Avusturya’da Okullarda Başörtüsü Yasağı
Avusturya, özgürlükler konusunda yine sınıfta kaldı. 14 yaş altı kız çocuklarına okulda başörtüsünü yasaklayan tasarı meclisten geçti. Müslüman toplumunda endişe ve hayal kırıklığı oluşturan karar için “Toplumsal barışa vurulmuş bir darbe” yorumu yapıldı.
Welayet News - “Medeniyetin beşiği” iddiasındaki Avrupa’da rüzgar tersine esmeye devam ediyor. Özgürlüklerin kalesi olması beklenen Viyana’dan gelen son haber, Müslüman ailelerin tadını kaçırdı. Okullarda başörtüsüne “dur” diyen yasa tasarısı, sadece bir kıyafet kısıtlaması değil, aynı zamanda anayasal haklara vurulmuş bir neşter olarak görülüyor. Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ), kararın çocukları korumaktan ziyade ötekileştireceği uyarısında bulundu.
“ANAYASAYA VE EŞİTLİĞE AYKIRI”
Avusturya İslam Cemaati Başkanı Ümit Vural, parlamentodan geçen tasarının ardından sessiz kalmadı. Kararı “yanlış ve sorunlu” olarak nitelendiren Vural, düzenlemenin hem pedagojik gerçeklere hem de hukuka aykırı olduğunu vurguladı.
Avusturya Anayasası’nın din ve vicdan özgürlüğünü çocuklar için de güvence altına aldığını hatırlatan Vural, “Bu yasak, doğrudan belli bir dini pratiği hedef alıyor. Anayasanın eşitlik ilkesi açıkça çiğneniyor” ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLARI KORUMUYOR, ÖTEKİLEŞTİRİYOR
Resmi makamlar yasağı “çocuğun korunması” ve “baskısız eğitim ortamı” gibi süslü gerekçelerle savunsa da sahadaki endişeler çok farklı. Müslümanların her türlü zorlamaya zaten karşı olduğunu net bir dille belirten Vural, bu yaklaşımın tehlikesine işaret etti.
Sorunların yasaklarla çözülemeyeceğine dikkat çekilen açıklamada, “Bu bakış açısı Müslüman kız çocuklarını genelleyen ve ötekileştiren bir zihniyetin ürünü. Başörtüsü birçok aile için inancın ve kimliğin vazgeçilmez bir parçası. Semboller üzerinden siyaset üretmek kimseye fayda sağlamaz” denildi.
AİLELERDE “OKULDAN SOĞUMA” RİSKİ
Kararın ardından Müslüman toplumunda derin bir üzüntü ve hayal kırıklığı hakim. Veliler, kız çocuklarının okul koridorlarında damgalanmasından, dışlanmasından ve psikolojik baskı görmesinden korktuğunu gösteriyor.
İslam dininin resmi olarak tanındığı bir ülkede böyle bir yasağın gelmesi, “güven bunalımı” oluşturmuş durumda. 9 yıllık zorunlu eğitimin olduğu ülkede, bu tür baskıların aileleri sistemden uzaklaştırıp evde eğitime yönlendirebileceği riski masada duruyor.
Resmi olmayan verilere göre halkın yüzde 70’inden fazlasının bu yasağı destekliyor olması ise işin en düşündürücü boyutu.
milligazete
Yeni yorum ekle