Kur'an Işığında Psikolojinin 7 Eğitim İlkesi

Sa, 13/11/2018 - 10:05

İktişafî öğrenim en iyi dolayımlı eğitim yöntemlerinden biridir. İktişafî öğrenimde müterabbinin kendisi konuyu keşfeder, kavrar ve bu yüzden daha iyi özümseyip içselleştirir.

Welayet News - Dolayımlı eğitimde rol ifa eden en önemli ilimlerden biri, psikolojidir. İnsanın davranışını ve ruhsal süreçlerini incelemeye tabi tutan psikoloji biliminin, niteleme, açıklama, öngörme ve insan davranışını değiştirme gibi dört temel vazifesi vardır.

Psikolojide kanıtlanmış olan ve dolayımlı eğimde daha fazla dikkate alınması gereken bazı ilkeleri burada Kuran’i şavahid ve dayanaklarıyla birlikte ele alacağız:

Birinci ilke: Her insanın kişiliğinin kendi ferdine münhasır olması

Bu ilke, psikolojinin temel ilkelerinden biridir; her insanın içinde büyüdüğü farklı ortam, çevre ve farklı genetik yapısına göre onu başkalarından ayıran pek çok farklı özelliği vardır.

Qul kullun ya’melu ala şakiletih / De ki: Herkes kendi (ruhsal) yapısına göre davranır. (İsra:84)

Bu ayeti kerimede psikolojinin şu ilkesine işaret ediliyor: Her bireyin kendine özgü ruhsal bir kişiliği vardır ve kişilik bakımından tamamen birbirine benzeyen iki kişinin varlığı mümkün değildir. Bu yüzden eğitmen bütün eğitilenler için aynı reçeteyi öneremez. Dolaysıyla, usta bir eğitmenin farklı kişilik tiplerini tanıyarak onların ruhsal özellikleriyle aşina olması gerekir.

İkinci ilke: Cinsiyet farklılıklarının dikkate alınması

Kadın ve erkek arasındaki farklılıklar hususunda İslami metinlerde pek çok rivayet vardır. Burada,  Emire’l-Mü’minin Ali (a)’dan nakledilen meşhur ve tartışmalı bir rivayete kısaca değineceğim:

En-Nisau nevaqisu’l-uqûl / Kadınların akılları noksandır (Nehcü’l-Belağa: 80. Hubetbe).

Bu rivayetle iligili farklı yorumlar yapılmıştır. Bazı dinsizler bu rivayeti dinin başına vurmak için bir çomak haline getirirken kimi dindarlar da kadının başına vurmak için onu bir çomak haline geitirmiştir.

Bu hutbeninin Cemel savaşından sonra İmam Ali (a) tarafından verilmiş olduğunu ve Aişe’nin davranışını hedef aldığını bir kenara koyacak olursak, İmam Ali’nin aslında kadınların karmaşık siyasi ve içtimai şartlarda akıllarını ve duygularını ne oranda kullandıklarını beyan etme makamında olduğunu söylemek gerekir. İmam buyuruyor ki, kadınlar hassas şartlarda, latif duyduları devreye girdiği için akıllarını erkeklerden daha az kullanırlar ve duygularını alınan kararlara  daha fazla yansıtırlar yoksa onların aklı (zeka seviyesi veya değişik zeka türleri anlamında) erkeklerden az değildir.

Örneğin, erkekler eşleriyle birlikte giyim alımı için pazara gittiklerinde aralarında yaşanan gerilimin temelinde İmam Ali’nin işaret ettiği bu psikolojik farklılık vardır. Kadınlar renk, model, tasarım ve benzer konuları önemserken erkekler daha çok kalite, fiyat, dikimin sağlamlığı ve benzeri yönlere dikkat ederler.  

Buradan hareketle, erkeklerin de duygularını ve estetik zekalarını kullanma oranı bakımından kadınlardan daha zayıf oldukları sonucu alınabilir. O halde, “Er-Ricalu nevaqisu’l-avatif / Erkeklerin duyguları noksandır” denilebilir.

Üçüncü ilke: Eğiten ve eğitilende bilinçaltının dikkate alınması

İmam Cevad (a): “İnsanın niyet ve batıni amaçları (içinde gizli olan durumlar) bedensel amellerinden daha hızlı Allahu Teala’nın katına ulaşır” (Biahru’l-Envar, c.78, s. 364).

Amaç ve niyet içerden kaynaklan bir şeydir ve bu rivayet de her işin iç yüzünün o işin kendisinden daha etkili olduğunu ifade etmektedir.

Gönülden gelen her şey ister istemez gönle yatar. Belki siz de, sizinle görüşen birinin sürekli muhabbetamiz ve nezaketli sözcükler kullanıp dalkavukuluğa başlaması gibi bir durumu yaşamışsınızdır. Hedefi sizin sevgi ve ilginizi celbetmektir ancak davranışında görünen şeyle içinde gizlediği şey farklı olduğu için, yağ çekip dalkavuklukta ileri gittikçe ondan daha da hoşlanmaz hatta nefret eder hale gelirsiniz.

Dolayımlı eğitimde  eğitmenin biliçaltını davranışıyla uyumlu hale getirmesi son derece önemlidir ve eğitilenin niyetlediklerini de oldukça zeki bir şekilde tanıması gerekir.

Dördüncü ilke: Savunma mekanizmalarının dikkate alınması

İnkâr edenler, “Bu Kur’an, Muhammed’in uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir. Başka bir topluluk da bu konuda ona yardım etmiştir” dediler. Böylece onlar haksız ve asılsız bir söz uydurdular. “(Bu Kur’an, başkalarından) yazıp aldığı öncekilere ait efsanelerdir. Bunlar ona sabah akşam okunmaktadır” dediler. Hayır, onlar Kıyameti de yalanladılar. Biz ise o Kıyameti yalanlayanlara çılgın bir cehennem ateşi hazırlamışızdır. (Furkan:4-5-11)

Allah Teala bu ayetlerde Peygamberi tekzip edenlerin bazı savunma mekanizmalarına işaret buyurmuştur; inkar, yansıtma vs. gibi.

 

Eğitilenin gözünden uzak ve gölgede onu eğitmek isteyen bir kimse olarak bizim bu savunma makanizmalarını tanımamız gerekiyor, vermek istediğimizi kabul etmesi için eğitime tabi kıldığımız çocuğun veya gencin direncini kırmamız gerekiyor.

 

Beşinci ilke: İktişafa, gözleme ve örnek almaya dayalı öğrenimin ehemmiyeti

 

İktişafî veya keşifsel öğrenim, öğrendiklerimizin üzerinde düşünerek ve bildiklerimizden hareketle meçhulleri keşfederek (salt ezberlemek değil) gerçekleşen öğrenimdir. İktişafî öğrenim dolayımlı eğitimin en etkili yöntemlerinden biridir. İktişafî öğrenimde müterabbinin kendisi konuyu keşfeder, kavrar ve bu yüzden daha iyi özümseyip içselleştirir.

İmam Ali (a) bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Ela! La hayre fi ilmin leyse fihi tefehhumun / Haberiniz olsun! Bir ilimde kavrayış/anlayış yoksa onda hayır yoktur” (Kafi, c. 1, s. 36).

Bu rivayetten anlaşıyor ki müterabbi veya müteallimin öğrenme sürecinde düşünme ve keşfetmeye doğru harekete geçirilmesi gerekir. Alim yetiştirmek aslında nasıl düşünülür, nasıl keşfediliri öğrenmekle olur, hifziyatla değil.

Gözleme dayalı öğrenim, öğrencinin çevresine bakarak öğrenip kendini eğitmesidir. Kuran’da bu ilkeye sıkça vurgu yapılmıştır. Şu ayeti kerime gibi: Efela yenzurune ilel'ibilli keyfe hulikat / Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! (Gaşiye: 17)

Allahu Teala bu ayeti şerife de bütün çağlardaki  bütün insanlara, ‘eğitilmek için iyi bir nazir/gözlemci olmalısınız’ diye emrediyor. İnsanın düşünceyle iç içe olan müşahadeleri, gözlemleri, onun en iyi muallimidir.

Müşahade, dolayımlı eğitimin önemli bir aracıdır. İnsan, gözüyle gördüğünü duyduğu veya okuduğu şeyden daha iyi kavrar. Görmekle duymak arasında gerçekten dünya kadar fark vardır.

 

Örnek almaya dayalı öğrenim, müterabbinin her terbiyevi konuda bir olguyu göz önünde bulundurarak ona yakınlaşma çabası içinde olması anlamına gelir. Kuran’da hakikat yolunda yürümek isteyenlere çeşitli örnekler sunulmuştur. “Andolsun ki Allah'ın Resûlünde, sizin için uyulacak en güzel bir örnek var” (Ahzab: 21).

 

Eğitmen, her eğitimsel muhteva için muhataba uygun en güzle örneği dolaylı olarak ona sunmalıdır.

 

Altıncı ilke: Eğitmenin ahlaki hususiyetlerinin önemi

 

Eğitmenin ahlaki hususiyetleri onun sahip olduğu bilgi ve becerilerinden daha önemlidir. Gölgede eğitim olgusunda, bir eğitmenin ahlaki özellikleri onun bilgi seviyesi ve öğretme üslubundan daha etkilidir. Şehamet, şefkat, şerh-i sadr, şecaat, sabır ve özgüven gibi ahlaki faziletler dolaylı olarak eğitileni etkiler.

İmam Sadık (a) buyurur ki: “Davranışı söylediğini doğrulamayan kimsenin ilmi fayda vermez” (Kafi, c. 1, s. 36).

 

Yedinci ilke: Heyecan yüklü sözcüklerin dikkate alınması

 

Dolayımlı eğitimde bireylere uygun sözcüklerin seçilmesi ve heyecan yüklü sözcüklerin, cümlelerin dikkate alınması oldukça önem arzeder.

 

فَمَنِ اعْتَدٰى عَلَيْكُمْ فَاعْتَدُوا عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا اعْتَدٰى عَلَيْكُمْ

 

 “Öyleyse kim size saldırırsa, onun saldırdığı gibi siz de ona saldırın” (Bakara: 194).

 

  Bu ayette Allah Teala sadece heyecan yüklü cümleler ve sözcükler kullanmaya özen göstememiş, belki onun da ötesinde (ع) harfinin ses fonemi ile harflerin muhataplarındaki etkisine de dikkat buyurmuştur. Allahu Teala’nın altı kez (ع) harfini tekrarlamakla, karşı durma, direnme, cesaret etme ve benzer hasletlerin ruhiyesini ilka etmeyi murad ettiği söylenebilir.

Dolayımlı eğitimde, kullandığı her sözcük ve tümçenin muhatap üzerinde ne kadar olağanüstü etkiler bıraktığını eğitmenin önemsemesi gerekir. O halde eğitmen sözcükleri kullanırken oldukça dikkatli olmalıdır; çünkü eğitimi ile ilgilendiği insanlar, özellikle çocuklar ve gençler kulladığı cümlelerin muhtevasından çok onların görünümüne dikkat kesilirler.

 

Rasa News / Muhammed Sadık Natıkî 

Çev: Mehmet Gönül

Welayet News



Yeni yorum ekle