İsrail’in Katar’a saldırısı ve emperyalist köleliğin bedeli

Cu, 12/09/2025 - 09:25

İsrail’in Doha’da Hamas liderliğini hedef alan saldırısının ABD ve İngiltere işbirliğiyle gerçekleştirildi. Katar’ın devasa ABD üslerine ve milyarlarca dolarlık silah alımlarına rağmen korunamamasının, emperyalist köleliğin ağır bedelini ortaya koyuyor.

Welayet News  - Salı günü on İsrail savaş uçağı işgal altındaki topraklardan çıkarak Doha’ya saldırmış, Washington’un bastırdığı son ateşkes önerisini görüşmek üzere toplanan Hamas’ın siyasi liderliğini hedef almıştı.

Musa İkbal’in Press TV için kaleme aldığı makalesine göre, ABD’nin Gazze ateşkesi için arabuluculuk yaptığı süreçte ‘bölgesel bir müttefike’ yönelik bu saldırı, İsrail’in bölgesel hegemonyasını dayatmak için yeni bir tırmanışa hazır olduğunu gösteriyor.

Amerikan yapımı operasyon

Musa İkbal, İsrail uçaklarının muhtemel rotasının Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan üzerinden geçerek Katar’ın başkentinde Hamas siyasi ofisini vurduğunu belirtti. Saldırının diplomatik bölgeye yakın noktada gerçekleştirildiği aktarıldı.

Yazara göre, saldırı Hamas liderliğini ortadan kaldıramasa da “Arap dünyasına bir mesaj” gönderdi: ABD’nin ekonomik ve güvenlik garantilerine bel bağlayan ülkeler egemenliklerini kaybetmiş ve Amerikan çıkarları için pazar haline gelmiş bulunuyor.

Makalede, İsrail’in küresel emperyalizmin bir uzantısı olduğu, dost kabul edilen ülkelere bile saldırmak için ABD’den “açık çek” aldığı ifade edildi. Yazar, saldırının yalnızca İsrail’in eseri olmadığını, “ABD’nin tam işbirliğiyle” gerçekleştiğini belirtti.

Doha saldırısına giden süreç

İkbal, son iki yıl boyunca Doha’daki Hamas liderliğine çok sayıda ateşkes önerisi gönderildiğini hatırlattı. Her seferinde Hamas’ın önerileri tartışmak için toplandığını, bunun da ABD, İsrail ve diğer ortakları tarafından izlendiğini ifade etti.

Makalede, Katar topraklarındaki işbirlikçiler ya da casusların yardımıyla Hamas toplantılarının zaman ve mekân bilgilerinin saptandığı öne sürüldü. Yazar, bu yöntemin daha önce İran’a yönelik 12 günlük savaşta da kullanıldığını, Devrim Muhafızları karargâhının bu yolla hedef alınarak üst düzey komutanların öldürüldüğünü hatırlattı.

Yazara göre, Washington’un özellikle dayattığı son ateşkes önerisi, Hamas liderliğini bir araya getirmek ve ardından suikastla ortadan kaldırmak için bir “tuzak” niteliği taşıyordu.

ABD ve İngiltere’nin rolü

Makalede, saldırı günü yurttaş gazetecilerin açık kaynaklardan ABD ve İngiltere uçaklarının Katar hava sahasındaki hareketlerini izlediği, bu uçakların CENTCOM’un kontrolü altında İsrail saldırısına doğrudan destek verdiği kaydedildi.

İkbal, ABD ve İngiltere’ye ait uçakların Katar’daki üslerden kalkarak İsrail uçaklarına havada yakıt ikmali yaptığını, ardından işgal altındaki topraklara geri döndüğünü bildirdi.

Makaleye göre, “saldırı ABD’nin tam işbirliğiyle günler öncesinden planlandı ve Katar içindeki ABD-İngiltere unsurları tarafından kolaylaştırıldı.” Yazar, “hiçbir hava savunma sisteminin devreye girmediğini, İran füzelerine karşı aktifleşen sistemlerin İsrail uçaklarını engellemediğini” kaydetti.

Haberde, saldırıda dört Hamas çalışanı ve bir Katarlı olmak üzere beş kişinin hayatını kaybettiği aktarıldı.

Trump’ın açıklamaları

Musa İkbal, ABD Başkanı Donald Trump’ın saldırıdan son anda haberdar olduklarını, Katar’ı uyardıklarını ancak “çok geç kaldıklarını” söylediğini aktardı. Yazar, Trump’ın saldırıdan “üzüntü” duyduğunu belirtirken hedefin “değerli” olduğunu savunduğunu, bunun tipik bir ABD çifte standardı olduğunu kaydetti.

İkbal, sahadaki olgular, lojistik yapı ve saldırı için hazırlanan koşullar dikkate alındığında Trump’ın gerçeği sakladığını, siyasi hasarı sınırlamaya çalıştığını ifade etti.

Körfez’deki dengeler

Makaleye göre, Katar’ın ABD’nin Batı Asya’daki en büyük üssüne ev sahipliği yapmasına rağmen, bu askeri varlık ülkeyi korumadı. El-Udeyd Üssü’nün İran ve Yemen’e karşı operasyonlarda kullanıldığı, aynı zamanda “İsrail’e rutin destek sağladığı” belirtildi.

Yazar, “Katar’ın ABD’ye milyarlarca dolarlık uçak hediye ettiğini, Batılı silahlarla stoklarını doldurduğunu, hatta İsrail ile ortak tatbikatlara katıldığını” hatırlattı. Ancak “bütün bunların, ülkeyi kendi topraklarında İsrail saldırısından korumaya yetmediğini” vurguladı.

İkbal, İsrail’in Katar topraklarındaki saldırısının, ABD’nin müttefiki sayılan bir Körfez ülkesini küçük düşürdüğünü ve bölgeye, “İsrail istediği yerde, istediği şekilde hareket edebilir” mesajı verdiğini bildirdi.

Arap rejimlerine mesaj

Makalede, “İsrail saldırısına karşı Katar’ın hiçbir askeri yanıt verememesinin, ABD silahlarıyla donatılmış Arap rejimlerinin ancak kendi halklarına veya ABD’nin düşman ilan ettiği ülkelere karşı kullanılabileceğini gösterdiği” belirtildi.

İkbal, Arap yönetimlerinin sömürgecilik tarafından iktidara getirildiğini, petrodolarlarla ayakta tutulduğunu ve Batı destekli silahlarla kendi halklarını kontrol etmeye odaklandığını ifade etti.

Yazara göre, bu rejimlerin güvenlik garantileri sadece kendi iktidarlarını korumak için var. Bu durum, bir anti-emperyalist uyanış olmadan değişmeyecek.

Musa İkbal, makalesini eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın şu sözüyle noktaladı: “Amerika’nın düşmanı olmak tehlikeli olabilir, ama dostu olmak ölümcüldür.”(YDH)



Yeni yorum ekle