Arap dünyasının önde gelen analizcilerinden Abdulbari Atvan, Tel Aviv'in sözde “Somaliland” bölgesini tanıma girişiminin, Arap ülkelerinin parçalanmasına yönelik bir planın ilk somut adımı olduğunu söyledi. Atvan, Tel Aviv yönetiminin bu adımla beş temel stratejik hedef güttüğünü ve özellikle Suudi Arabistan ile Mısır’ın ciddi bir tehdit altında bulunduğunu ifade etti.

Welayet News - Atvan’ın değerlendirmesine göre İsrail rejiminin hedefleri:

Birinci hedef, İsrail’in Gazze’de yaşayan yüz binlerce Filistinliyi Somaliland’a zorla göç ettirme planı. Bu kapsamda, Siyonist rejim Başbakanı Binyamin Netanyahu başkanlığındaki kabinenin, Somaliland’daki ayrılıkçı yönetimin lideriyle erken dönemde gizli temaslar yürüttüğü belirtiliyor. Sızdırılan bilgilere göre, Gazze halkının hava ve deniz yoluyla nakledilmesine yönelik planlar uygulamaya hazır hale getirildi.

İkinci hedef, Siyonist rejimin Babü’l-Mendeb Boğazı ve Aden Körfezi’nde askeri varlık tesis etme çabası. Bu doğrultuda Arap Denizi, Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu’nun batı kıyılarındaki adalarda askeri üsler kurularak bölgesel deniz yolları üzerinde kontrol sağlanması amaçlanıyor. Atvan, Yemen’in İsrail işgaline karşı direniş cephesinin önemli bir parçası haline geldiğini, İsrail’in ise Yemen kaynaklı hipersonik füze saldırılarını durdurmakta başarısız olduğunu ve son iki yılda milyonlarca İsraillinin bu tehdit nedeniyle her gün sığınaklara indiğini hatırlattı.

Üçüncü hedef, İsrail rejiminin Asya ve Doğu Afrika’ya uzanan deniz ticaret yollarının güvenliğini sağlamak. Atvan’a göre bu güzergâhlar, İsrail ihracatının yaklaşık yüzde 85’ini oluşturuyor. Ancak Yemen güçlerinin Gazze ile dayanışma kapsamında Kızıldeniz’i İsrail’e ait ticari ve askeri gemilere kapatması, bu ticaretin fiilen durmasına yol açtı.

Dördüncü hedef, Siyonist rejimin Süveyş Kanalı üzerinde dolaylı kontrol kurarak Mısır’a baskı uygulaması ve aynı zamanda Etiyopya’daki Hedasi (Rönesans) Barajı’nın güvenliğini askeri varlık yoluyla sağlama girişimi. Bu amaçla, Afrika Boynuzu’nun merkezinde kurulması planlanan askeri üslerin, Somaliland’ın tanınması karşılığında gündeme geldiği ifade ediliyor.

Beşinci hedef ise, Arap ülkelerinin petrol ihracatını tehdit edecek kapsamlı bir stratejik kuşatma oluşturmak. Buna göre İsrail rejimi, gerek Hürmüz Boğazı üzerinden, gerekse Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Umman ve Yemen limanlarından çıkan petrol sevkiyatlarını baskı altına almayı hedefliyor.

Atvan, İsrail rejiminin Somaliland adımının yalnızca Somali’yi değil, Arap dünyasının tamamını ilgilendiren ciddi bir jeopolitik ve güvenlik tehdidi oluşturduğunu vurgulayarak, özellikle Suudi Arabistan ve Mısır’ın bu gelişmeyi stratejik bir alarm olarak ele alması gerektiğini belirtti.