Euro-Med: Gazze’deki soykırım ABD desteğiyle sürüyor
Euro-Med, uluslararası hukuk ve Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal eden ABD’nin, İsrail’e verdiği destekle Gazze’deki “soykırımın sürmesine” katkı sunduğunu bildirdi.
Welayet News - Uluslararası insan hakları örgütü Euro-Med, ABD’nin, diplomatik nüfuzunu ve kapsamlı siyasi, askeri ve güvenlik desteğini sürdürerek İsrail’i desteklemeye devam ettiğini belirtti.
Bu desteğin; finansman, silah, mühimmat, yedek parça temini, lojistik destek ve istihbarat iş birliğini kapsadığı, bunun da Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere yönelik soykırımın sürdürülmesini mümkün kıldığı ifade edildi.
Euro-Med, bu durumun, ABD’nin uluslararası hukuk ve Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerinin, özellikle “soykırımı önleme” ve “soykırıma yardım veya yataklık etmemekten kaçınma” yükümlülüğünün ciddi biçimde ihlali anlamına geldiğini belirtti.
ABD desteği ve Gazze’deki askeri operasyonlar
Açıklamada, ABD’nin koşulsuz desteğinin, Gazze Şeridi’nde İsrail’in askeri operasyonlarının sürmesiyle somutlaştığı kaydedildi. Buna sivillerin öldürülmesi, yerleşim alanları ve barınaklara yönelik saldırılar, ablukanın devam etmesi ve insani yardım, temel malzemeler ile barınma ekipmanlarının girişine yönelik kısıtlamaların artırılmasının eşlik ettiği aktarıldı.
Euro-Med, bu uygulamaların, yüz binlerce kişinin askeri güç kullanılarak kendi bölgelerine dönmesinin engellenmesiyle yerinden edilmesini ağırlaştırdığını; insanların gıda, su, sağlık hizmeti ve barınmaya erişimden mahrum bırakıldığını ve bunun “sivil nüfusun sistematik biçimde yok edilmesi” anlamına geldiğini ifade etti.
Ateşkes ve “utanç verici ortaklık” iddiası
Euro-Med, ABD’nin, ateşkeste ilerlemeyi Gazze’deki son İsrailli cenazenin iadesine bağlamasının, “ateşkes ihlalleri, kuşatma, sivillerin yerinden edilmesi ve evlerinin kalan kısmının yok edilmesiyle utanç verici bir ortaklık” oluşturduğunu bildirdi.
Açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki iki milyondan fazla insanın kaderinin, sahada yerine getirilmesi zor koşullara bağlanmaması gerektiği vurgulandı.
ABD yönetiminin sorumluluğu
İsrail’in sorumluluğuna ek olarak, ABD yönetiminin de Gazze’de devam eden soykırımdan sorumlu olduğu belirtildi.
Euro-Med, ABD’nin sağladığı yardım ve desteğin İsrail’in sahadaki politikalarını sürdürmesine imkân tanıdığını, sivilleri korumaya ve acılarını hafifletmeye yönelik önlemleri ise, Gazze Şeridi’nin yaklaşık yüzde 85’inin sistematik olarak tahrip edildiği bir ortamda, “uzatılan ya da fiilen ulaşılamaz” güvenlik, lojistik ve prosedürel şartlara bağladığını kaydetti.
Bu yaklaşımın, temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik kısıtlamaları kalıcı hale getirdiği ve müzakere süreçleri ile “derhal ve koşulsuz uygulanması gereken” insan hakları arasında meşru olmayan bir bağ kurduğunu belirtti.
Kış koşulları ve barınma krizi
Euro-Med, ABD’nin İsrail’i koruyan tutumunun, Gazze’de sivilleri zorlayıcı yaşam koşulları altında daha yüksek ölüm riskiyle karşı karşıya bıraktığını ifade etti.
Aralık ayında şiddetli fırtınalar nedeniyle yaklaşık 18 sivilin hayatını kaybettiği, bunların beşinin aşırı soğuk nedeniyle ölen çocuklar olduğu aktarıldı. Aynı dönemde rüzgâr ve yağmurun 27 binden fazla çadırı yıktığı, daha önce bombardımanda hasar gören ve başka barınma seçeneği olmadığı için içinde yaşanan 20’den fazla evin çöktüğü bildirildi.
Açıklamada, İsrail’in geçici barınma çözümlerinin, karavanların ve yeniden inşa ile enkaz kaldırma için gerekli ekipman ve malzemelerin girişini engellemeyi sürdürdüğü belirtildi.
Ateşkes sonrası saldırılar ve “coğrafi-demografik” dönüşüm
Euro-Med’e göre, İsrail mevcut durumu, Gazze Şeridi’ndeki politikalarını sürdürmek için kullanıyor. 10 Ekim’de ateşkes ilan edilmesinden bu yana yaklaşık 400 Filistinlinin doğrudan öldürüldüğü bildirildi. Aynı zamanda İsrail ordusunun, Sarı Hat’ın doğusunda kalan yapıların kalıntılarını buldozerlerle yıkma, hava saldırıları ve topçu atışlarıyla sistematik biçimde tahrip etmeyi hızlandırdığı kaydedildi.
Bu sürecin, Gazze Şeridi’nin yaklaşık yüzde 53’ü üzerinde fiili askeri kontrolü pekiştirmeyi, bölgenin coğrafyasını ve demografisini “soykırıma hizmet edecek” şekilde yeniden şekillendirmeyi ve Gazze nüfusunun “korunan bir grup olarak fiziksel biçimde ortadan kaldırılmasını” hedeflediği ifade edildi.
Sağlık sisteminin çöküş riski
Açıklamada, sağlık tesisleri üzerindeki sürekli baskı, tıbbi ekipman ve malzemelerin girişine izin verilmemesi ve özellikle Gazze’nin kuzeyinde İsrail ordusu tarafından yıkılan hastane ve sağlık merkezlerinin yeniden inşasının engellenmesi nedeniyle, sağlık sektörünün “tam çöküş riski” altında olduğu belirtildi.
İsrail’in, Refah Sınır Kapısı’nın açılmasını engelleyerek 18 binden fazla yaralı ve hastanın yurt dışında tedavi edilmesini önlediği, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Temmuz 2024’ten bu yana binin üzerinde hastanın tıbbi tahliye beklerken hayatını kaybettiği aktarıldı.
Uluslararası hukuki yükümlülükler
Euro-Med, ABD’nin İsrail’e verdiği desteğin siyasi ve askeri korumanın ötesine geçtiğini; etkili insani müdahaleleri engelleyerek ve sivillerin hayatta kalma imkânlarını zayıflatarak Gazze’de yaşamı sürdürülemez hale getiren koşullara doğrudan katkı sunduğunu bildirdi.
Bu yaklaşımın, devletlerin uluslararası insancıl hukuka saygıyı sağlama yükümlülüğünün ağır bir ihlali olduğu ve kuşatma, aç bırakma, barınma ve temel sağlık hizmetlerinin kasıtlı olarak engellenmesinin yol açtığı “felaket sonuçlar” nedeniyle ABD’nin hukuki sorumluluğunu doğurduğu kaydedildi.
ABD’nin, Cenevre Sözleşmeleri ve Soykırım Sözleşmesi’ne taraf bir devlet olarak, her koşulda uluslararası insancıl hukuka saygıyı sağlamak ve soykırımı önlemekle yükümlü olduğu; bu kapsamda İsrail’in Gazze’de soykırımı sürdürmesine imkân tanıyan siyasi, askeri veya güvenlik desteğinden kaçınması gerektiği belirtildi.
Açıklamada, Washington’un, bu desteklerin uluslararası hukuka aykırı fiillerde kullanılma riskini bilmesine rağmen silah ve diplomatik koruma sağlamayı sürdürmesinin, soykırımı önleme yükümlülüğünün ihlali olduğu ve Uluslararası Adalet Divanı’nın soykırımı önlemeye yönelik geçici tedbirleriyle bağdaşmadığı ifade edildi.
İsrail ve uluslararası topluma çağrı
Euro-Med, İsrail’in, bir taraf ve işgal gücü olarak, sivillere ve sivil hedeflere yönelik tüm hukuka aykırı saldırıları derhal durdurmak, soykırımın her biçimine son vermek, insani yardımın ve barınma malzemelerinin önündeki tüm engelleri kaldırmak ve zorla yerinden etme politikalarından tamamen vazgeçmekle yükümlü olduğunu kaydetti. Yerinden edilenlerin Gazze genelinde güvenli dönüş hakkının, uluslararası hukukla güvence altına alınmış “doğal bir hak” olduğu vurgulandı.
ABD’nin ise, İsrail’e yönelik tüm siyasi, askeri ve lojistik desteği derhal durdurması ve uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine uyması gerektiği belirtildi.
Euro-Med, uluslararası toplumu, Gazze’de devam eden soykırımı durdurmak için silah ve mühimmat transferlerinin askıya alınması, askeri ve istihbarat iş birliğinin sonlandırılması, askeri faaliyetleri mümkün kılan finansal ve ticari işlemlere kısıtlamalar getirilmesi ve zorla yerinden etmeyi veya kalıcı askeri kontrolü pekiştiren düzenlemelerin reddedilmesi dahil olmak üzere “acil ve somut adımlar” atmaya çağırdı.
Denetim, yargılama ve kış uyarısı
Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü, sınır kapılarının açıldığını doğrulayacak ve insani yardım, barınma ekipmanları, yakıt ve tıbbi malzemelerin “acil ve koşulsuz” girişini güvence altına alacak bağımsız ve kamuya açık bir mekanizma kurulmasını talep etti. Yaralı ve hastaların derhal, koşulsuz ve düzenli biçimde tahliye edilmesi çağrısı da yinelendi.
Açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesi başta olmak üzere ilgili uluslararası kurumların, Gazze’de işlenen suçlara ilişkin soruşturmaları hızlandırması ve bu suçların sürmesine katkı sunan koruyucu veya destekleyici taraflar dahil sorumluların yargılanması gerektiği belirtildi.
Son olarak Euro-Med, kışın başlamasıyla birlikte, hasarlı ve yıkılma riski altındaki yüzlerce binanın fırtına ve yağışlar nedeniyle içinde yaşayanların üzerine çökme tehlikesi bulunduğunu, onarım kapasitesinin ve güvenli barınma alternatiflerinin yokluğu nedeniyle “yaklaşan bir felaket” riski oluştuğunu bildirdi.(YDH)

Yeni yorum ekle