Kudüs’ün Özgürlüğü Şiarından Suriye’yi İsrail’e Teslim Etmeye
Terör öthütü HTŞ Lideri Ahmed eş-Şar‘a (Ebu Muhammed el-Culani), Beşar Esed rejiminin düşüşünden önce kendisini bölgenin “yeni fatihi” olarak pazarlamaya çalışıyordu. Ona göre önce Şam özgürleşecek, ardından Filistin ve Kudüs’ün kurtuluşunun yolu açılacaktı.
Welayet News - Culani geçmişte şöyle diyordu: “Beni cihad yoluna sevk eden, Filistin meselesinin acısı oldu.” Ancak bu sözlerin hepsi, gücü eline geçirmeden önceye aitti. Çünkü iktidara ulaştıktan sonra her şey tamamen değişti.
Suriye’nin yarım yüzyılı aşkın süre boyunca yöneticiliğini yapan Hafız ve Beşar Esed, İsrail ile hiçbir zaman teslimiyet ya da normalleşme anlaşmasına imza atmadı. Fakat bugün Ahmed eş-Şar‘a, Suriye’yi doğrudan düşmana teslim etme noktasına gelmiş bulunuyor. O yalnızca Suriye’yi değil, kendi ata toprağı olan işgal altındaki Golan’ı da fiilen Siyonist rejime bırakmış durumda. Filistin davası, Gazze ve Batı Şeria halkının çilesi ise unutulmuş; tüm bunlar Donald Trump ve özellikle Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman gibi Arap destekçilerini memnun etmek uğruna yapılıyor.
Gizli Görüşmeler Artık Açık
Geçmişte yalnızca gayriresmî şekilde dillendirilen Culani temsilcileri ile İsrail arasındaki gizli görüşmeler, bu kez Suriye Resmî Haber Ajansı (SANA) tarafından da teyit edildi.
SANA’nın haberine göre, “Suriye Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Esad Hasan Şeybani, Paris’te İsrailli bir heyetle görüşerek bölgenin ve özellikle Suriye’nin güneyinin istikrarını güçlendirmeye yönelik konuları ele aldı.”
Haberde müzakerelerin, gerilimi azaltma, Suriye’nin içişlerine müdahaleden kaçınma, istikrarı destekleyici mutabakatlara ulaşma, Süveyda vilayetinde ateşkese nezaret ve 1974 anlaşmasının yeniden canlandırılmasına odaklandığı belirtildi. Görüşmeler, ABD arabuluculuğunda ve “Suriye’nin birliği ile toprak bütünlüğünü koruma” iddiası altında yürütüldü.
Ancak SANA’nın aktarmadığı ayrıntıları, Amerikan haber sitesi Axios ortaya çıkardı. Axios’un haberine göre, Paris’teki bu görüşmede İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ile Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani bir araya geldi; toplantıya ABD’nin özel Suriye temsilcisi Tom Barrack da katıldı.
Axios’un haberinde, toplantının aslında 14 Ağustos için planlandığı ancak bu haftaya ertelendiği aktarıldı. Masadaki başlıca konulardan biri, işgal altındaki Filistin topraklarından açılacak insani bir koridor üzerinden İsrail’in Süveyda’daki Dürzîlere yardım sağlamasıydı. Amerikan ve İsrailli kaynaklara göre böyle bir anlaşma, “ilişkilerin onarılmasına ve gelecekte normalleşme sürecini ilerletmek için ABD baskısının güçlenmesine” hizmet edecek. Özellikle Süveyda’daki son olaylar ve İsrail’in Suriye topraklarına düzenlediği saldırılar dikkate alındığında bu durum daha da dikkat çekici hale geliyor.
Culani’nin Maskesi Düşüyor
Bu gelişmeler, tıpkı daha önceki örnekler gibi, Ahmed eş-Şer‘ el-Culani’nin imajına ağır darbe vurdu. Güce gelmeden önceki sloganları ile iktidara ulaştıktan sonraki icraatları arasındaki çelişki, özellikle de İsrail ile doğrudan müzakere masasına oturması, Arap ve İslam ülkelerindeki halkların öfkesini artırmış durumda.
Söz konusu görüşmelerin sadece Fransa’da değil; Azerbaycan, BAE, hatta Şam ve işgal altındaki topraklarda da genellikle güvenlik ve istihbarat temelli buluşmalarla sürdürüldüğü ifade ediliyor.
Bu tablo yalnızca Culani’nin ikiyüzlülüğünü ortaya koymuyor; aynı zamanda onun, bir zamanlar uğruna yemin ettiği değerleri – Filistin davasını ve bölgenin Batı sömürüsünden kurtuluşunu – kolayca feda etmeye hazır olduğunu gösteriyor. Bugün ise tek amacı iktidarda kalabilmek; bunun için Siyonist rejime ve Batılı güçlere taviz üstüne taviz veriyor.
Gazze Ateş Altındayken…
Tüm bu ifşaatlar, Gazze’nin ağır bombardıman altında olduğu, halkın abluka ve açlıkla boğuştuğu, her gün çocukların öldürüldüğü, direniş gruplarının ise canları pahasına mücadele ettiği bir dönemde yaşanıyor.
Son günlerde çok sayıda medya kuruluşu ve Gazze halkından birçok kişi, Culani’nin İsrail’le iş birliği yolunu seçmesine sert tepki gösterdi. Buna rağmen Culani ve temsilcileri, İsrailli yetkililerin karşısına oturup Suriye’nin egemenliğini ve Filistin meselesini pazarlık konusu yapıyor. Tek amacı ise açık: Gücü ve iktidarını koruyabilmek.
Yeni yorum ekle