HTŞ ve İsrail, ABD arabuluculuğunda güvenlik anlaşmasını tamamlamak üzere
HTŞ rejimi ile İsrail, ABD'nin arabuluculuğunda güney Suriye'ye yönelik güvenlik anlaşmasını sonuçlandırma aşamasına geldi. 1974 tarihli ateşkes anlaşmasını temel alan müzakereler, BM Barış Gücü'nün bölgeye yeniden konuşlandırılmasını içeriyor.
Welayet News - Suriye'deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimi ile İsrail arasında, ABD'nin gözetiminde yürütülen güvenlik anlaşması müzakerelerinde son aşamaya gelindi.
Washington'un, bu anlaşmayla Suriye Demokratik Güçleri (SDG) meselesine odaklanmak için bir zemin hazırlamayı amaçladığı belirtiliyor.
Anlaşma kapsamında Süveyda'ya özerk bir statü verilirken, güneydeki düzenlemenin İsrail'in bölgedeki kontrolünü pekiştireceği ifade ediliyor.
HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa), anlaşmaya varılabileceği konusunda iyimser olduğunu belirtirken, tarafların 1974 tarihli ateşkes anlaşmasını temel alan bir güvenlik düzenlemesini müzakere ettiği öğrenildi.
Bu düzenleme, BM Barış Gücü'nün bölgeye yeniden konuşlandırılmasını içeriyor.
Sızan bilgilere göre İsrail, geçen yıl Esed hükümetinin çöküşünün ardından işgal ettiği Cebel eş-Şeyh zirvesi gibi bölgelerdeki varlığını meşrulaştırmayı hedefliyor.
Anlaşmanın, İsrail'e başkent Şam'ın sınırlarından tampon bölgeye kadar uzanan güney bölgesinde mutlak kontrol imkânı tanıyacağı belirtiliyor.
Colani, Golan konusunun "şu anda konuşulacak zamanının olmadığını" dile getirdi.
Dün basına açıklamalarda bulunan Colani, yönetiminin ABD tarafından baskı altına alındığı iddialarını reddetti.
Güvenlik anlaşmasının başarıya ulaşmasının "başka anlaşmalara kapı aralayabileceğini" söyleyen Colani, tam kapsamlı bir normalleşme anlaşmasının ise şu aşamada gündemde olmadığını ifade etti ve bu konuda BM'nin rol oynaması gerektiğini vurguladı.
Colani'nin gündeminde ABD ziyareti var
Colani'nin, önümüzdeki iki gün içinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarına katılmak üzere ABD'ye gitmesi bekleniyor.
Ziyaret esnasında Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile bir görüşme yapma ihtimali de bulunuyor.
Bu çerçevede, HTŞ'nin Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, geçtiğimiz günlerde Londra'da İsrail Stratejik Planlama Bakanı Ron Dermer ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile üçlü bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmede, üzerinde çalışılan güvenlik anlaşmasının ele alındığı ve eş-Şeybani'nin Türkiye ile istişare ederek hazırlanan bir teklif sunduğu bildirildi.
İsrail'in bu teklife bugün Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de yapılacak Suriye-İsrail toplantısında yanıt vermesi bekleniyor. HTŞ rejiminin Dışişleri Bakanlığı, anlaşmanın yıl sonuna kadar imzalanabileceği yönündeki umudunu dile getirdi.
HTŞ'nin teklifinin, İsrail'in 8 Aralık 2024'ten sonra işgal ettiği bölgelerden çekilmesi ve BM gözlem güçlerinin yeniden tampon bölgeye yerleştirilmesi gibi maddeler içerdiği belirtildi.
Bakanlık ayrıca, Suriye topraklarının "bölünemez ve pazarlık konusu edilemez" olduğunu ve bölgede kalıcı barışın ancak "işgalin sona ermesiyle" mümkün olabileceğini kaydetti.
Eş-Şeybani'nin 25 yıl sonraki tarihi ABD ziyareti
Dışişleri Bakanı eş-Şeybani, Colani'nin ziyaretine hazırlık yapmak amacıyla ABD'ye gitti.
HTŞ'nin Dışişleri Bakanlığı, ziyareti "tarihi" olarak nitelendirerek, 25 yıl aradan sonra ilk kez bir Suriye dışişleri bakanının Washington'a resmi ziyarette bulunduğunu vurguladı.
Açıklamada, ziyaretin Suriye-ABD ilişkilerinde "yeni bir sayfa açmak" için fırsat sunduğu ve siyasi, güvenlik ve iktisadi alanlarda "karşılıklı çıkarlar doğrultusunda" konuların ele alınacağı belirtildi.
Süveyda planı BM Güvenlik Konseyinde
Güneydeki planın bir parçası olarak, Ürdün'le işbirliği içinde hazırlanan Süveyda yol haritası da devreye alındı.
Süveyda'daki yerli yetkililerin, geçici yönetimle işbirliğine karşı çıkarak plana itiraz ettiği biliniyor. Buna rağmen, HTŞ rejiminin BM Daimi Temsilciliği, Amman'da imzalanan belgeyi Güvenlik Konseyine sundu ve dünkü Suriye oturumunda resmen kayda geçirilmesini talep etti.
SDG dosyasında ilerleme sağlanamadı
Barrack'ın, SDG kontrolündeki özerk yönetimi geçici hükümete tamamen tâbi kılacak bir anlaşma çabalarının henüz sonuç vermediği kaydedildi. DSG'nin, kendi idaresini koruyacak adem-i merkeziyetçi bir yapıdan taviz vermediği ifade ediliyor.
Türkiye'nin, Barrack ile yakın ilişkileri aracılığıyla bu özerk yapının tamamen sona erdirilmesini istediği biliniyor. Ancak SDG'nin, ABD ordusuyla olan güçlü bağlarını ve başta Fransa olmak üzere uluslararası destekçilerini kullanarak manevra alanını koruduğu gözlemleniyor.
Nitekim, ABD ordusunun 2026 bütçesinde SDG'ye 130 milyon dolarlık kaynak ayırdığı biliniyor(YDH)
Yeni yorum ekle