İsrail; dışardan darbe ve içerden baskı kıskacında

Pa, 18/11/2018 - 09:57

Liberman Savunma Bakanlığından istifasını açıklarken ‘Gazze ateşkesi İsrail’in Filistin direnişi karşısında teslim olmasıdır’ dedi. Mossad’ın eski başkan yardımcısı ise yaptığı değerlendirmede, ‘Gazze’de acil ateşkes çağrısından sonra İsrail’in şu anda gerçekten kötü bir noktada olduğunu’ söyledi. 

Welayet News - İsrail rejimi ‘tarihin en hızlı ateşkesi’ni kabul etti. Bu rejimin askerlerinin Pazartesi günü tertipledikleri operasyon, sadece İsrail’in direnişe karşı askeri operasyonları sonuca vardırmaktaki acziyetini kanıtlamakla kalmadı belki şu anda siyonist rejimin askeri ve siyasi sisteminin içerden de ciddi pürüzlerle, tınaknıklıklarla yüzyüze olduğunu göstermiş oldu. Zira, Avigdor Liberman Savaş Bakanı olarak Filistin karşıtı askeri girişimi için en kötü zamanı seçti; başbakan dış sefere çıkmıştı ve apartopar bir şekilde Tel Aviv’e geri dönmek zorunda kaldı ve ayrıca, başbakan ‘Arap havzasıyla İsrail ilişkilerini normalleştirme’ treninin maksada ulaşmasının birkaç adım yakınında olduğunu göstermeye çalışırken Liberman bu tercihi yaptı.

Netanyahu ateşkesi kabul ederse “İsrail Evimiz” partisi ve Savunma Bakanı Liberman’ın kabinesinden çekileceğini biliyordu, bu kararın maliyetlerinin de farkındaydı. Liberman’ın istifası ve Tel Aviv’de yapılan geniş gösterilerle birlikte tam da farkında olduğu maliyetler önüne gelmiş oldu; ancak ‘Filistin direnişi’ poblemi onun için daha öncelikliydi, çünkü Filistin direnişi ender, acil ve sert bir karşılık vererek tam hazırlıklı olduğunu ve zamanı da kendi lehine değerlendirdiğini gösterdi. Nitekim bir bucuk gün süren savaşın ardından Gazze’de halk kendi zaferlerinden kuşku duymazken Tel Aviv’deki halk da yenildiklerinden kuşku duymadılar. Gazze’deki sevinç gösterileri ile Tel Aviv’deki öfke gösterilerine birbirinden tamamen farklı iki hava hakimdi. Müsaadenizle, bu gelişmenin boyutlarını, içerdiği mesajları sonuçlarıyla birlikte bir düzeye kadar ele almaya çalışalım:

1- Geçtiğimiz Pazartesi günü tuğgeneral Ghassan Alian komutasında İsrailli komandolarını taşıyan bir araç, Gazze’nin güney doğu sınır şeridi üzerinden güney doğu sınırına 3 km. mesafede yer alan Han Yunus’a gitmek istedi. Amaç, İzzeddin Kassam Taburları Komutanlarından birini kaçırarak bu yolla Hamas ve İslami Cihad Hareketini Arap uzlaşı havzasıyla birlikte hareket etmeleri yönünde baskılamak, aynı zamanda da operasyonel ve istihbarat üstünlüğünü rakibe göstermek. Ama bu kaçırma timi harekete geçtikten bir süre sonra, Gazze’nin doğusundaki et-Tuffah bölgesinde direnişin pususuna düştü ve yaklaşık bir ay önce İsrail Özel -Golani –Tugayı Komutanlığına atanan Aliyan, müfrezenin başka bir üyesiyle birlikte öldürüldü.

Operasyonun boşa çıkmasının ardından İsrail Hava Kuvvetleri grubun diğer fertlerinin kurtarılması ve askeri belgelerin ortandan kaldırılması için harekete geçti ve çatışma bölgesini, çatışmanın yaşandığı bölgenin etrafını bombaladı. Bu hava saldırısında direniş güçlerinden 7 kişi şehit oldu. Saldırının hemen akebinde harekete geçen direniş güçleri 50 km. derinliğe kadar Gazzenin etrafını ateşe tuttu. Direnişin saldırıları sonucunda bu bölgelerin sakinleri sığınaklara kaçtılar ve bu arada onlardan en az 60 kişi yaralandı. En az 10 kişi de –Siyonist rejimin itirafıyla – öldüler. Ayrıca, saldırı sırasında ve sonrasında 6 İsrail askeri de öldürüldü.

Operasyon boyunca Filistinlilerden 14 kişi şehit düştü. Ancak Filistinlilerin saldırıları genişletmek istediğini farkeden Netanyahu hemen dış ziyaretini yarıda bırakıp ateşkesin sağlanması için Mısırlılardan yardım istedi. Nitekim Filistin tarafının onayı ile askeri operasyon sonlandırıldı. Oysa ki İsrail ilk defa, Filistin direnişi tarafından atılan 300 füze ve raketten –sadece – 80 tanesini takibe aldığını resmen açıkladı, ki takibe almak imha etmek anlamına da gelmiyor.

Bu çatışma sonlandırılırken İsrail sisteminin içerden bir sarsıntı geçirmesiyle sonuçlandı. Bu arada, Siyonist rejimin eski dışişleri bakanı Tzipi Livni, Gazze’de varılan ateşkesi İsrail’in caydırıcı gücünü zedeleyen büyük bir güvenliksel hezimet olarak nitelerken, Liberman de Savunma Bakanlığı görevinden istifasını açıklarken ateşkesin Filistin direnişi karşısında İsrail'in teslim olması anlamına geldiğini söyledi. Eski Mossad Başkan Yardımcısı Ram Ben-Barak ise, yaptığı değerlendirmede, Gazze’de acil ateşkes çağrısından sonra İsrail’in şu anda gerçekten kötü bir noktada olduğunu söyledi.

Siyonist İsrail gazetelerin de bu rejimin ağır bir hezimete uğradığı konusunda bir kuşkuları yoktu. İsrail el-Yavm gazetesi, ‘vatandaşlar Netanyahu’nun kendi güvenliklerini sağlayamadığını düşüyorlar’ diye yazarken Yediot Ahronot gazetesi ise, vatandaşların hükümetin Filistinlilerin direnişini dizginleme yönündeki umutlarını yetirdiklerini yazdı. İsrail rejimi her ne kadar direnişin füzeli, roketli saldırılarına karşı kuşatma altındaki Gazze bölgesinde 100 noktayı hedef aldı ve bu arada, yıllarca İsrail ordusunun terör listesinde yer alan İzzettin Kassam Tugayları komutanlarından Nurulbereke’ye yönelik suikastta amacına vardı ancak fırlatılan füze ve raketlerin bu hacimde olması ve muhasara altındaki Gazze sakinlerinin direnişin kararlı ve anında verdiği tepki karşında yaşadıkları büyük sevinç, İsrail’in bir önceki Gazze savaşından bu yana güvenlik açsından daha da zayıfladığını gösterdi.

2- Füzelerin mesajı çok netti. Direnişin füzeleri iç güvenlik açısından gasıp İsrail rejimini dengelediğini kanıtladı. Bundan önce İsrailliler, hava gücü olarak sahip oldukları üstünlüğün güvenlik açıdan duruma hakim olmayı sağlayacağını sanıyorlardı fakat direnişin nispeten az maliyetli ama etkili füzeleri, İsrail Hava Kuvvetlerinin güvenlik deklemini kurma konusunda Filistin direnişi karşısında yenildiğini gösterdi. Daha iki hafta önceydi, İsrail Başbakanı, Avrupa’yı Hizbullah’a karşı İsrail’in yanında yer almaya tahrik etmek amacıyla, Hizbullah’ın elindeki füzelerin bütün Avrupa’daki füzelerden de daha fazla olduğunu söylemişti. Dolaysıyla, kuzey ve güneydeki füzelerin güvenlik denklemini İsrail aleyhine, bizzat bu rejimin itirafıyla, değiştirdiğini söylemek mümkün.

Ancak bu füzelerin bölgesel bir mesajı da vardı. İsraillilerin Gazze’nin güneyindeki Han Yunus bölgesine sızma küstahlığında bulunması ve Filistinli bir komutanı kaçırma girişimi, bazı Arap liderlerin İsrail’le ilişkileri normalleştimesine ilk darbeyi vurdu, çünkü bu operayon ve akebinde doğal olarak meydana gelen savaş Arap-İsrail ilişkilerinin normalleştirilmesi ve alenileştirilmesi edebiyatı ve retoriği ile uyumlu değildi. Diğer yandan Filistin direnişinin Siyonist Hava Kuvvetlerinin sınırlı harekatına karşı verdiği geniş kapsamlı ender yanıtı, Tel Aviv’in bazı Arap şeyhleri ile ilişkilerinin alenişleşmesinin bu rejimin direnişin kontrolündeki kuzey ve güney sınırlarında yaşadığı güvenlik sorununa hiçbir faydasının olmayacağını ortaya koydu. Aslında direnişin füzeli tepkisi Netahyahu’nun son kaç ay içinde açık ve gizli yürüttüğü diplomatik girişimlerden çok daha fazla dış politika ve bölge ülkelerinin nihai değerlendirmesi üzerinde etkili oldu; öyle ki ateşkesin hemen ardından gasıp İsrail toplumu içinde Netanyahu ve partisinin döneminin sonuna gelindiğinden söz edildi ve Netanyahu’nun kendisi ateşkesten bir gün sonra –ki ateşkes çağrısı kendisinden gelmişti – siyaset sahnesinde kalma gibi bir eğiliminin olmadığını açıklamıştı.

Bu mevzudan çıkan daha genel bir sonuç da vardır ki oda şudur: “Filistin dosyası da dahil olmak üzere bölgenin kaderini belirleyen şey Amerika’dan gelen talimatlar, İsrail kaynaklı hareketlenmeler ve Arap şeyhlerinin temayülleri değil, Amerika’yı, İsrail’i ve Arap şeyhlerini Livni’nin tabiriyle ‘büyük güvenlik hezimeti’ gibi şeyleri kabullenmeye zorlayan direniş çephesinin iradesi ve eylemidir. O halde, Gazze direnişinin ortaya koyduğu büyük hacimli ve dinamik tepkisi, direnişin etkili harekatına halkın topyekün destediği ve öte yandan ‘acil ateşkes’ çağrısı, istifalar ve işgalcilerin kontrolündeki bölgelerde yaşanan sokak gösterilerinin gelecek durumu ve direnişin üstünlüğünü kanıtlamakta olduğunu söyleyebiliriz”.

3- En az 400 adet füze ve raketin ateşlenmesi –ki İsrail ordusu bunu 300 adet olarak açıkladı – sonucunda siyonistlerden en az 60 kişi yaralanmış, 14 kişi ölmüş ve İsrail bu arada ordusunun ünlü bir komutanını da kaybetmiştir. Oysa İsrail’in bir kişiyi kaçırmak için özel tugay komutanını görevlendirip hayatını tehlikeye atması daha önce görülmemiş bir gelişmedir.

Bu macerada Filistinlilerin 14 kişiden fazla şehidi olmadı ancak daha önceki operasyonlarda iki taraf arasındaki ölü ve yaralı dengesi en az altıya karşı bir şeklindeydi ve sadece 33 günlük savaşta üçe karşı bire düşmüştü.

İsrail artık bundan sonra yöleneceği her türlü girişimin kararlı bir yanıtla karşılaşacağını biliyor ve bu yüzden Gazze’ye karşı askeri bir girişimde bulunmadan önce bin kere düşünmesi gerekecek. Nitekim Hizbullah’ın gücü hakkında 12 yıl düşünmesi Lübnan’a karşı yeni bir savaşı başlatmasına mani oldu ve bize göre İsrail, gelecek yıllar boyunca da Lübnan’a karşı içgalci bir saldırıyı düşünmeyecektir.        

Kayhan / Sadullah Zarii   

Çev: Mehmet Gönül

Welayet News

 

   

 

  

                    

Tags: 


Yeni yorum ekle