin yanlış olduğunu göstermez. 

Not: Söyleşinin birinci bölümüdür... devam edecek

Çev: Mehmet Gönül - Welayet News



Yeni yorum ekle